İSTANBUL (AA) – Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin haklarındaki beraat kararları Yargıtay Ceza Genel Kurulunca bozulan sanıklardan sosyolog Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk'ün yeniden yargılanmalarına başlandı.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Pınar Selek'in babası ve avukatı Alp Selek ile diğer avukatları hazır bulundu.
Duruşmayı, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ve TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık'ın yanı sıra bazı Fransız avukat ve gazeteci de izleyici olarak takip etti.
Mahkeme başkanı, sanıklar Selek ve Öztürk hakkında savunmalarının alınması amacıyla kırmızı bülten çıkarıldığını belirterek, buna ilişkin Fransa makamlarına yazı yazıldığını aktardı.
Duruşmada savunma yapan Selek'in avukatlarından Akın Atalay, müvekkili hakkında daha önce dört kez verilen beraat kararının yeniden tekrarlanması gerektiğini belirterek, müvekkilinin ifadesinin istinabe (adli yardım) yoluyla alınmasını talep etti.
Sanık Abdülmecit Öztürk'ün avukatı Mehmet Erbil ise müvekkilinin Mısır Çarşısı davasından beraat edip örgüt üyeliğinden 12 yıl 6 ay hapis cezası aldığını belirterek, "Bizim temyizimiz örgüt üyeliğinden verilen cezaya yöneliktir. Bizim Mısır Çarşısı davasındaki beraat kararlarıyla ilgili Yargıtay’daki herhangi bir temyiz davası yoktur. Bu nedenle karar kesinleşmiştir müvekkilim halkında tutuklama kararı verilmiş olması her türlü usul ve yasaya aykırıdır. Müvekkilim hakkında verilen bu kararın kaldırılmasını istiyoruz." diye konuştu.
Duruşmada görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmasını, sanıkların ifadelerinin mahkemede alınması gerektiğini belirterek, sanık Selek hakkındaki kırmızı bülten, sanık Öztürk hakkında da tutuklamaya yönelik yakalama kararının devamına karar verilmesini istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Selek'in savunmasının uluslararası istinabe yoluyla alınması yönündeki talebin reddine karar vererek duruşmayı 29 Eylül'e erteledi.
– Davanın geçmişi
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nda 1998'de 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin yaralandığı patlamaya ilişkin davada, "patlamaya bombanın mı yoksa LPG'nin mi neden olduğunun kesin tespitinin yapılamadığı" gerekçesiyle Pınar Selek hakkında beraat kararı vermişti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Selek'in "sosyolojik araştırma yapma" adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçtiği, örgütün amacı doğrultusunda bombayı yerleştirdiğinin anlaşıldığını belirterek, beraat kararını bozmuştu.
Daire, eylemin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nin 125. maddesinde tanımlanan "devlet güvenliğine karşı suç"u oluşturduğuna hükmederek, Selek'in bu madde kapsamında ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, dairenin kararına itiraz etmesi üzerine dosya, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gelmişti. Başsavcılığın itiraz başvurusunda, patlamanın nedeninin tam olarak tespit edilemediği savunularak, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin beraat kararının yerinde olduğu savunulmuştu.
Başsavcılığın itirazını reddeden Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2010 yılında 9. Daire'nin bozma kararının yerinde olduğuna hükmetmişti.
Bunun üzerine davayı tekrar gören İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 9 Şubat 2011'deki duruşmada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin, sosyolog Pınar Selek ile Abdülmecit Öztürk hakkında verilen beraat kararının bozulması yönündeki kararına karşı direnmiş, diğer sanıklar Kadriye Fikret Sevgi, Heval Öztürk ve Maşallah Yağan açısından ise bozma ilamına uyulmasını kararlaştırmıştı.
Mahkeme, 22 Kasım 2012'deki duruşmada ise Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk hakkındaki beraat kararında direnmekten vazgeçmişti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Ocak 2013'te görülen son duruşmada, tutuksuz yargılanan Selek'in "devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Heyet, Selek hakkında yakalama kararı da çıkarmıştı.
Mahkeme Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu ise Selek'in beraat etmesi gerektiğini belirterek karara muhalif kalmıştı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Ocak 2014 tarihli tebliğnamesinde, Selek hakkındaki hapis cezasının onanmasını istemişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi ise 11 Haziran 2014'te dosyayı usul yönünden bozarak yerel mahkemeye göndermişti.
Özel yetkili İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin yeni yasayla kapatılması üzerine dava dosyası, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesine gelmiş ve bu mahkemenin ilk duruşmasında, Selek ile ilgili verilen yakalama emri kararının kaldırılmasına hükmedilmişti.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, 19 Aralık 2014'te sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle sanıkların beraatine karar vermişti.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin direnme kararı üzerine verdiği beraat kararını yerinde bulmayarak sanıkların eylemlerinin, olay tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 125. maddesinde belirtilen "devlet güvenliğine karşı suç" kapsamında olduğu gerekçesiyle bozmuştu.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan tensip zaptında sanıkların suçunun "devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak" olduğuna yer verilmişti.
Mahkeme heyeti, Pınar Selek'in yokluğunda tutuklanmasına ve hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına, Abdulmecit Öztürk hakkında ise tutuklanmasına yönelik yakalama kararı çıkarılmasına hükmetmişti.