ADANA (AA) – Adana'da 1-7 Nisan Kanser Haftası etkinlikleri kapsamında kanser hastaları, yakınları ve sağlık çalışanları için nefes egzersizi eğitimi düzenlendi.
Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği ile Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi rekreasyon birimi ortaklığıyla "Hayatını aldığın nefes gibi yaşarsın" sloganıyla organize edilen etkinlikte "doğal nefes çalışması" yapıldı.
Dernek Başkanı Prof. Dr. Timuçin Çil, gazetecilere, kanser hastalığının artmaması için çaba sarf ettiklerini söyledi.
Kanser Haftasında, farkındalığı artırmaya ve hastalığın erken tanısına yönelik etkinlikler yaptıklarını aktaran Çil, "Deprem nedeniyle çok stresli bir dönem yaşandı. Bu toplumdaki her birey ve hastalar için yoğun bir anksiyetenin, stresin, duygu durum bozukluğunun yoğun yaşandığı bir dönem oldu." dedi.
Son 20 yıldaki gelişimler ve tedavi seçeneklerinin artmasıyla Türkiye'de de kanser tedavisinde başarının yükseldiğini vurgulayan Çil, "Özellikle bu deprem döneminde erken dönemki hasta sayısının azalmasından çok korkuyoruz. Hastaneye başvuru oranları azalabilir ve hastalar geç dönemde tanı alabilir. Bunun önüne geçmeye çalışıyoruz. Aslında bu yaptığımız organizasyonların tümünü de bu farkındalığı artırmaya yönelik organizasyonlar olarak tanımlayabiliriz." diye konuştu.
Çil, kanser oluşumunun değiştirilemeyen ve değiştirilebilir nedenlerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Kanser oluşumunun nedenleri var. Bunları değiştirilemeyen ve değiştirilebilir nedenler olarak gruplandırıyoruz. Değiştirilemeyen nedenler içerisinde hepimizin çok iyi bildiği genetik yatkınlık var. Bu, ailesel olabilir veya kişinin bireysel genetik yapısından kaynaklanabilir. Değiştirilebilir nedenler de var. Bunların başında tabii ki beslenme, sigara ve alkol geliyor. Bunlar çok önemli. Biz bunları değiştirebiliriz. Dolayısıyla değiştirmeye yönelik faaliyetler yapıyoruz. Bugün yapacağımız organizasyon, 'anksiyete ve duygu durumu düzelmesi kanser oluşumunu önlemeye pozitif bir etki sağlayacaktır' farkındalığını oluşturabilir."
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Gülsüm Uysal da nefesin değiştirebilen, üzerinde uygulamalar yapabilen özerk bir sistem olduğunu dile getirdi.
İnsanların ilk doğal nefesle doğduğunu aktaran Uysal, şunları söyledi:
"Fakat sonra 2-7 yaş arasında öğrendiğimiz bilgilerle bu nefesimizi disfonksiyonlu hale getiriyoruz. Ortamdan aldığımız girdilerle tutabiliyoruz veya hızlı nefesler alabiliyoruz. Bu da bizim hücresel solunumumuzu etkiliyor. Hücresel solunumumuz etkilendiği zaman bağışıklık sistemimiz de etkilenip kanser gibi birçok hastalığa kadar gidebiliyor. Biz de bugün hastalarımıza doğal nefeslerini hatırlatmayı hedefliyoruz."