Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Siber güvenlik ekosistemi “milli zirvede” buluştu107 defa okundu

kategorisinde, 21 Ara 2020 - 14:37 tarihinde yayınlandı
Siber güvenlik ekosistemi “milli zirvede” buluştu

ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, "Sahip olduğumuz verinin güvenliği bizim için sınırlarımızın güvenliği kadar önemli ve önceliklidir." dedi

Koç, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen Milli Siber Güvenlik Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilerin hayata adapte edilmesinin baş döndürücü bir hıza ulaştığını, "yeni normal" denilen bu süreçte dijital hizmetlerin sunumunun ve kullanımının her zamankinden daha fazla önem kazandığını söyledi.

Dijital hizmet sunumu denilince akla gelen ilk şeyin e-Devlet olduğunu ifade eden Koç," Kullanıcı sayımız 52 milyona yaklaşmıştır. e-Devlet sistemine yıllık giriş miktarı 2 milyarı geçmiştir." diye konuştu.

Koç, siber güvenlik açısından 2020'nin zor yıl olduğunu, ocak-mayısta Kovid-19'la ilgili 210 bine yakın siber saldırı tespit edildiğini ve geçen ay yayımlanan bir güvenlik raporunda Kovid-19 temalı tehditlerde 6 katın üzerinde bir artış kaydedildiğinin ortaya koyulduğunu belirtti.

Salgın döneminin başından itibaren bu konuda toplumu bilinçlendirmek ve farkındalığı artırmak amaçlı içerikler oluşturmaya ağırlık verdiklerine dikkati çeken Koç, "Özellikle uzaktan bağlantı için kullanılan cihazlarda güncel yazılımların olmaması ve bu cihazların kurum güvenlik politikalarına uygun yapılandırılmaması, kurum ağlarına kontrolsüz erişimi mümkün kıldı." dedi.

Koç, video konferans uygulamalarında kritik güvenlik açıklarının ortaya çıktığını gördüklerini, bu dönemde yerli milli video konferans ürünlerine odaklandıklarını belirterek, "Uygulamalarımızı test ettik, üreticiler ile beraber yabancı muadilleri ile yarışabilir hale getirdik. Tüm toplantılarımızı ve etkinliklerimizi yerli ürünler üzerinden yaparak, yerli ve milli yazılımlara olan desteğimizi açık bir şekilde gösterdik." ifadelerini kullandı.

Sistemlerin dijital ortamlara taşınmasıyla birlikte terör ve adli suçların da siber ortama taşındığını, boyutları değişen siber tehditlerin artık siber savaşa dönüşerek kritik altyapı ve sistemlerini birer hedef haline getirdiğinin altını çizen Koç, bir ülkenin kritik altyapılarının siber saldırılara karşı dayanıklılığı seviyesinde siber güç sahibi olduğunu söyledi.

– "Milli güvenliği tehdit edebilecek kritik türdeki verilerin güvenliğinin sağlanması gerekiyor"

Koç, Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle, kamu kurumlarının ve kritik altyapı niteliğinde hizmet veren işletmelerin bilgi ve iletişim güvenliği kapsamında alması gereken tedbirlerin ana çerçevesiyle çizildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Bilgi sistemlerindeki güvenlik risklerinin azaltılması yoluyla siber saldırılara karşı ulusal gücümüzün artırılması, rehberin ana hedefidir. Bu kapsamda özellikle gizliliği ve bütünlüğü bozulduğunda milli güvenliği tehdit edebilecek kritik türdeki verilerin güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca bu rehber siber güvenlik alanında ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücü ve istihdamı da olumlu yönde tetikleyecektir."

Teknolojiyi sadece tüketen değil, üreten bir Türkiye olmak için, "Milli Teknoloji Hamlesi" sloganıyla çıkılan yolda, geliştirilmesini destekledikleri yerli ve milli teknolojilerin, başta kamu olacak şekilde tüm sektörlerde yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalarını sürdürmekte olduklarını aktaran Koç, şöyle devam etti:

"Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın destekleriyle yürütülen "Yerli ve Milli 5G Haberleşme Şebekesi Projesi"nin somut bir çıktısı olan,Türkiye'nin ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK'ın Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde kurulum ve kullanımına öncülük ederek, ULAK’ın tüm operatörlerimizin tercihi haline gelmesine vesile olduk. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ile birlikte yerli baz istasyonlarının kullanımının artması için var gücümüzle çalışıyoruz."

Koç, bu zamanda milli siber güvenlik teknolojisi geliştirmenin öneminin bir kez daha ortaya çıktığını dile getirerek, "Bu noktada yerli siber güvenlik ürünlerinin kullanımının yaygınlaştırılması daha da önemli hale gelmiştir. Çünkü dijital altyapıların güvenliğini yabancı ürünlerle sağlamaya çalışmak, sınırlarımızı yabancı askerlere emanet etmekten farksızdır." dedi.

– "Global ve milli" ürünler

Bu yılın başında gerçekleşen Siber Güvenlik Kümelenmesi 2. Sektör Zirvesi'nde "yerli ve milli" yerine artık "global ve milli" ürünler vurgusu yaptıklarını hatırlatan Koç, "Siber güvenlik alanında teknoloji üreten ve dünya ile rekabet edebilen Türkiye olma hedefinde, yerli ürünlerin globale taşınması konusunda artık üretici, tüketici ve destekleyen konumundaki herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor." diye konuştu.

Koç, yüz binlerce askeriniz, tonlarca askeri mühimmatınızın olmasının tek başına sizi güçlü bir devlet yapmayacağının altını çizerek, şunları kaydetti:

"Teknolojik gelişmelere ayak uydurup, etrafınızdaki tehditlerden kendinizi izole edebildiğiniz ve caydırıcı bir unsur olabildiğiniz ölçüde güçlü sayılırsınız. Tüm kurumlarının birbirleri ile iş birliği ve koordineli bir şekilde çalıştığı, güçlü kritik altyapılara sahip, siber savunma ve saldırı mekanizmaları ile siber saldırılara her zaman hazır, siber uzaydaki ulusal ve uluslararası tehditlerden haberdar, kendi teknolojisini üreten ve kullanan, kalifiye insan gücü yetiştirebilen, vatandaşıyla, özel ve kamu tüm sektörleri ile farkındalığı yüksek bir devlet, siber dünyada güçlü sayılır."

Koç, içinde bulunulan yüzyılın veriyi, dünya ekonomisine yön veren petrol kadar kıymetli hale getirdiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"Sahip olduğumuz verinin güvenliği bizim için sınırlarımızın güvenliği kadar önemli ve önceliklidir. Sosyal medya ve iletişim araçları üzerinden yayılan sahte veya manipüle edilmiş bilgi ve belgeler, toplumsal olayların tetiklenmesine ve kamu düzenini bozabilecek olaylara sebep olabilmektedir. Bu nedenle veri mahremiyetine büyük önem vermemiz ve dijital altyapılarımızın güvenliğini sağlamamız elzemdir."

– 5G ile paradigma değişikliği

Yakın gelecekte çevrim içi olacak milyarlarca cihazın ürettiği artan veri talebini karşılamak için 5G ve yeni nesil iletişim altyapıları kullanılacağını söyleyen Koç, birçok ülke ve özel şirketin uzaya düşük yörüngeli uydu göndererek baz istasyonları ile uyduların entegrasyonunu sağlamaya yönelik girişimlerde bulunduğunu aktardı.

Koç, bu durumun standart akıllı telefonların uydular üzerindeki 5G baz istasyonlarıyla doğrudan haberleşebilmesine imkan vereceğini belirterek "Bu, her yerden veri iletişiminin sağlanabilmesi ve çok hassas konum tespiti yapılabilmesi anlamına geliyor. Bu gelişmelerin uzay veri merkezi ve uzay mobil şebekeleri gibi şimdiye kadar görülmemiş servisleri de beraberinde getirmesi beklenmektedir. Şüphesiz bu gelişmeler verinin iletilmesi, depolanması ve korunması bakımından çok büyük bir paradigma değişikliği anlamına gelmektedir." diye konuştu.

Diğer bir paradigma değişiminin de kuantum teknolojilere geçilmesiyle olacağına dikkati çeken Koç, şunları kaydetti:

"Haberleşme altyapılarındaki veri miktarı ve cihaz sayısı artışını kaldırabilecek kuantum teknolojilerine yatırım yapılması gereklidir. Bu alandaki teknolojik yatırımlar, özellikle veri ekonomisinde çok ciddi sıçramalar yaşanmasında ve ülkemizin dünya ile rekabetinde önemli bir rol oynayacaktır. Kuantum teknolojileri ile özellikle kriptografik sistemlere yönelik saldırılar daha hızlı ve kolay yapılabilir hale gelecek. Bununla birlikte yeni birçok kriptografik yöntem hayatımıza girecektir."

– Pozitif Siber Güvenlik Yaklaşımı

Koç, gelişen teknolojilerin ortaya çıkardığı siber güvenlik risklerinin yanında, bu teknolojilerin savunma amacıyla kullanılmasının oluşturacağı fırsatların da göz ardı edilmemesi gerektiğini düşündüklerini ve bunu "Pozitif Siber Güvenlik Yaklaşımı" olarak adlandırdıklarını söyledi.

Bu yaklaşımla bugünden atılacak adımlar ve alınacak önlemlerin, yarının dünyasında teknolojiyi takip eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olabilmek için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Koç, "Bu yeteneğin geliştirilmesi için kurumlar arası iş birliğini de dikkate alan bütüncül bir siber güvenlik yaklaşımının benimsenmesi büyük önem arz etmektedir." ifadelerini kullandı.

– "Yaptırımlar ülkemizin daha nitelikli ürünler ortaya koymasıyla sonuçlanacak"

Türkiye'nin son 18 yılda savunma sanayisi alanında çok ciddi atılımlar yaptığını, bunlara karşı da türlü engeller çıkartılmaya çalışıldığını hatırlatan Koç, "Geçtiğimiz günlerde de savunma sanayimizde çok ciddi ve önemli çalışmalar yürüten başta Savunma Sanayii Başkanımız İsmail Bey olmak üzere, mesai arkadaşlarına bazı yaptırımlar uygulandı. Savunma sanayimize karşı uygulanmaya çalışılacak olan her türlü yaptırım, geçmişteki örneklerde olduğu gibi ülkemizin daha nitelikli, daha donanımlı ürünler ortaya koymasıyla sonuçlanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ