ANKARA (AA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Türkiye şu anda afet yönetiminde iyi bir seviyededir, iyi bir kapasite oluşturmuştur ve sahada başarılı işler yapmaktadır. Önümüzdeki afetsellik, bizi sürekli daha iyisini yapmaya zorlamaktadır. Bunun için bu ülkedeki her vatandaşımızın gayreti, bilgisi, dikkati önemlidir.” dedi.
Soylu, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığındaki (AFAD) Mülki İdare Amirlerine Yönelik Afet Yönetimi ve Eğitimi Kapanış Programı’ndaki konuşmasına, dün gece Ankara’nın Keçiören ilçesindeki bir binada meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyerek başladı.
İtfaiyenin verdiği bilgiye göre, gaz sıkışması nedeniyle meydana gelen patlamada bir binanın kısmen yıkıldığını belirten Soylu, olayda yaralanan 6 kişiden 4’ünün Irak uyruklu olduğunu, birisi çocuk olmak üzere 2 Iraklı’nın da hayatını kaybettiğini belirtti. Soylu, yaralıların tedavisinin ise hastanede devam ettiğini söyledi.
İçişleri Bakanlığı tarihindeki afet tecrübesi en yüksek mülki idare amiri kadrolarından birinin bu dönemde bulunduğuna işaret eden Soylu, “Çünkü hem yüksek bir tecrübe biriktirdik, hem de bunu kısa bir zamanda, yaklaşık olarak son 2-3 yılda, ne yazık ki üst üste yaşadığımız afetler sayesinde edindik. Hem deprem ve sel gibi aşina olduğumuz afetlerle edindik, hem de küresel virüs salgını gibi daha önce hiç tecrübe etmediğimiz bir salgın afetini yöneterek, böyle bir tecrübeyi edindik.” şeklinde konuştu.
Soylu, söz konusu afetlerin hiçbirinde millete karşı mahcup olmadıklarını belirtti.
Afet meselesinde her meslek grubunun, her kurumun, kendine ait bir etki alanı, becerisi ve gücünün bulunduğunu dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
“Bunları birbiriyle doğru koordine ettiğimiz ölçüde, bunlar arasında hızlı ve etkin bir iletişim sağlayabildiğimiz ölçüde, arzu ettiğimiz başarıyı yakalayabiliyoruz. Türkiye bugün afet yönetiminde başarılıysa 20 yıl öncesine göre depolarında 20 kat malzeme olduğu için veya daha fazla kurtarma aracı olduğu için değildir; Türkiye’nin afet yönetiminde bugünkü başarısı, tüm bileşenleri etkin şekilde koordine edebilen bir anlayışın, gayretin, sistemin başarısıdır. Sivil toplum kuruluşlarını başarılı şekilde afet müdahalesine koordine edebilmek, kimin nereye koşacağını belirleyebilmek, herkesin, her kurumun görevlerini belirleyebilmek ve bunları, afet yönetiminde bir saat gibi işletebilmek, bu yeni dönemin temel farklarındandır.”
– “Muhtarlarımız, afet anı ve afet sonrasında rehberlerimizdir”
Beslenme ve barınmada çalışma grubu liderinin Kızılay, acil durum toplanma alanlarının sorumlusunun Jandarma olduğunu bildiren Soylu, “Muhtarlarımız, afet anı ve afet sonrası iyileştirme çalışmalarımızda bizim sahadaki en önemli rehberlerimizdir. Çünkü o mahallede ne olduğunu, nerede kimin yaşadığını, hatta binaların mazisini, geçmişte ne yaşandığını, nasıl yapıldığını en iyi muhtarlar biliyor.” dedi.
Verilen eğitimlerin önemine dikkati çeken Soylu, iletişimin sağlıklı kurulduğu ölçüde afet yönetiminde başarılı olunacağını vurguladı.
Bir devletin duymak istemediği tek sözün, “Nerede bu devlet?” olduğunu aktaran Soylu, “Eğer biz, vergisini veren, memleketine sadık, askere giden, her zorlukta devletinin ve milletinin yanında olan vatandaşlarına zor zamanında el uzatamazsak devlet olma görevini yerine getiremeyiz.” diye konuştu.
Türkiye’nin afet yönetiminde eskiye göre, çok ciddi bir fiziki kapasite kullandığına işaret eden Soylu, “Halihazırda AFAD’ın 81 ilde il müdürlüğü, 11 birlik müdürlüğü var. 1804 arama kurtarma personeli, 773 aracı, ki bunların içinde 103 tanesi amfibik araçtır, 23 mobil koordinasyon tırı, 30 arama kurtarma köpeği, 27 lojistik deposu, 54 destek deposu, bu depolarda yaklaşık 91 bin çadır, 194 bin yatak ve diğer malzemeler elan hazır bulunmaktadır.” bilgisini verdi.
AFAD gönüllülük sistemiyle önemli bir insan gücünü de hazırladıklarını anlatan Soylu, “Halihazırda 377 bin başvuru aldık, bunlardan 82 bin arkadaşımız eğitimlerini tamamladı, 162 bin arkadaşımızın da eğitimleri devam ediyor. Şu ana kadar eğitimlerini tamamlayan arkadaşlarımızın son afetlerde, batı Karadeniz sel afeti ve orman yangınlarında çalışmalarına, çabalarına ve faydalarına bizzat şahit oldum. Dolayısıyla hem bir afet yönetim kurumu altında fiziki kapasitemiz var hem de ülkedeki diğer fiili kapasiteyi hızlı ve etkin bir şekilde kullanan bir yapıyı kurgulamış durumdayız.” dedi.
– “Sahada önemli bir yönetim kabiliyetine ihtiyaç var”
Sahada, önemli bir yönetim kabiliyetine ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Soylu, “Eğer yöneticilerimiz bu yapıyı özümsemiş olmazlarsa, buna motive olmazlarsa hazırlanan bütün planlar, strateji belgeleri, raporlar, sadece raflarda kalır. İl risk azaltma planlarını uygulamak, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamında tatbikatlar yapmak, yaptırmak; afetle ilgili çalışacak olan birimleri teyakkuzda tutmak ve en önemlisi, kurgulanan sistemi çalıştırmak, sizlere bağlıdır. Türkiye afet bölgesidir, unuttuğumuz andan itibaren afet kendisini hatırlatır ve maliyet de yüksek olur.” ifadesini kullandı.
Afet yönetiminin çok farklı süreçlerinin bulunduğunu aktaran Soylu, bunlara ait her bir başlıkta mülki idare amirlerinden beklentilerinin bulunduğunu söyledi.
Soylu, hasar tespit raporlarının, eksiksiz ve hızlı şekilde AFAD’a iletilmesi, illerde artan veya atıl durumda olan konutlarla ilgili çalışmaların hızlandırılması, afet konutlarının yapım süreçlerinin takip edilerek mümkün olan en kısa sürede tüm işlerin tamamlanması gibi konuların önemli olduğunu kaydetti.
Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatandaşı yormayacağız. Vatandaşı sürekli devlet daireleriyle muhatap etmeyeceğiz. Vatandaş bizim peşimizden koşmayacak. Biz, meselemizi tamamlamak için vatandaşın peşinden koşacağız. Depremi, yangını, seli, bir afeti yaşayan insanı, ‘Siz işinizin peşinde koşun, gelin gidin.’ gibi bir durumla karşı karşıya bırakırsak biz haksızlık etmiş oluruz, onun nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığını anlamamış, bilmemiş ve içselleştirmemiş oluruz. Tüm süreçleri takip etmek bizim sorumluluğumuzdur, vatandaşın değil. Vatandaş, sahada bize bir eksiklik söylüyorsa inanın ben yerin dibine giriyorum.”
Bakan Soylu, mülki idare amirlerinden, ilgili tüm verilerin sisteme sağlıklı şekilde girildiğini takip etmesini isteyerek, “İldeki her olayın, merkeze hızlı şekilde bildirilmesini istiyoruz. ‘Önce kendi imkanlarımızla çözelim, yetmezse merkeze haber veririz.’ yaklaşımı, maliyeti sonradan karşılanamayacak sonuçlara ulaşabilir, tehlikeli olabilir, zaman kaybına yol açabilir. Hem müdahale imkanlarını hem de kamuoyu bilgilendirmesini koordine etmek için olayın olduğu ilk andan itibaren merkezle iletişim kurmamız lazım. Afet müdahalesinde TAMP’tan kesinlikle şaşmayın.” şeklinde konuştu.
“Meteorolojik uyarılarla ilgili ciddi bir duyarlılığının olması, beklentilerimiz arasındadır.” diyen Soylu, “Lütfen en küçük uyarıyı dikkate alalım, gerekirse ilgili kurumlardan detay isteyelim ve burada da sadece evrak üzerinden değil, birebir iletişime ağırlık verelim.” dedi.
İl Afet Risk Azaltma Planlarının en önemli rehberlerinden olduğunu dile getiren Soylu, “İl Afet Risk Azaltma Planında görev verilen kurum ve kuruluşların planda yer alan eylemleri uygulamasına yönelik desteğin verilmesi, İRAP İzleme ve Değerlendirme Sistemi’nin kullanılması çok önemli. En kısa sürede valilerimiz başkanlığında İRAP tanıtım toplantıları düzenlenmelidir ve paydaş kurumlarımızın hızlıca sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Bu konuda da tüm vali ve kaymakamlarımızın hassasiyetlerini rica ediyorum.” ifadelerini kullandı.
Soylu, yüksek bir afet riskine karşı ciddi hazırlıklarının bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Hazırlığımızın sonuç vermesi için anahtar sizlerin gayretidir. Dünyanın en iyi arabasına sahip olsanız dahi, kontağı çeviremezseniz, hiçbir yere gidemezsiniz. Türkiye şu anda afet yönetiminde iyi bir seviyededir, iyi bir kapasite oluşturmuştur ve sahada başarılı işler yapmaktadır. Önümüzdeki afetsellik, bizi sürekli daha iyisini yapmaya zorlamaktadır. Bunun için bu ülkedeki her vatandaşımızın gayreti, bilgisi, dikkati önemlidir. Ama özellikle yönetici konumundaki arkadaşlarımızın katkısı, hayati derecede önemlidir.”
AFAD Acil mobil uygulamasının herkes tarafından cep telefonlarına indirilmesi çağrısında bulunan Soylu, şöyle devam etti:
“Deprem, sel, yangın, kaya düşmesi, çığ olduğunda yakınlarınıza telefon hatlarını meşgul etmeden ulaşmak mı istiyorsunuz, AFAD Acil mobil uygulamasını hemen indirin. Afetlerin etkisi altında kalıp hemen 112, AFAD, emniyet, sağlık gibi ilgili birimlere hemen ulaşmak mı istiyorsunuz, tek tuşla bu imkanınızı kendinizde bir avantaj olarak tutmak mı istiyorsunuz, hemen AFAD Acil mobil uygulamasını indirin. Deprem olduğunda tereddüt etmemek, elini ayağına dolaştırmamak mı istiyorsunuz, sizi navigasyonla beraber ilk toplanma alanına götürecek bir sistem mi istiyorsunuz, hemen AFAD Acil, mobil uygulamasını indirin. Bir afetin etkisi altında kaldığınızda size hemen ulaşılmasını mı istiyorsunuz AFAD Acil mobil uygulamasını indirin. Afet esnasında size hayati önemde ilgili kurumlar tarafından uyarıcı, bilgilendirici mesajlar iletilmesini mi istiyorsunuz, hemen AFAD Acil mobil uygulamasını indirin.”
Zor zamanların bilgi, dayanışma ve birliktelikle aşılacağını vurgulayan Soylu, “Bir can, önemlidir. Zamanında müdahale ile bir kişinin hayatı boyunca taşıyacağı bir engeli, müdahaleyle engellemek, onun sağlığıyla hayatını devam ettirebilmek imkanı vardır. Bu konularda vatandaşlarımıza çağrımız AFAD Acil mobil uygulamasını indirmeleridir.” dedi.
AFAD Başkanı Yunus Sezer de afetlerin sıklığının arttığı son yıllarda hem kendi kapasite ve kabiliyetlerini artırmanın hem de senkronize olarak hareket etmenin önemli olduğunu belirtti.
Sezer, “Son iki yılda yaşanan afetlerin neredeyse tamamının seviyesinin ulusal düzeyde olduğu görülüyor. Dolayısıyla yerel düzeyde aldığımız tedbirleri gözden geçirmemiz, afetlerin artan büyüklüğüne ve çeşitliliğine göre araç, personel kapasitemizi ve kabiliyetimizi artırmamız gerektiği ortadadır.” diye konuştu.