İSTANBUL (AA) – Hasta olan torununu hayatta tutabilmek için mücadele eden bir adamın hikayesini konu edinen "Dedemin Gözyaşları" filminin galası, Kanyon AVM'de gerçekleştirildi.
Galada basın mensuplarına açıklamada bulunan, filmin başrol oyuncusu Halil Ergün, "Çok mutlu bir çalışma yaptık. Meselemiz evlatlarımız, çocuklarımız." dedi.
Ergün, filmde dede ve torun sevgisini anlatmaya çalıştıklarını belirterek, takdiri izleyicilere bıraktığını söyledi.
Oyuncu Aliye Uzunatağan, filmin 3 yıl önce çekildiğini aktararak, "Bu bir sosyal sorumluluk projesi. Çorbada bizim de tuzumuz olsun diye filmde oynadık." diye konuştu.
– "Film, lösemili çocuklar ve onların fedakar ailelerine umut olacak"
Filmin çocuk oyuncusu Ali Kürşat Uzun, ilk kez bir sinema filminde yer aldığını dile getirerek, "Bu film aslında bir sanat eseri olmaktan ziyade lösemili çocuklar ve onların fedakar ailelerine umut olacak. Umarım gişesi bol olur, herkes emeğinin karşılığını alır." ifadelerini kullandı.
Filmin yönetmen ve senaristi İhsan Taş, "Yaklaşık 5 yıl önce çok büyük emek ve özverilerle yola çıktık. Bir güç, kader birliği yaptık ve ortaya çok güzel bir film ortaya çıktı. Ama maalesef biliyorsunuz pandemi ve deprem oldu. Mecburen her seferinde vizyonu ertelemek zorunda kaldık." dedi.
Oyuncu Cem Kılıç ise filmde usta oyuncularla yer almanın çok keyifli olduğunu söyleyerek, "Çok ustaca yazılmış bir senaryo vardı. Okuduğumda derinden etkilenmiştim. Oynadığım karakter de filmin iyi adamlarından. Zaten birçok iyi adam göreceksiniz filmde. Bu filmde insan olduğumuzu hatırlatacak bir takım öğeler de var. O yüzden benim için çok kıymetli bir proje." şeklinde konuştu.
– Film hakkında
Taş Film ve Öndeş Yapım ortaklığı ile hayata geçirilen filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Erkan Petekkaya, Seda Tosun, Elif Kaya, Turgay Tanülkü, Ali İpin, Sinem Yıldırım, Kubilay Eraslan, Eylül Akdağ, Kıvanç Erkan, Elif Güçkıran, Sinan Bengier, Hüseyin Elmalıpınar, Can Kolukısa, Yavuz Karakaş, Kerem İçyer, Evrim Polat ve Emrah Doğan yer alıyor.
Dram türündeki yapımın konusu ise özetle şöyle:
"Henüz bebekken anne ve babasını trafik kazasında kaybeden Mustafa, küçük ve şirin bir sahil kasabasında dedesi Kemal'in yanında büyük bir sevgiyle büyür. Ne yazık ki 10 yaşında lösemi hastalığına yakalanan Mustafa, hastalıkla hem dedesinin hem mahallelinin hem de hastanede tanıştığı yeni dostlarının desteği ile mücadele eder."