ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca "Medya Etiği Bağlamında Olağanüstü Dönemlerde Doğru Habercilik Paneli" düzenlendi.
Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı ve Genel Yayın Yönetmeni Yusuf Özhan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında düzenlenen panelin "Medya ve Etik: Dezenformasyon, Mahremiyet ve Kurgusal Gerçeklik" başlıklı ilk oturumunda konuştu.
Okuyucu, dinleyici ve izleyicinin aynı zamanda birer haber üreticisi haline geldiğini belirten Özhan, bunun bazı problemlere yol açtığını anlattı.
Özhan, yalan haberlerin, maksatlı olarak etki-tepki oluşturmak için nakledilen ve bütünü anlatmayan rivayetlerin bir araya geldiği içeriklerin bütün dünyada gazeteciliğin problemi olduğunu ifade etti.
"Elbette ki haber, gerçeği yansıtmak zorundadır ve kendi disiplini vardır." diyen Özhan, AA tarafından yalan haberlerle kurumsal bir şekilde mücadele yoluna gidilerek, yaklaşık bir yıl önce AA Teyit Hattı'nın hayata geçirildiğini söyledi.
Özhan, bütün mücadelenin yangının alevleriyle değil, aynı zamanda yangının çıkmasının engellenmesiyle ilgili olduğunu belirtti ve bu çalışmaların yaygınlaştırılması gerektiğinin de altını çizdi.
Sosyal medya kullanımından örnekler veren Özhan, "Sosyal medyada çok fazla içeriğe maruz kalıyoruz. Karşılaştığımız içeriklerin ise sadece yüzde 10'unun ayrıntısına bakıyoruz." dedi. Özhan, bununla beraber bir paylaşımın başlığıyla değerlendirildiğini ya da içeriği okumadan güvenilen kişilerin yorumlarıyla paylaşıldığını belirterek, "AA Teyit Hattı bizim nokta atışı yaptığımız bir çalışma olmakla birlikte sosyal medya veya iletişim platformlarındaki problemlerin daha etkin bir biçimde giderilmesi veya mücadele edilmesi için sadece ilk adım." diye konuştu.
– "Meslek, prestijini tekrar kaybetmeye, erozyona uğramaya başladı"
AA Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Çağlar ise içerik üreticisi veya işi, kurumu ve bağlantıları nedeniyle bir şekilde haber veren kişilerle gazetecilerin birbirinden ayrılması gerektiğini vurguladı.
Medya etiğinin önemine dikkati çeken Çağlar, bunun uygulanmasında temel sorumluluğun gazetecilere düştüğünü dile getirdi.
Dijitaldeki içerik üreticilerin gazetecilik iddiasında bulunması ve gazetecilerin bir kısmının bunu yanlış bir meslek dayanışması yanılsamasıyla sahiplenmesinin çok büyük bir sorun doğurduğunu belirten Çağlar, "İnsanlar içerik üretebilir ama o koda, o etiğe, o ahlaka sahip değilse gazeteci değildirler, içerik üreticidirler." dedi.
Bazı kişilerin herhangi bir eğitim almadan olağanüstü hallerde, savaş alanlarında medya etiğine aykırı haber yaptığını anlatan Çağlar, "Bugün gördüğümüz tablo; meslek, prestijini tekrar kaybetmeye, erozyona uğramaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.
Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Keskin'in başkanlığını yaptığı oturumda konuşan TRT Haber Spikeri Cengizhan Cevahiroğlu da sosyal medyanın yaratıcı olduğu için daha çok tercih edildiğini dile getirerek, televizyon ve gazetelerde olaylara farklı açıdan bakılsa da bir sıradanlık olduğunu söyledi.
Sürekli kötü haber verilmesini de eleştiren Cevahiroğlu, ülkedeki iyi olaylarda ve ya savaş haberlerinde insan hikayelerinin reyting kaygısıyla yapılmadığını belirtti.
Anadolu Ajansının New Yok muhabirinin dronla yaptığı çekimden övgüyle bahseden Cevahiroğlu, görüş beyan etmeden, görüntülerle akıcı bir haber yapıldığını söyledi.
Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kartoğlu da dijital medyanın yavaş yavaş gazetecileri de etkilediğini belirterek, "İşin kuruluşunda vardır, 'kötü haber iyi haberdir.' Her zaman kötü haber satar. Başlık verecek kadar kötü bir şey bulamıyorsak, bu sefer haberi kötü tarafından verelim. ‘Uzaya çıkıyoruz iyi haber, kötü bir tarafı yok. O zaman 'Uzaya çıkıyoruz ama sokağımızda çukur var' diye haber yapalım. Bunlar birbiriyle tartılır mı tartılmaz." diye konuştu.
Yanlış bilginin kontrolü için internetten arama yapıldığında, alıntılar beklendiği gibi gelmediğinde yine yanlış bilgiye maruz kalındığına dikkat çeken Kartoğlu, “Bu bizim de karşılaştığımız bir sorun. Halen gazeteciler, televizyoncular, sunumlarını yaparken de benzer hatalara düşüyorlar.” ifadelerini kullandı.
Kurgu haberlerin gördüğü ilgiye değinen Kartoğlu, “Sizin bir sürü kurgu haberi düzeltmeniz, kurgu haber kadar kıymet bulmaz, izlenmez.” dedi. Kartoğlu, yalan haberin doğrusunu kim biliyorsa o kurumun da hızlı tepki verip, düzeltip, yaygınlığını takip etmesi gerektiğini vurguladı.
Panel, Yeni Nesil Medyada Haber Etiği oturumuyla devam etti.