NEW YORK (AA) – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail'e yönelik ihtiyati tedbir kararlarının ardından bir araya geldi.
BMGK'de UAD'nin ihtiyati tedbir kararları, BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarına yönelik iddialar ve ülkelerin fonları askıya alması görüşüldü.
Oturum için çağrıda bulunan Cezayir'in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama, "Tarih, Gazze'de soykırıma dahil olanların ismini yazacak." ifadesini kullandı.
BMGK'nin UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarının uygulanması için acilen gerekli adımları atmasının önemini vurgulayan Bendjama, "Kararların uygulanması için ateşkes gerekiyor." dedi.
Bendjama, ateşkese karşı çıkanların "bilinçleri ve insanlığını" sorgulaması gerektiğini belirterek, "Ateşkese karşı çıkmak her gün 250 kişinin öldürülmesi, 100 çocuğun öldürülmesi ve 10 çocuğun uzuvlarının kesilmesi anlamına geliyor." diye konuştu.
– "Fonların askıya alınması cezalandırma değil uyanma çağrısı"
ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield ise UAD'nin kararının ne talep ettiği hakkında dürüst olunması gerektiğini belirterek, "Mahkeme acil ateşkes çağrısında bulunmadı." dedi.
ABD'nin İsrail'e yönelik soykırım iddialarını asılsız bulduğunu da aktaran Greenfield, UNRWA fonlarını askıya alma kararının bir "cezalandırma" değil "uyanma çağrısı" olduğunu, olayların tekrar yaşanmaması için temel değişiklikler yapılması gerektiğini ifade etti.
– "Her bir Filistinli çocuk, kadın ve erkeğin başına ödül mü konuldu?"
Guyana'nın BM Daimi Temsilcisi Carolyn Rodrigues-Birkett ise "Gazze'deki gelişmeler hakkında BM örgütlerinin verdiği brifinglere bakıldığında insan merak etmeden duramıyor, acaba her bir Filistinli çocuk, kadın ve erkeğin başına ödül mü koyuldu?" sorusunu yöneltti.
Rodrigues-Birkett, bombalar ve kurşunlardan kaçmayı başaranların da açlıktan ölümle karşılaştığını söyledi.
– "Soykırım gerçekleşip gerçekleşmediğine ülkeler değil, mahkeme karar verir"
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Barbara Woodward ise ülkesinin İsrailli yetkililerle uluslararası insancıl hukukunun uygulanması konusunda yakın irtibatını sürdürdüğünü dile getirdi.
İngiltere'nin UAD'nin görev ve bağımsızlığına saygı duyduğunu aktaran Woodward, mahkemenin kararında Gazze'ye daha fazla yardım ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğine hükmetmesini memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti.
Woodward, "Soykırım gerçekleşip gerçekleşmediğine ülkeler değil, mahkeme karar verir." şeklinde konuştu.
– "UNRWA'nın yok edilmesine izin verilmemeli"
Çin'in BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun, Gazze'de üç aydan fazla süredir savaş ateşinin harlandığını kaydederek, insani yıkımın yoğunlaştığına dikkati çekti.
UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarının sivillerin korunması gerektiğini güçlü bir şekilde vurguladığını belirten Jun, Çin'in uluslararası barış konferansı için diplomatik çabaların yoğunlaştırılmasını istediğini dile getirdi.
Jun, UNRWA'ya fonlarını askıya alan ülkelerin kararlarını gözden geçirmelerini isteyerek, destek vermeye devam etmeleri gerektiğini ifade etti.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, acil insani ateşkes çağrısını yineleyerek, aynı zamanda Mavi Hat ve Suriye'ye yönelik saldırıların sonlandırılması gerektiğini söyledi.
UNRWA çalışanlarına yönelik iddiaların ajansın tümünü itibarsızlaştırmak için kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Nebenzia, ajansın milyonlarca ihtiyaç sahibine ulaştığını anımsattı.
Nebenzia, BMGK'nin UNRWA'nın fonlarının kesilmesine izin vermemesi gerektiğine işaret ederek, UNRWA'nın yok edilmesini savunan İsrailli yetkililerin "kışkırtıcı söylemlerini eleştirdi, bu senaryonun gerçekleşmesine hiçbir koşulda izin verilmemesi gerektiğini vurguladı.
– "İsrail etnik temizlik ve soykırımı tercih etti"
Oturuma davet edilen Filistin'in BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur da "UAD'nin ihtiyati tedbir kararlarının bağlayıcı olduğu çok açık. İsrail bunlara uymak zorunda." diye konuştu.
Mansur, İsrail'in BM'yi hedef almasının temel nedeninin "kanıtları" yok etmek olduğunu savunarak, BM'nin İsrail'in suçlarını belgeleyen temel kaynak olduğunu ifade etti.
Aynı zamanda BM'nin Filistin halkının hayatta kalmasına yardımcı olduğunu belirten Mansur, "BM kalıcı ve adil barış için gerekli koşulları belirledi ancak İsrail etnik temizlik ve soykırımı tercih etti." dedi.