Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, yarınki Brüksel ziyaretini değerlendirdi:69 defa okundu

kategorisinde, 18 Haz 2022 - 19:30 tarihinde yayınlandı
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, yarınki Brüksel ziyaretini değerlendirdi:

ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Stockholm'de terör örgütü YPG/PKK'ya ait görsellerin, projeksiyonla binalara yansıtılmasının PKK terör örgütünün bu ülkede ne kadar konuşlandığının ve ne kadar şımartıldığının en çarpıcı örneklerinden birini oluşturduğunu belirterek, "Hala bu görüntülere, bu meydan okumalara rağmen İsveç hükümeti bunları sonlandırmak için adım atmayacaksa bu müzakerelerin ilerleme imkan ve ihtimali yok." dedi.

Kalın, ATO Congresium'da gerçekleştirilen Hacettepe Üniversitesi Teknoloji, Eğlence, Dizayn (TEDx) Konferansı kapsamında öğrencilerle bir araya geldi.

Konferansın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kalın, yarın Brüksel'e yapacağı ziyarete ilişkin, "İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya üyelik süreci açısından önemli bir ziyaret gerçekleştirilecek, üçlü bir görüşme söz konusu mu?" sorusunun yöneltilmesi üzerine iki ülkenin NATO'ya üyelik için başlattıkları sürecin çeşitli müzakerelerle devam ettiğini anımsattı.

2 hafta önce İsveç ve Finlandiya heyetlerinin Ankara'ya geldiklerini hatırlatan Kalın, "Daha sonra hem telefon diplomasisi yoluyla hem de bir kağıt teatisi yoluyla bu sürecin nasıl ilerleyeceğine dair kendi temel ilkelerimizi açık ve net bir şekilde ortaya koyduk." dedi.

Türkiye'nin beklentilerinin ne olduğunun artık herkes tarafından bilindiğini, bunu kamuoyuyla da açık ve net bir şekilde paylaştıklarını dile getiren Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özellikle İsveç ve Finlandiya'da bulunan PKK, PYD, YPG, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütlerinin ve bunların paravan örgütlerinin varlıklarına son verilmesi, burada para toplanmasının, eleman devşirilmesinin, Türkiye aleyhine faaliyet ve propaganda yapılmasının tamamen önlenmesi beklentilerimizin temelini oluşturuyor. Çünkü NATO ittifakı bir güvenlik ittifakıdır, bir ekonomik iş birliği örgütü değildir. Bir seyahat yahut turizm teşkilatı değildir. Bir güvenlik örgütüdür ve 70 küsur yıldır da ortaya koyduğu bazı temel güvenlikle ilgili ilkeler var. Yeni üye olacak ülkelerin de bu ilkelere riayet etmesi, bir başka mevcut üye ülkenin güvenlikle ilgili kaygılarını karşılayacak adımları atması bir tercih değil, zarurettir. Bunu da biz karşı tarafa açık ve net bir şekilde ifade ettik."

Yürütülen müzakereler çerçevesinde önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğine işaret eden Kalın, "Biz de bu görüşme çerçevesinde yarın Dışişleri Bakan Yardımcımız Sayın Sedat Önal'la birlikte Brüksel’i ziyaret edeceğiz. NATO’da önce NATO Genel Sekreteri'nin kabine şefi ile ardından İsveç ve Finlandiyalı mevkidaşlarımızla bir toplantı gerçekleştireceğiz." dedi.

Kalın, geçtiğimiz günlerde İsveç'in başkenti Stockholm'de terör örgütü YPG/PKK'ya ait görsellerin, projeksiyonla binalara yansıtıldığını hatırlatarak, "Aslında bu görüntüler de PKK terör örgütünün bu ülkede ne kadar konuşlandığının ve ne kadar şımartıldığının en çarpıcı örneklerinden birini teşkil ediyor. Hala bu görüntülere, bu meydan okumalara rağmen İsveç hükümeti bunları sonlandırmak, tamamen ortadan kaldırmak için adım atmayacaksa o zaman bu müzakerelerin tabii ki ilerleme imkan ve ihtimali yok." değerlendirmesini yaptı.

İsveç hükümetinin bu yönde bir iyi niyetinin olduğunu, adım atılacağını ifade ettiklerini bildiren İbrahim Kalın, Türkiye'nin bu adımların neler olduğunu somut olarak görmek istediğini belirtti.

Kalın, şöyle konuştu:

"Oraya giderken, yapacağımız müzakerelerde de bu somut adımların gerçekleşmesi noktasındaki taleplerimizi tekrar kendilerine ileteceğiz. Dolayısıyla burada, bu ülkelerde Türkiye’nin güvenliğine yönelik bu tür tehditler ortadan kalkmadan sürecin ilerlemeyeceğini bir kez daha ifade etmek isterim. Sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ettiler, Madrid Zirvesi elbette NATO’nun tarihinde son derece önemli bir zirve. Çünkü burada hem stratejik konsept kağıdının revize edilmesi hem de Ukrayna-Rusya savaşı, gıda güvenliği, terörle mücadele, siber güvenlik ve diğer güvenlik konuları etraflı bir şekilde ele alınacak. Zirve bu anlamda son derece önemli. Fakat, biz İsveç ve Finlandiya'nın üyelik süreci açısından Madrid Zirvesi'ni tarihi bir dönüm noktası olarak görmüyoruz. Geçmişte hatırlarsanız biz prensipte NATO’nun açık kapı politikasına destek verdik. Ama prensip, NATO’nun müktesebatı çerçevesinde adımlar atılmasıyla kayıtlıdır. Bir örnek vermek gerekirse Yunanistan, Kuzey Makedonya’nın üyeliğine tam 11 yıl boyunca sadece bir isim meselesinden dolayı itiraz etmiş ve Makedonya’yı 11 yıl kapıda bekletmiştir."

Makedonya ile Yunanistan arasında bir savaşın, bir sınır ihtilafının söz konusu olmadığını aktaran İbrahim Kalın, bu sürenin sonunda Makedonya'nın referandum yaptığını, ülkenin adını değiştirdiğini anımsattı.

Ülkenin adının değişmesinin ardından Yunanistan'ın bugünkü adıyla Kuzey Makedonya’nın üyeliğine onay verdiğini dile getiren Kalın, "Bu onay süreci başladıktan sonra da Makedonya’nın üyeliği tam 13 ay sürdü. Dolayısıyla burada 1999 yılında NATO’nun ilan ettiği bir üyelik müktesebatı var. Belli şartlar ve ilkeler var. Bunlara uymak suretiyle ancak bir üyeliğin söz konusu olabileceği zaten herkesin malumu. Dolayısıyla bu örnekten de hareketle burada Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarının karşılanması son derece açık, haklı ve meşru bir beklentidir. Bizim hem İsveç hem de Finlandiya tarafından temel beklentimiz hem ikili düzeyde hem de NATO bağlamında üçlü ya da dörtlü düzeyde güvenli kaygılarımızı giderecek somut adımlar atmalarıdır." diye konuştu.

"Biz bu adımları ancak gördükten sonra sürecin ilerlemesinden bahsedebiliriz." diyen Kalın, birtakım temenniler, ucu açık taahhütler ve genel ifadelerin Türkiye'yi tatmin etmesinin söz konusu olmadığını vurguladı.

– Madrid'deki NATO Zirvesi

NATO Zirvesi'ne dair görüşme takviminin belli olup olmadığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsveç ve Finlandiya heyetleriyle bir görüşme yapıp yapmayacağı yönündeki soruya Kalın, "Tabii oraya 30 ülke katılıyor. Dolayısıyla her zirvede olduğu gibi zirve marjında ikili, üçlü, çoklu görüşmeler olacak. Cumhurbaşkanımızın da farklı liderlerle yapacağı bir dizi görüşmeler olacak. Bunlar şu anda planlanıyor, kesinleşenler var, üzerinde çalışılanlar var." yanıtını verdi.

Türkiye'nin bu zirveye NATO’nun 70 yıllık en önemli üyelerinden birisi olarak katılacağının altını çizen İbrahim Kalın, "NATO’da 2. büyük ordusu olan Türkiye'nin, özellikle NATO’nun güney kanadının güvenliğinin sağlanması konusunda nasıl kritik bir rol oynadığı herkesin malumu. Ukrayna savaşı münasebetiyle Türkiye’nin stratejik öneminin yeniden yükseldiği bir dönemde, gıda krizinin çözülmesi için attığımız adımları da tabii ki orada değerlendireceğiz." ifadelerini kullandı.

Kalın, şunları kaydetti:

"Stratejik konsept kağıdının güncellenmesi, yeni tehdit algılarının doğru bir şekilde analiz edilerek önümüzdeki 10 yılın yol haritasının belirlenmesi noktasında da Cumhurbaşkanımız NATO ittifakına ve bu zirveye yapacakları katkıları orada dile getirecekler. Dolayısıyla biz bu zirvenin her yönüyle başarılı bir zirve olmasını temenni ediyoruz, bekliyoruz. Bizim çabamız, gayretimiz de bu yönde. Dost ve kardeş ülke olarak İspanya’nın da Madrid’e yapılacak bu zirveye çok iyi bir ev sahipliği yapacağını düşünüyoruz. Ben geçtiğimiz hafta Madrid'deydim. Hem ikili ilişkilerimiz hem de Madrid Zirvesi ile ilgili olarak ön görüşmelerimizi yaptık. İspanyol dostlarımız da gayet güzel bir hazırlık yapıyorlar.

Biliyorsunuz İspanya, özellikle Avrupa içerisinde Türkiye’nin bu tür güvenlik kaygılarını ve endişelerini en iyi anlayan ülkelerden biri. Geçmişte ETA terörüyle mücadele etmek zorunda kalmış bir ülke olarak Türkiye’nin PKK ve benzeri paravan örgütlerle, FETÖ gibi örgütlerle nasıl mücadele ettiğini anlayan ülkelerden birisi. Son olarak bildiğiniz gibi geçtiğimiz hafta ben hemen Madrid'e gitmeden bir gün önce Türkiye’de konuşlu bulunan Patriot bataryalarının da İspanyol hükümeti tarafından süresi uzatıldı. Onlar Türkiye’nin güvenliği için NATO ittifakı çerçevesinde Türkiye’ye ödünç verilen bataryalar. Bunun süresini uzattılar. Bundan dolayı da İspanyol hükümetine teşekkürlerimizi tekrar iletmek istiyorum ve biz bu zirvenin her yönüyle başarılı olacağına da inanıyoruz."

– "Bilmek bulmaktır"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, katıldığı konferans kapsamında öğrencilerle bir araya geldi. İnsanın kendi dışına çıkabildiği, kendinin ötesine gidebildiği oranda hakikatini keşfedebilen bir varlık olduğunu ifade eden Kalın, "Tohum toprağa atılır ki kendinden çıksın, kök budak salsın, ağaç olsun. Kendinde kalan, kendinde tükenmeye mahkumdur. O yüzden insan narsizmden uzaklaştığı oranda, alemdeki güzellikleri, manaları, sırları, tınıları, görmeye başlar." ifadelerini kullandı.

İnsanın evrenin efendisi değil, olsa olsa onun bir parçası olduğunu dile getiren Kalın, insanın evrenle böyle bir bağ kurabildiği takdirde ona üstünlük sağlamaktan vazgeçip onun sırdaşı olacağını söyledi.

Sokrates'in felsefesine işaret eden Kalın, şunları kaydetti:

" 'Kendini bil' demek 'kendini gel alemin merkezine koy' demek değildir. Tam tersine 'alemin içindeki yerini bil' demektir. Hem Latincede hem Arapçada 'var olmak' kelimesi köken itibarıyla bulmak ve bulunmak demektir. Var olmak bulmaktır ancak bulanlar gerçek manada vardırlar. Bulamayanlar olsa olsa mevcut olabilirler. Özne olamazlar, nesne olabilirler. O yüzden bilmek, bulmaktır."

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ