MERSİN (AA) – MUSTAFA ÜNAL UYSAL – Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB), 17 Mart'ta prömiyerini yapacağı "Madama Butterfly Kukla Operası"nı sanatseverlerin beğenisine sunmaya hazırlanırken, eserde yer alacak 40 kuklanın yapımı da proje ekibi tarafından titizlikle sürdürülüyor.
MDOB, Madama Butterfly Operası'nda alışılmışın dışında bir gösterimle sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor.
Daha önce sanatçılar tarafından icra edilen eser, bu kez Türkiye'de sahnelenmeyen "kukla opera" şeklinde beğeniye sunulacak.
Gösterim için oluşturulan proje ekibi, eserde yer alacak karakter ve koronun kullanacağı 40 kuklanın yapımına yaklaşık 1,5 ay önce başladı.
Hummalı çalışma içerisine giren proje ekibi, hem görselliğin daha fazla ön plana çıkması hem de Avrupa'daki örneklerinden farklı olması için oynatıcının göğsüne monte edilip hareket edebilen kuklaların büyük bir bölümünü hazır hale getirdi.
Görsel zenginliğe sahip ve Türkiye'nin ilk kukla operası olduğu belirtilen "Madama Butterfly Kukla Operası"nın promiyeri 17 Mart'ta, ikinci gösterimi de 19 Mart'ta Mersin Kültür Merkezi Opera Sahnesi'nde sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
Eserin rejisörü Melih Öztürk, AA muhabirine, "Madama Butterfly Operası"nın daha önce farklı illerde birçok kez sahnelendiğini söyledi.
Eserin bu kez farklı bir formatla sanatseverlerin karşısına çıkacağını ifade eden Öztürk, gösterimin "kukla opera" şeklinde yapılacağını belirtti.
– "Kukla opera bugüne kadar Türkiye'de hiç karşımıza çıkmadı"
Öztürk, "kukla opera" türünün Avrupa'da örneklerinin olduğunu aktararak, şöyle konuştu:
"Avrupa'da ipli kukla operalar ilgiyle izleniyor. Biz bu projede ipli kukla yapmıyoruz. Kuklalarımız gerçek insan boyuna yakın. İlk defa operanın tüm karakterleri ve koro 40 kuklayla karşımızda olacak. Gerçekten çok zorlu bir aşama bizim için. Kuklaların tekniğini çözümlemek apayrı bir olay oldu. Oynatmak, apayrı bir şey olacak. Kukla opera bugüne kadar Türkiye'de hiç karşımıza çıkmadı. Bütün karakterlerin ve koronun kukla olarak karşımıza çıkışı bambaşka bir şey."
Eserin kukla ve kostüm tasarlayıcısı Hatice Kaptı da çok güzel ve zahmetli bir proje hazırladıklarını dile getirdi.
Yaklaşık, 1,5 aydır hazırlıklarının devam ettiğini anlatan Kaptı, "Heykel aşamasıyla başlıyor. Önce çamurdan bütün yüzleri çalışıyorum. Daha sonra polyester kalıbını alıyorum, dökümünü yapıyorum ve her bir yüzü, kuklayı tek tek realize ediyorum. Kostümlerini tasarlıyorum ve onların uygulamalarını atölyelerimizde yapıyoruz. Sanatseverler, henüz Mersin'de ve Türkiye'de izlemedikleri bir eserle karşılaşacak." diye konuştu.
Kukla teknik çözümleme sorumlusu Alper Güneri de eserde yer alacak kuklaların teknik çözümlemesinin oldukça zaman aldığını vurguladı.
Sanatseverlerin heyecanlanacağı ve ilgiyle izleyeceği bir çalışmaya imza attıklarını kaydeden Güneri, şöyle devam etti:
"Kendi sahnemizde fuaye alanında bir atölye ortamı oluşturduk. Bu ortamda diğer teknik arkadaşların da desteğini aldım. Koordineli bir çalışma oldu. Kukla karakterlerinin hareketleri üzerine birçok kez konuştuk. Bunun için teknik ve mekanik anlamda bir formül üretmem gerekiyordu. Yaptım olmadı, farklı bir teknik denedim olmadı. Üçüncüde, dördüncüde… Bir şekilde çene, baş çevirme hareketini, mekanik anlamda çözümlemeyi başardım. Sonuç itibarıyla böyle bir iş ortaya çıktı. Bundan çok mutluyum."