İSTANBUL (AA) – Bayındır Söğütözü Hastanesi ve Bayındır Kavaklıdere Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. İsmail Oytun, skolyoz belirtilerinin kişiden kişiye değişebildiğini, tedavisinin de eğrilik derecesine, hastanın yaşı ve omurganın etkilendiği bölgeye bağlı olarak farklılık gösterdiğini bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, skolyozun belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye değişebiliyor. Kimi hastalar hafif bir eğrilikle yaşarken, kimileri de daha belirgin bir eğrilikle karşılaşabiliyor. Belirtiler arasında omuzların veya kalçaların asimetrik görünümü, sırtta veya belde belirgin bir eğrilik, omurga çevresindeki kaslarda asimetri, sırt ağrısı veya sırtta yorgunluk sayılabiliyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Oytun, skolyoz hastalarının çoğunluğunda, hastalığa sebep olacak bir faktör bulunamadığını aktardı.
Oytun, bazı hormonal değişikliklerin, vitamin ve mineral eksikliklerinin, anne karnında geçirilen enfeksiyonların, alkol ve bazı ilaçların kullanımının, genetik faktörler ve büyüme hızının, kas ve sinir sistemi hastalıklarının, omurga kasları dengesizliğinin skolyoz gelişiminde rol aldığı düşünülen bazı unsurlar olduğu bilgisini palaştı.
– "Eğrilik ilerledikçe belirginleşebiliyor"
Skolyoz belirtilerinin kişiden kişiye değişebildiğini, belirtilerin genellikle eğrilik derecesine, hastanın yaşı ve omurganın etkilendiği bölgeye bağlı olarak farklılık gösterdiğini vurgulayan Oytun, şunları kaydetti:
"Skolyozda omurga yana doğru eğrilebiliyor. Omurga, 'S' veya 'C' şeklinde görünebiliyor. Eğrilik ilerledikçe belirginleşebiliyor. Omurga eğrildikçe bir omuz diğerinden daha yüksek veya daha belirgin hale gelebiliyor. Omuzlar arasında veya bel bölgesinde simetri bozulması görülebiliyor. Skolyoz ilerledikçe, kaburgaların bir tarafı daha belirgin hale gelebiliyor. Bu, sırtta veya göğüste asimetri oluşturabiliyor."
Oytun, skolyozun bazen sırt veya bel bölgesinde ağrıya veya rahatsızlığa neden olabileceğine işaret ederek, skolyoz ağrısının özellikle uzun süre ayakta durma veya oturma gibi aktiviteler sonrasında artabilidiğini aktardı.
Skolyoz'un, omurganın doğal hareket aralığını kısıtlayabildiğini belirten Oytun, "Bazı durumlarda, omurganın hareket etmesi veya bükülmesi zor olabiliyor. Skolyoz ilerledikçe, omurga şeklinde belirgin değişiklikler olabiliyor. Bu değişiklikler, sırtta çıkıntılar veya eğrilikler şeklinde görülebiliyor. Yanı sıra omuz veya kalça hizası bozulabiliyor. Bir kalça veya omuz diğerinden daha yüksek veya daha alçak görünebiliyor." ifadelerini kullandı.
– "Skolyoz tedavisinde genellikle multidisipliner yaklaşım benimseniyor"
Oytun, skolyoz tedavisinin, eğrilik derecesine, yaşa, büyüme potansiyeline ve belirtilere bağlı olarak değiştiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Hafif skolyoz vakalarında tedavi gerekmeyebiliyor, sadece düzenli takip yeterli olabiliyor. Daha ciddi vakalarda ise korse kullanımı, fizik tedavi egzersizleri veya cerrahi müdahale gibi tedavi seçenekleri değerlendiriliyor. Skolyozun tedavisi, hastanın yaşına, eğrilik derecesine, omurganın etkilendiği bölgeye, belirtilerin şiddetine ve büyüme potansiyeline bağlı olarak değişebiliyor. Hastanın bireysel durumuna ve ihtiyaçlarına göre planlanması gereken skolyoz tedavisi, hastanın yaşam kalitesini iyileştirmeyi, omurga eğriliğini kontrol altında tutmayı ve ilerlemesini önlemeyi hedefliyor. Skolyoz tedavisinde genellikle multidisipliner bir yaklaşım benimseniyor. Ortopedi uzmanı uygun tedavi seçeneklerini sunuyor ve gerektiğinde fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanlarıyla fizyoterapistlere yönlendirme yapabiliyor."