ERZURUM (AA) – İLHAMİ ERKILIÇ – Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı Dr. Öğr. Üyesi Esen Yıldırım Demirdöğen, afetlerin bireylerde kontrol kaybı hissi oluşturduğunu belirterek, özellikle depremzede çocuklara güven hissi verilerek yaklaşılmasını önerdi.
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Demirdöğen, AA muhabirine, "asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremlerin, özellikle çocuklar ve depremi yaşayanlarda çok büyük travmaya sebep olduğunu, bu travmanın herkeste çok farklı şekilde tepkilere yol açabileceğini söyledi.
Demirdöğen, travmalarda anormal tepkileri görmenin doğal olduğunu belirterek, "Çocuğun üzgün ve kaygılı olması, beklediğimiz reaksiyonlar, bu yüzden hemen 'çocukta psikiyatrik patoloji var' diye yanlış anlaşılmaya gidilmemeli." dedi.
Travma nedeniyle büyük çocuklarda mutsuzluk, içe kapanıklık, keyifsizlik, çevreden kendini soyutlama, öfke atakları ve suçluluk düşünceleri gibi birçok bulguyla karşılaşılabileceğini aktaran Demirdöğen, şöyle devam etti:
"Okul öncesi çocuklarda korku, kaygı, ebeveyne çok yapışma, tuvalet kaçırma, parmak emme, kötü rüya, kabuslar, önceki var olan becerilerde kayıplar gibi bulgular görülebilecek. Bu bulgulardan bazıları travmayı deneyimleyiş biçimiyle doğal karşılanabilecek tepkiler bazıları ise endişelendiren tepkiler olacak. Kimi çocuk ciddi psikiyatrik bozukluklar geçirecek kimisi bu travmayı işlemleyip sağlıklı şekilde sürece devam edecek."
– "Çocuğun sıcak ve güvenli ortamda fizyolojik ihtiyaçları karşılanmalı"
Demirdöğen, çocukların çok büyük bir felaketi deneyimlediklerine dikkati çekerek, "Afetler, travmalar bireyde kontrol kaybı hissi oluşturur, bu da güvenlik algısının değişmesine sebep verir. Kendini güvende hissetmemeye başlar, o yüzden çocuğu güvende hissettirmek en önemlisi. Bunun için çocuğun sıcak ve güvenli ortamda fizyolojik ihtiyaçları karşılanmalı. Sonra en önemlisi çocuğu bağ kurduğu, varsa ebeveynleri ve yakın akrabalarıyla bir araya getirmek. Bunlar çocuğun güvende oluş hissini artıracaktır." ifadelerini kullandı.
Çocukların, anlattıklarını bölmeden dinlemek gerektiğini söyleyen Demirdöğen, konuşmak ya da paylaşmak isteyemeyen bir çocuğa ise ısrarcı tutumla yaklaşılmamasını önerdi.
Demirdöğen, çocukla empati kurarken abartılı ve onları etkileyecek üzüntülü tepkilerden kaçınılması gerektiğini belirterek, "Çocuklara 'her şey hemen geçecek' ya da ebeveynini kaybedenlere üzülmemesi için 'ailenin yanına götüreceğiz' gibi yapamayacağınız şeylerin teminatını, sözünü asla vermeyelim. Bu güven sarsılmasına sebep verecektir." diye konuştu.
– "Kötü rüya ve kabus görüyorsa muhakkak profesyonel destek almalı"
Çocuklarda özelikle uzun vadede travma sonrası stres, depresif ve kaygı bozuklukları gibi psikiyatrik bozuklukların gelişebileceğine işaret eden Demirdöğen, şunları kaydetti:
"Çocuk travmayı tekrar tekrar yaşıyor gibi hissediyor ya da bunu ifade ediyor veya biz fark ediyorsak, çocuk sürekli travmayla ilgili olumsuz düşünceler taşıyorsa, afetle ilgili kötü rüya ve kabus görüyorsa, daha önce olmayan yoğun kaygılar ortaya çıkıyorsa, travmayı hatırlatıcı şeylerden belirgin şekilde kaçınıyorsa, bu, çocukta travma sonrası stres bozukluğu açısından bazı bulgular anlamına gelir. Bu durumdaki çocuklar muhakkak profesyonel destek almalı."
Demirdöğen, deprem ve afetleri medyadan gören çocukların da maruz kaldıkları içeriklerden olumsuz etkilenebildiğine dikkati çekerek, çocuklara yaşına göre depremin ve sonrasının anlatılmasını, yardım kampanyaları gibi olumlu içeriklerin ebeveyn kontrolünde izletilmesini tavsiye etti.
Depremzede çocukların terapi ve tedavileri için devletin seferber olduğunu belirten Demirdöğen, aileler ve çocukların deprem bölgesinde görev yapan psikosyal destek ekiplerinden faydalanmasını istedi.
Demirdöğen, hastane bünyesinde, depremzede çocuklara psikolojik desteğin sunulacağı "Afet ve Travma Polikliniği"nin kurulduğunu sözlerine ekledi.