TBMM (AA) – İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, "Türkiye, iddia ediyorum, arşivde bulunsun, yıl sonuna kadar gıdaya erişmekte ciddi zorluk yaşayacak. Paramız yok, paramız olsa dahi ihtiyacımız ürünleri, bu ürünleri yetiştiren ülkelerden ithal etmemiz çok daha zorlaşacak." dedi.
Türkkan, Mecliste düzenlediği basın toplantısına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yeni Anayasa önerisine ilişkin Türkkan, MHP'nin bu teklifle AK Parti'yi bir noktaya sürükleme çabasında olduğunu öne sürdü.
MHP'nin, AK Parti'yi kendisine bağımlı hale getirebilecek ne kadar düzenleme varsa alt alta sıraladığını ileri süren Türkkan, şöyle konuştu:
"Zaten bu metni gören Naci Bostancı da her ne kadar belli etmese de tepkisini kelimelerin arasına saklayarak ifade etmiş. Görüyorum ki önce Cumhur İttifakı kendi arasında böyle bir metin üzerinde anlaşmaları çok zor, hatta mümkün değil. Cumhur İttifakı kendi arasında kendi güçlerini birbirine karşı sınayacak. Birisi diğerine güvenmiyor. AK Parti MHP'ye güvenmiyor onu görüyorum. MHP'de AK Parti'yi kendi rızası dışında hareket etmeyecek noktaya sürüklemeye çalışıyor. Bu bir Anayasa düzenlenmesinden öte bir şey, başka bir şey. Türkiye artık ciddi, sistem tıkanıklığı yaşıyor. Bu sistem tıkanıklığını daha da yoğunlaştıracak. İktidarı daha da kötü senaryolara doğru sürükleyecek birtakım maddeler ifade etmişler."
MHP'nin yeni Anayasa metniyle AK Parti'yi ciddi anlamda sıkıştırma peşinde olduğunun açık şekilde görüldüğü ileri süren Türkkan, bu girişimin Türkiye'nin gerçek gündeminin üstünü örtecek bir oyun olduğu değerlendirmesinde bulundu.
– İkizdere tepkisi
Rize İkizdere de doğa katliamı yapıldığını savunan Türkkan, "İçiniz bu kadar çürümüştü de biz neden fark etmedik. İkizdere'de yapılan bu katliamı gördükten sonra bir insanın hiç vicdanı olmaması gerekiyor." dedi.
İşkencedere Vadisi'yle ilgili fotoğraflar gösteren Türkkan, su fakiri bir ülkede bir derenin kurutulmasının vatana ihanet olduğunu söyledi.
Türkkan, İkizdere'nin sonunun Kaz Dağları'ndan, Cerattepe'den, Fatsa'dan farkı olmayacağını ileri sürerek, "Siz ne yaparsanız yapın 5'li çeteyi doyurmaya asla gücünüz yetmez. Bunlar doymaz bir çete. Onlar yeşil doğanın değil, yeşil paranın dostu. İkizdere son durakları da değil. Yakında inşaat ve rant için tüm Karadeniz kıyılarını talan edecekler." ifadesini kullandı.
Bu bölgenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketi Rize'de bulunduğunu, müteahhidin de Rizeli olduğunu anlatan Türkkan, "Kendi memleketine düşman olan adam sana bana nasıl düşman olmaz." diye konuştu.
İkizdere'de ikinci bir taş ocağı izni daha verildiğini anlatan Türkkan, bölge halkının feryadının duyulmadığını söyledi.
– "Kapanma döneminin bir mağduru da çiftçiler"
Tam kapanmada, yasakların içine "tarak" satışının yapılmasının da eklendiğini ifade eden Türkkan, "Tarak niye yasak? Millet yiyip içiyor mu? Bu olsa olsa başında saç olmayanların bir hüsnüzandan kaynaklı tepkisi olabilir. Tarağı yasaklayarak virüsün önlendiğini dünyaya anlatabilecek bir bilim adamı var mı?" dedi.
Kapanma döneminin bir mağdurunun da çiftçiler olduğunu dile getiren Türkkan, vatandaşların pazardan alışveriş yaptığını ancak pazarlar yasaklanınca ürünlerin çöpe döküldüğünü savundu.
Türkkan, pazarların cumartesi günleri açılmasına dair yeni karar alınmasını da eleştirerek, pazarcıların, vatandaşın, çiftçinin tepkisi üzerine bunun gerçekleşeceğini söyledi.
Tezgahta olması gerekenin çöpe döküldüğünü iddia eden Türkkan, kapanma sırasında çiftçinin hiç akla gelmediğini söyledi.
Türkkan, dünyada gıda güvenliği meselesinin en çok konuşulduğu bir dönemde tarımın, çiftçinin perişan edildiğini öne sürerek, "Böyle bir dönemde siz çıkan ürünü dahi dağıtmaktan aciz, vatandaşa ulaştıramıyorsunuz." dedi.
Dünyada, pandemi döneminde gıdanın, savunma sanayisindeki ürünler gibi güvenlik konusu edilen ürünler arasına konulduğunu, bunu da önce Rusya'nın yaptığını anlatan Türkkan, şöyle konuştu:
"Bu kuraklık döneminden sonra, önümüzdeki 3-5 ay içinde Türkiye'nin gıdaya erişimde nasıl sorunla karşılaşabileceğini düşünebiliyor musunuz? Türkiye, iddia ediyorum, arşivde bulunsun, yıl sonuna kadar gıdaya erişmekte ciddi zorluk yaşayacak. Paramız yok, paramız olsa dahi ihtiyacımız olan ürünleri, bu ürünleri yetiştiren ülkelerden ithal etmemiz çok daha zorlaşacak."
– "128 milyar dolar nerede?"
Milletin "128 milyar dolar nerede?" sorusunun cevabını alamadığını ileri süren Türkkan, cevapların hiçbirinin kamuoyunu tatmin etmediğini söyledi.
Türkkan, ne zaman, kime, kaça satıldığı kamuoyuna açıklanana kadar bu soruyu sormaya devam edeceklerini belirtti.
Tam kapanma sürecinin de vatandaşa olduğunu ancak iktidara olmadığını savunan Türkkan, Kocaeli Kartepe'de belediye başkanın iftar verebildiğini söyledi.
Vatandaşın iftara gidemeyeceğini, misafir davet edemeyeceğini ancak iktidarın bunları gerçekleştirebileceğini savunan Türkkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir eve ziyarete gidip iftar gerçekleştirebilirken, vatandaşın bunu neden yapamadığını sordu.
"Sayın Cumhurbaşkanının bizlerden farkı ne?" diyen Türkkan, "Onlar kendilerini bu ülkenin yöneteni değil, bu ülkenin sahibi zannediyorlar. Bizi de hep beraber, ülkeyle beraber sahiplenmiş olarak görüyorlar. Biz onların marabasıyız gibi görüyorlar. Gerçek efendinin, devletin sahibinin kim olduğunu mutlaka ama mutlaka görecekler. Ne zaman, ilk seçimde, hem de erken seçimde." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun bir türbe ziyareti sırasında ellerini arkasına bağlamasına dair soruşturma açıldığı iddiasıyla ilgili Türkkan, "Siz kafayı mı sıyırdınız? Siyasi nezaketten uzak soruyorum. Bir adam ellerini arkaya bağladı diye soruşturma mı açılır?" dedi.
Gülünç duruma düşüldüğünü savunan Türkkan, "Yaptığı yolsuzlukların her gün bir tanesi ortaya çıkan Ruhsar Pekcan ile ilgili en ufak bir soruşturma yapmayanlar İstanbul'un seçilmiş başkanına, türbede elleri arkada dolaşıyor diye soruşturma açmışlar." diye konuştu.
Türkkan, Ekrem İmamoğlu'nun Millet İttifakı ile girilen seçimde 4 milyon 750 bin oy aldığını anımsatarak, "Bu adam 4 milyon 750 bin oy aldı, siz bunu hazmedemediniz." ifadesini kullandı.
Darbeci denilen Sisi ile barışıldığını ancak İmamoğlu ile halen barışılamadığını ileri süren Türkkan, barışmaktan başka çare olmadığını iddia etti.
Kocaeli Gümrüğünde yakalanan 740 kilogram uyuşturucunun ortaya çıkarılmasında yer alan müdürün daha sonra görevden uzaklaştırılarak müfettiş yapılmasının araştırılmasını isteyen Türkkan, "Bunun ardından pis kokular geliyor?" dedi. Türkkan, Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'ın da Meclis tarafından soruşturulması ve yargılanması için yüce divana gönderilmesi gerektiğini savundu.
– Sorular
MHP'nin Anayasa metninde Türkiye Liyakat Kurumu ve parti kapatmaların Yüce Divan adlı bir mahkemede görülmesine dair önerileri bulunduğu hatırlatarak değerlendirmesi sorulan Türkkan, "Hazırlayanların bile çok ciddiyet içinde hazırlamadıkları bir metin. Sanki AK Parti'ye uzatılmış bir sopa görüyorum. Milletten ziyade AK Parti'ye karşı hazırlanmış bir taslak metni bu. Milletle çok alakası yok." değerlendirmesinde bulundu.
Yüce Divan vazifesinin itibarsızlaştırılmaya çalışılan Anayasa Mahkemesince yapıldığını anlatan Türkkan, yapılan liyakatsiz atamaların ardından tek bir laf etmeyen MHP'nin bir liyakat kurumuna ihtiyaç duymasının da garip olduğunu ileri sürdü.
Türkkan, AK Parti'nin "CHP yalan üretim merkezi" video paylaşımıyla ilgili, videoyu izlemediğini ancak AK Parti'nin hikayesi bitmiş bir siyasi parti olduğunu söyledi.
AK Parti'nin videolarla iktidarını devam ettirmeye çalıştığını savunan Türkkan, insanların sorunlara çözüm beklediğini belirtti.
Türkiye-Mısır temaslarına ilgili soru üzerine ise Türkkan, "Dönüşte acaba Şam'a da bilet aldılar mı? Dönüş yolunda Şam var mı merak ediyorum." dedi.