İSTANBUL (AA) – Usta yönetmen Zeki Demirkubuz, Müze Gazhane'de ziyarete açılan ilk kişisel fotoğraf sergisi "Hayat"ı anlattı.
Serginin küratörlüğünü de üstlenen Nurhak Kaya'nın moderatörlüğünü yaptığı söyleşiye çok sayıda sanatsever katıldı.
Demirkubuz, burada yaptığı konuşmada, uzun bir süre bazı şeylerden uzaklaşarak zaman geçirdiğini ifade ederek, bu süre zarfında neler yaptığını anlattı.
Usta yönetmen, fotoğrafçılığa bu süreçte ağırlık verdiğini belirterek, "Fotoğraf işlerini aslında zamanla aramdaki ilişkiyi düzeltmek için yaptım. Serginin adı ilk önce 'Terapi' olacaktı, sonra değişti. Yani fotoğrafa emek harcamaya başlamamın esas sebebi sigarayı bırakmak oldu diyebilirim. Yalnızlık, insanı kendinin en iyi dostu yapıyor." dedi.
İnsanın iradesi çekilip alındığında geriye bir şey kalmadığını söyleyen Demirkubuz, şöyle devam etti:
"Özgürlüğümüzü terk ettiğimiz, irademize sahip çıkmadığımız zaman neler olacağı ortada. Yani evde büyük hayaller kurup, ertesi gün sokağa çıktığında onun gerekleriyle yaşamak zorunda kalmak bazen insanları inanılmaz kırıyor. Çocukluğumda, nasıl oldu ben de bilmiyorum ama hiç büyük taleplerim olmadı. Hep böyle biri olmakla çizdim ödevimi. Yani arkadaşlarım meslek sahibi olmaya çalışırken, eğitimlerini tamamlamaya çalışırken ben hapishaneye düştüm, çıktım. Herkes evlenirken ben yalnız biri olmak, hayatla cebelleşmek durumunda kaldım. Aslında ben de isterdim; böyle kolejlerde okumayı, tanrının bize başka bir yüzünü göstermesini, başka bir kaderim olmasını ama böyle oldu. Sadece şunu yaptım; buna isyan etmedim aslında. Bununla barışmaya çalıştım. O imrendiğim mutlu insanlara dönüşeceğimi umarak büyümeme rağmen olmadı. Zaman inanılmaz hızlı geçiyor. Zaten bu 8 yılda en çok düşündüğüm şeylerden birisi de zaman oldu. Yani inanın 60 yaşında olduğuma inanamıyorum. Bütün bunlar öyle olunca, nasıl pek çok insanın kimlikleri, meslekleri, başka varoluşları üstlerine kalıyorsa benim de bu anlattığım şeyler üstüme kaldı. Bugüne kadar böyle geldik bundan sonra da artık böyle ölürüz diye düşünüyorum."
– "Hayat, insanı bile hizaya getiren bir duygudur"
Demirkubuz, söyleşinin ortasında konuklara sürpriz yaparak, merakla beklenen son filmi "Hayat"tan sahnelerin yer aldığı bir tanıtım filmi gösterdi.
Gösterimin ardından filme ilişkin de konuşan yönetmen, filminin adının nereden geldiğini şöyle özetledi:
"Hayat, en iddialı, sert, kavgacı veya mücadeleci insanı bile hizaya getiren bir duygudur. Bunu kazıdığınız zaman altında ölüm duygusu çıkar. Ne yaparsak yapalım, görmezden gelirsek gelelim, en büyük soru her zaman oraya geliyor. Bizim toplumumuzda bu farkındalığı anlatan ifade 'hayat işte' şeklindedir. Aslında filmin ilk ismi 'Hicran'dı; 16-18 yaşlarında özlemleri, hayalleri olan bir kızın kendisine dayatılanı sezgileriyle kabul etmediği ve o özlemlerin peşinde giderek az önce anlattığım hayatın duvarlarına çarpıp sonunda nasıl hizaya getirildiğinin, nasıl sıradanlaştırıldığının hikayesiydi. Fakat ben en bariz, basit konuları bile anlatmaya çalışırken; bir de bakmışım beni o cümleye başlatan her şeyi unutmuşum, bazı ayrıntıları çok sevmişim ve onların içinde kaybolup gitmişim."
Sinemaya ara verdiği 8 yılda her şeyi unuttuğunu belirten Demirkubuz, "Zorlandım açıkçası, yani kendime notlar diye bir dosyam var; 'Salaklık etme ara bir bak' diye yazmışım öyle. Bakmıyorum bu yüzden de aynı hataları tekrar tekrar yapıyorum. Bu film de öyle oldu maalesef, önce 4 saatlik bir film çıktı. Duyduğuma göre Nuri Bilge Ceylan'ınkinden uzun olacaktı ama sonra 'Dur ya, şimdi ondan daha uzun film yapacaksın diye filmi berbat etme' dedim. Neyse 3 saat 15 dakikaya indi." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 14 yıl önce başladığı fotoğrafçılığa başta Türkiye olmak üzere Japonya, Meksika, Amerika ve birçok ülkede yaptığı çekimlerle devam eden Demirkubuz'un 2009'dan bu yana çektiği 78 fotoğraf sergide görülebilecek.
"Hayat" sergisi, 9 Eylül'e kadar ziyarete açık olacak.