Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Definecilerin kaçak kazıları 3 bin 500 yıllık Trak dolmenlerine zarar veriyor73 defa okundu

, kategorisinde, 22 Şub 2022 - 10:03 tarihinde yayınlandı
Definecilerin kaçak kazıları 3 bin 500 yıllık Trak dolmenlerine zarar veriyor

EDİRNE (AA) – Trakya’ya adını veren Traklar’dan günümüze ulaşan 3 bin 500 yıllık dolmenler (Yan yana duran dik taşların üzerine kapatılmış yassı taştan yapılmış genellikle mezar olarak kullanılan tarihi yapı) definecilerin kazı ve tahribatı yüzünden zarar görüyor.

Bölgede yapılan yüzey araştırmaları ve diğer çalışmalar, Traklar’ın mezar anıtı ve tören alanı olan dolmenleri geç bronz çağına tarihlendiriyor.

Ancak “içerisinde gömü var” efsanesi nedeniyle definecilerin hedefi haline gelen bu önemli tarihi yapılar, define kazıları nedeniyle zarar görüyor.

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Engin Beksaç, AA muhabirine Trakya kültür mirasının en eski ve önemli eserleri arasında olan 3 bin 500 yıllık olduğunu belirttiği dolmenlerin kaçak kazılar nedeniyle zarar gördüğünü söyledi.

Beksaç, Edirne’de tespit edilmiş 60’tan fazla dolmenin bulunduğunu ifade etti.

Anıtsal yapıların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu dile getiren Beksaç, şunları kaydetti:

“Dolmenler çok hızlı tahrip oluyor. Eskiden çok daha iyi durumda olan dolmenleri bugün ağır hasarlı veya yok olmak üzere bir durumda görüyoruz. Bundan dolayı çok büyük üzüntü duyuyorum. Definecilerin dolmenlere yönelik çılgınca bir merakı var, dolmenlerdeki tahribatta definecilerin çok büyük rolü var. Dolmenlerde maddi değeri olan bir şey yok. Buralardan kıymetli bir malzeme çıkma olanağı yok. Dolmenlerin kullanılmış olduğu süreçte buralara değerli malzeme koyma anlayışı yok. Ben yaptığım kazı çalışmalarının çoğunda iskelet kalıntısı dahi bulamadım. Çünkü bunların çoğunun mezar olarak kullanılmadığını görüyoruz. Bu yapılar yılın belli dönemlerinde ayin yapılan birer kült anıtı. Bunların içleri boş. Etrafında sadece keramikler var. Bunların dışındaki metal malzemelerin de bir değeri yok.”

– “Dolmenler turizm açısından değerli”

Prof. Dr. Beksaç, dolmenlerin korunarak geleceğe taşınması ve turizme kazandırılması gerektiğini dile getirdi.

Dolmenlerin kültürel bir değer olarak ön plana çıkarılması ve turistik bir değer olarak değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Beksaç, “Bu eserler kültür turizminin temelini oluşturur. Dolmenlerin bulunduğu tüm ülkelerde bu eserler çok önemli yer tutar. Buralarda dolmen turu ve gezileri yapılır. Özellikle son dönemlerde dolmenlerde tören ve ayinler de yapılıyor. Dolmenler turizm açısından değerli. Fransa, İspanya, İngiltere ve İspanya’da önemli turizm girdisi sağlıyor. Bizim de gerçek anlamda koruyup değerini bilmemiz gerekli.” diye konuştu.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ