ANTALYA (AA) – Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 2024 yılı 11. olağan toplantısına konuşmacı olarak katılan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, iş hayatındaki tecrübelerini katılımcılarla paylaştı.
Kentteki bir otelde düzenlenen toplantıya Antalya Valisi Hulusi Şahin, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, çeşitli dernek temsilcileri ve üyeleri katıldı.
Sabancı, "Dün, Bugün ve Gelecek" başlıklı toplantıda iş hayatındaki tecrübelerini katılımcılarla paylaştı ve sorularını yanıtladı.
İş hayatında sürdürülebilirliği anlatan Sabancı, özellikle aile şirketlerinde bunun genler ile mümkün olmadığını, doğru ekibi kurmak ve birlikte çalıştırmakla sağlanabileceğini vurguladı.
Esas Holding'in kuruluşunu, bu zamana yürütülen faaliyet ve yatırımları anlatan Sabancı, mevcut durumda 6,5-7 milyar dolarlık bir varlığı yönettiklerini dile getirdi.
Sabancı, "Bu 6,5 milyar doların yaklaşık 1 milyar doları, bize dünyada inanan, güvenen 45'in üzerinde yatırımcı. Birçoğunun ismini ve kurumları biliyorsunuz. Bizim aile anayasamıza göre yönetim kurulu başkanı 3 senelik dönemler için seçilebilir ve arka arkaya 3 dönem başkanlık yapabilir. Ben ikinci dönemin ortasındayım. Benim görevlerimden bir tanesi grup içinde veya dışında benim yerime geçecek kişiyi aileye önermek. Eğer öneremezsem işimi tam yapmış olmuyorum. Sürdürülebilirliği bu açıdan da anlatabiliriz." ifadelerini kullandı.
Şirketlerin, sosyal yatırımları itibar kazanmak için değil, doğal olarak yapması gerektiğine dikkati çeken Sabancı, aile olarak insana yatırıma önem verdiklerini, fırsat eşitsizliği yaşayan insanlara bu eşitliği sağlamaya çalıştıklarını dile getirdi.
– "Her geçen gün büyütmemeyi öğrendim"
Bir katılımcının "geçen yıl 24 Ağustos'ta eşi Vuslat Doğan Sabancı ve çocuklarıyla geçirdiği deniz kazasının ardından hayatında nelerin değiştiği" sorusuna yanıt veren Sabancı, şöyle konuştu:
"Deniz motoru kazası yaptık. Ben sürüyordum. Karımın suratı parçalandı. Ben galiba 10 veya 11 ameliyat oldum. Çocuklarımız vardı teknede. Suya düştüler. Bir kayaya çarptım. 2 tane ekip vardı teknede çalışan, birinin omzu çıktı, biri suya düştü. Ben tekneye bindiğimi de hatırlamıyorum. 9 gün sonra Amerikan Hastanesi'nde kalktım. 3-4 ay hastanede kaldım. Tez canlıyım erken çıktım, ateşim çıktı bir daha girdim. Şu anda vücudumda hala bazı aksaklık var onları da yavaş yavaş geçiriyorum. Bir de şöyle iki sıkıntı yaşadım bir müddet. Bir tanesi hatırlamamayı bir suçluluk olarak alıyorum. Ben hatırlamıyorum, iki oğlum, eşim, ekip arkadaşlarım hatırlıyor. İkincisi de ben uyandığımda doktor bana 'hayatta kalmak için 10 binde 1 şansın vardı' dedi. Şimdi buna çalışıyorum terapistimle, bu bana ne yıkıyor hayatla ilgili, niye ben hayattayım hala? Benden bir beklenti mi var? Bu çok önemli bir yük yani. Ama şu ana kadar başkasının ceketini giymedim, o ceket hep benim ceketim. Uzun lafın kısası her geçen gün büyütmemeyi öğrendim, öğreniyorum. Ölünceye kadar da öğreneceğim."