TBMM (AA) – TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, "Kobani" bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davada açıklanan hükümlere yönelik, "Olan memleketin barış umuduna ve birlikte yaşam umuduna yöneliktir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, grup başkanvekilleri söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin, son günlerde Ankara'nın çok hareketli olduğunu belirterek, "Beştepe'de toplantı üstüne toplantı yapılıyor, bir şeyler oluyor. Sormak istiyorum arkadaşlar, neler oluyor?" diye konuştu.
Her türlü terör faaliyetine karşı devletin, darbe sözüne karşı da seçilmiş iktidarın yanında duracaklarını kaydeden Şahin, "Türkiye ya hukuk devleti kavramını özümseyerek tercih edecek ya da polis devletine, mafya düzenine bu ülkeyi teslim edecek. Karşı olduğumuz husus polis devleti anlayışıdır; hukuksuz, keyfi anlayıştır, devlet düzeninde belirli grupların hizipleşmesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Sinan Ateş davasını yakından takip etiklerini aktaran Şahin, "Şikayetçi eşinin ifadelerinin iddianameye yansımamış olması, önemli delillerin iddianameye yansımamış olması hukuk devleti açısından kabul edilebilir bir durum değildir." ifadesini kullandı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, Türkiye'deki 26 bin tip 1 diyabetli çocuğun, hayatlarının sonuna kadar insüline bağımlı olarak yaşayacaklarını dile getirerek, "Bunlarla ilgili yapılan bütün talepler bugüne kadar hep reddedildi ama umuyorum, Meclis'ten gelecek yüksek bir talep, bu çocukların ızdıraplarına bir anlamda 'dur' diyecektir." diye konuştu.
Dünyanın birçok ülkesinde, bu çocuklara devletin insülin pompası yardımı yaptığını ve "sensör" denilen sürekli şekerini kontrol eden bir cihaz verildiğini anlatan Çömez, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına defalarca yazılmasına rağmen insülin pompası ve sensör taleplerinin karşılanmadığını söyledi.
MHP Grup Başkanvekili Filiz Kılıç, 18 Mayıs 1944 Kırım Türklerinin sürgün edilişinin yıl dönümünde bu soykırımı kınadığını ifade ederek, hayatını kaybedenleri rahmetle andı.
Gazze'de yapılan soykırımı da kınadığını dile getiren Kılıç, bütün dünyayı iki devletli bir yönetimin tesis edilmesi konusunda gayret etmeye çağırdı.
Kılıç, BM Genel Kurulu'nda, Filistin'in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyinde tekrar görüşülmesi ve gözlemci statüsünde olan Filistin'e bazı ilave haklar tanınmasını talep eden karar tasarısının kabul edilmesinin olumlu olduğunu ancak Genel Kurul'da 143 ülkenin "evet" kararının Konsey'de adeta yok sayılacağını, 5 daimi ülkeden birisinin vetosu halinde emeklerin boşa gideceğini söyledi.
– "Bu ülkenin özlemini duyduğu barışı dinamitlemeye devam ediyorlar"
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Kobani" bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davada verilen cezaların yasa dışı ve hukuk dışı olduğunu, büyük bir adaletsizliğe imza atıldığını savundu.
Meclis'in kara bir gün yaşadığını ifade eden Temelli, "Hukuku tanımamak; bu Meclis'i tanımamaktır. Bugün yargılanan arkadaşlarımız bu kara güne aslında direnen arkadaşlarımızdır. Tıpkı İstiklal Mahkemelerine, tıpkı 12 Eylül'e, DGM'lere direnildiği gibi bugün de Kobani kumpas davasına direnenlere ceza yağdırarak intikam almak isteyenler aslında bu cumhuriyeti, bu ülkeyi, bu ülkenin özlemini duyduğu barışı dinamitlemeye devam ediyorlar." diye konuştu.
Yeni anayasa çalışmalarına işaret eden Temelli, "Bu Meclis'te olmayan, yargılanan, yok sayılan, siyasetten men edilen arkadaşların olduğu bir ülkede anayasa yapılabilir mi? Selahattin Demirtaş'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Gültan Kışanak'ın, Sebahat Tuncel'in olmadığı bir yerde anayasa yapılabilir mi?" diye sordu.
Temelli'nin konuşmasını tamamlamasının ardından DEM Partili milletvekillerinin sıralara vurarak davada açıklanan hükümleri protesto etmesi üzerine Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder birleşime ara verdi.
– "Çözüm Sürecine ait tüm şeyler cezanın konusu yapılmıştır"
Aranın ardından Meclis Başkanvekili Önder, "Kobani" bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davada açıklanan hükümleri değerlendirdi.
Bu cezaların hak edilen cezalar olmadığını öne süren Önder, "Olan memleketin barış umuduna ve birlikte yaşam umuduna yöneliktir." dedi.
Bütün uyarılara rağmen AK Parti cenahının bunun farkına varmadığını belirten Önder, "Günbegün ortaya çıkan şeylerle görüyoruz; bu da AK Parti'nin ilerideki yargılanmasının ön iddianamesidir. Çünkü Çözüm Sürecine ait tüm şeyler kriminalize edilmiştir, cezanın konusu yapılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Önder, Başkanlık Divanı'nın teşekkül etmediğini belirterek, birleşimi, 21 Mayıs Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
Birleşimin kapanmasının ardından DEM Partili milletvekilleri, "Kobani" bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin davanın sanıklarının fotoğraflarının yer aldığı pankartları kaldırarak, açıklanan hükümleri protesto etti.