İSTANBUL (AA) – Avukat Servet Bakırtaş’ı Bakırköy’deki ofisinde, bir kadını da Yenibosna’daki iş yerinde öldürdüğü iddiasıyla iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlanan sanık Abdullah Türkoğlu’nun, akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevki kararlaştırıldı.
Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesince, konferans salonunda yapılan duruşmaya tutuklu sanık Abdullah Türkoğlu, maktuller Servet Bakırtaş ve Öznur Tufan’ın ailesi ve avukatları katıldı.
İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç ile çok sayıda ilin baro başkanı ve avukatlar da duruşmada hazır bulundu.
Kimlik tespiti yapılan sanık Abdullah Türkoğlu, cezaevine girmeden önce sokaklarda yaşadığını ve bu nedenle sabit bir adresinin olmadığını söyledi.
Savunması sorulan Türkoğlu, daha önce verdiği ifadenin geçerli olduğunu kaydetti.
Mahkeme başkanının, daha önce verdiği ifadeleri okuması üzerine sanık Türkoğlu, cinayette kullandığı silahı intihar etmek için aldığını ve yerde bulduğu kimliğin üzerine kendi fotoğrafını yapıştırdığını anlattı.
Türkoğlu, cezaevinden çıktıktan sonra çalışması gerektiğini ifade ederek, “Bana yaşam hakkı vermediler. Hırsızlık yapamam, kimseyi dolandıramam, işe ihtiyacım vardı. O dönemde Türkiye, şehidine 360 bin liralık tazminat veriyordu. Benden sağlam adam için 900 bin lira istediler. İşe girdim, kağıt geldiği için işten çıkartıldım. Bir sene önce öldürmeye karar verdim. Kaçarım diye kılık kıyafet aldım.” dedi.
Sanık Türkoğlu’nun cezaevinden mahkemeye mektup yollayarak akıl sağlığının yerinde olmadığını iddia ettiğini söyleyen mahkeme başkanı, “Hastanede yattın mı? Daha önce intihara kalkıştın mı?” diye sordu.
Türkoğlu da 2003 yılında bir kez intihara kalkıştığını dile getirdi.
Maktul avukat Servet Bakırtaş’ın eşi Günselin Bakırtaş ile kızları, duruşmaya katılmak istediklerini ve şikayetçi olduklarını söyledi.
Maktul Öznur Tufan’ın yeğeni Burak Ocak da “Biri kadına karşı, biri görevini yapan bir insana karşı işlenmiş canice bir cinayettir. Bana denk gelemediği için teyzemi öldürdü. Şikayetçiyim. Katılma talebim vardır. O gün ben de öldürülebilirdim. Yolda ufak bir arıza yaşadım yoksa o an mağazada ben olacaktım. Öznur Tufan, öz teyzemdir. 38 senedir aynı apartmanda oturuyoruz. Çoluğu çocuğu yoktur. O yüzden ben davaya katılmak istiyorum. Sırf bana acı vermek için teyzemi öldürdü. Sağ bacağımda mermi, sol bacağımda hissizlik var. Kolumda platin var. Ben ne kadar sağlamım? Şikayetçiyim.” ifadelerini kullandı.
Türkiye Barolar Birliği, İstanbul Barosu, İstanbul 2 Nolu Barosu ve bazı illerin baroları da duruşmaya katılma talebinde bulundu.
Cumhuriyet savcısı, suçtan doğrudan zarar görme ihtimallerine istinaden maktul avukat Bakırtaş ile Tufan’ın yakınlarının katılma taleplerinin kabulünü, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle de baroların katılma taleplerinin reddini istedi.
Mahkeme, maktullerin ailelerinin katılma taleplerini kabul ederken suçtan doğrudan zarar görmedikleri için baroların katılma taleplerini reddetti.
Sanık Türkoğlu’nun akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine hükmeden mahkeme, tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
– İstanbul Barosu Başkanı Saraç’tan açıklama
Duruşma sonrasında açıklama yapan İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, meslektaşları Servet Bakırtaş’ın, mesleğini yaptığı için bürosunda saldırıya maruz kalarak katledildiğini söyledi.
Bakırtaş’ın acısının hala yüreklerinde olduğunu, kendisini rahmet ve saygıyla andıklarını ifade eden Saraç, şöyle konuştu:
“Meslektaşlarımızın saldırılara maruz kalmaları ve ölümleri bizleri derinden yaralıyor. Savunma hakkı kutsaldır. Savunmanın olmaması, yargının olmaması demektir. Avukatlar görevlerini yapıyor, yapmaya da devam edecekler. Değerli meslektaşımız Servet Bakırtaş ve görevi başında katledilen tüm meslektaşlarımız için, saldırıya uğrayan, darbedilen bütün meslektaşlarımız için sesimizi daha da gür çıkarmaya devam edeceğiz. Katillerin hukuk önünde en ağır cezaya çarptırılmaları için davanın takipçisi olacağız.”
– İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Abdullah Türkoğlu’nun 2014’te Yenibosna’daki Spotçular Çarşısı’nda iş yerinin olduğu, aynı yerde iş yeri olan Burak Ocak ile tartıştığı ve Ocak’ı silahla yaralamasından dolayı cezaevine girdiği anlatılıyor.
Türkoğlu’nun cezaevinden tahliye edilmesinden sonra Ocak’ın avukatı olan maktul Servet Bakırtaş’ın kendisine haciz işlemleri yaptığı aktarılan iddianamede, Ocak’ın avukatı aracılığıyla Türkoğlu’nun cezaevinde bulunduğu süreçte ablasına sattığı evle ilgili tasarrufun iptalini istemesi ve 900 bin liralık tazminat davası açması nedeniyle Türkoğlu’nun Ocak ile avukatı Bakırtaş’a husumet beslediği ve ikisini de öldürmeye karar verdiği belirtiliyor.
Sanık Türkoğlu’nun 6 Temmuz 2022’de Servet Bakırtaş’ın avukatlık ofisine gittiği, “Ben Abdullah Türkoğlu, beni hatırladınız mı?” dediği Bakırtaş’ı silahla iki el ateş edip öldürdüğü ve olay yerinden kaçtığı kaydediliyor.
İddianamede, sanığın Burak Ocak’ı öldürmek için taksiyle Spotçular Çarşısı’na gittiği ve Ocak’ı bulamayınca teyzesi Öznur Tufan’ı da öldürerek kaçtığı yer alıyor.
Sanık Abdullah Türkoğlu’nun “kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak öldürme” ve “kadına karşı kasten öldürme” suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet, “resmi belgede sahtecilik” ve “ruhsatsız silah bulundurma” suçlarından da 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.