İSTANBUL (AA) – SALİH ŞEREF – Şair ve yazar Ahmet Efe, kitaplarının birçok dile çevrildiğini belirterek, "Kitaplarımızın yabancı dillere çevrilmesi konusunda gayret gösteriliyor. Arapçaya çevriliyor, Kırgızca oluyor, bazıları İngilizceye çevriliyor. Bir de çocuk kitapları için çizim yapan ressamların da çok kaliteli, çok ileriye doğru gittiğini görüyor ve seviniyorum doğrusu." dedi.
Şiirden romana, hikayeden çocuk kitabına, resimden minyatüre, birçok alanda eser üreten yazar Ahmet Efe, hayatını, eserlerini ve sanata bakışını AA muhabirine anlattı.
Nar Yayınları tarafından tüm şiirleri tek ciltte okura sunulan Efe, küçük yaşlarda kitaba ve sanata yönelmesinde, yetiştiği aile ortamının etkili olduğunu belirterek, "Babam müftü olduğu için bizim evimizde daha çok Arapça eserlerden müteşekkil büyük bir kütüphane vardı. Biz babamın kitapları arasında, onun sohbetleriyle büyüdük. Onun edebiyata, şiire düşkünlüğü vardı. Sanat faaliyetlerini de az çok takip ederdi, bilirdi. Bize de şiir yazmayı, kitap okumayı sevdirdi. Onların bize verdiği şekil, biçim ve özle bugünlere geldiğimizi söyleyebilirim." dedi.
– "Henüz 18 yaşındayken iki kitabım neşredildi"
Üretken olmasındaki önemli sebeplerden birini, imam hatip okullarında okumasına bağlayan Efe, şunları kaydetti:
"Geçmişe baktığım zaman imam hatip okulunda okuduğum için Rabbime hamd ediyorum. Sonra Erzurum'da Atatürk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesinde çok değerli hocalarımız oldu. Mesela Muhammed Hamidullah merhum, üniversitemize konferans için gelmişti. Daha başka hocalarımız da vardı. İmam-hatip okulunda da çok faal bir öğrencilik hayatımız geçti. Okulun son sınıfında bir yarışmada derece almıştım. Hikayelerim kitap olarak basılmıştı. Henüz 18 yaşındaydım ve iki kitabım neşredilmişti Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında."
Ahmet Efe, imam hatip okullarının çok kıymetli olduğunu vurgulayarak yetişmesinde itici güç olduğunu dile getirdi.
Gençliğinden itibaren özgür yaşamaya ve serbest düşünmeye kendisini mecbur hissettiğini kaydeden Efe, farklı disiplinlerde eser üretmenin yapısına daha uygun olduğunu aktardı.
– "Şiire biraz daha düşkünlüğüm var"
Efe, şiirin kendisi için özel bir yeri olduğunun altını çizerek, "Edebi çalışmalar arasında şiir yazdım, romanlar, hikaye kitapları yayınladım. Resim dersen zaten o ayrı bir dünya yani günlerce, saatlerce, bıkmadan, usanmadan minyatürler çizdiğimi biliyorum. Ama tabii şiire biraz daha düşkünlüğüm var. Hem klasik divan edebiyatımıza hem halk ozanlarımızın şiirlerine aşina olmaya çalıştım. Onlarla çok geceler geçirdim. Dolayısıyla şiirde bir şeyler yapmaya çalıştım ama belki biraz istikbale ait şeyler. Gelecek kuşaklar ne söyleyecek bilmiyorum kitaplarımız ve çalışmalarımız hakkında." diye konuştu.
Dine uygun bir hayat yaşadığını aktaran Efe, şu bilgileri verdi:
"Yani inancım, kültürel yapım, bize ait öz medeniyetimiz benim için her şeyden önemli. Belki ilahi bir hoşnutluğu kazanma uğruna bir mücadele verdiğimizi söyleyebilirim. Benim çocuk edebiyatıyla ilgili çalışmalarımda da asıl amaç budur. Çünkü bizim zamanımızda, çocuklarımızın okuyacağı milli manevi değerlerimize yönelik kitap sayısı çok azdı. Biz orada acaba bir şeyler yapabilir miyiz, köylerimizdeki çocuklarımıza, okuyacakları hikayeler, şiirler yazabilir miyiz diye düşünüyorduk. Bunlar tabii bizim kendi medeniyetimize ve kendi milletimize bağlı, o değerlere, dinimize saygılı eserler olsun. Yani didaktik çalışmalarımız daha çok bu amaca yönelik. Bir hikaye, bir şiir yazıyorsunuz ama orada çocuğu kendi inancından, değerlerinden koparacak şeyler söylediğinizde bence ona ihanet etmiş olursunuz. Bütün gayemiz kendi inancımıza bir şekilde hizmet etmekti. Başka bir gaye inşallah olmamıştır. Yani olduysa da Allah'ın affını talep ederim."
– "Yücel Çakmaklı ile çocuklara yönelik 6 uzun metraj film çektik"
Yazar Efe, Konya'da bulunduğu yıllarda sinemayla uğraştığına da işaret ederek, "O dönem, çocuklara yönelik 6 uzun metraj sinema filmi çektik. Bunlardan bir tanesini Yücel Çakmaklı yönetmişti, ben yönetmen yardımcısı idim. Daha sonra bana 'Sen bundan sonra yönetebilirsin.' dedi ve yönetmenlik tecrübem de oldu. 2 sinema filmi çektim, çocuklara yönelik. Dolayısıyla hem Yeşilçam dünyasını hem sinemayla ilgili çalışmaları da yakından takip etme imkanım oldu. Ama iş ekonomik sebeplerden devam edemedi. Biz hem kısa metraj 10'a yakın çocuk filmi, hem 6 uzun metraj sinema filmi çektik. Onlar da aslında televizyonlarda filan oynadı." ifadelerini kullandı.
Yücel Çakmaklı'nın yönettiği, Çetin Tekindor'un başrolünde olduğu Son Türbedar filmine Nurettin Özel'le birlikte senaryo katkısı veren Ahmet Efe, Türk milletinin kendi hikayelerini anlatacağı filmler çekilmesinin önemine değinerek, hem fikri hem de ekonomik kapasitesi olan gençlerin sinemaya yönelmesinin değerli olduğunu söyledi.
Diyanet Çocuk dergisinin çıkışında yer alan ve daha sonra Kandil Çocuk dergisini okurla buluşturan Efe, Türkiye'de çocuk edebiyatı alanında yayıncılık sektörünün çok ilerlediğini aktararak, "Kitaplarımızın yabancı dillere çevrilmesi konusunda da gayret gösteriliyor. Arapçaya çevriliyor, Kırgızca oluyor, bazıları İngilizceye çevriliyor. Bir de çocuk kitapları için çizim yapan ressamların da çok kaliteli, çok ileriye doğru gittiğini görüyor ve seviniyorum doğrusu." dedi.
– "Dijital mecraları biraz lüzumsuz ve vakit kaybı olarak görüyorum"
Usta yazar, geleneksel sanatlar alanında da Türk sanatçıların ileri seviyelere geldiğini aktararak, "Ancak popüler kültür ve diğer alanlarda dünya çapında üretim yapan sanatçılarımız olduğunu göremedim. Özellikle dijital mecraları biraz lüzumsuz ve vakit kaybı olarak görüyorum. Google'dan filan bir şeyler sorup öğrenmek yerine insanımıza derli toplu bir kitaptan okuyup öğrenmesini tavsiye ederim. Çünkü o mecrada bilgilerin büyük bir kısmı belki mübalağa olmasın ama yüzde 50'ye yakını yanlış bilgilerdir. Hele hele dini mevzularda, insanlar sanki kendileri otoriteymiş gibi istedikleri fetvayı rahatlıkla veriyor. Yani bunlardan kaçınmak lazım diye düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Genç kuşaklara çok okumaları yönünde tavsiyede bulunan Efe, "Belki günlerce, aylarca televizyon seyreden bir adamın kültür seviyesiyle bir ya da iki kitap okumuş bir gencin kültür seviyesi arasında ciddi fark vardır diye düşünüyorum. Çünkü birisinde hem ruh, hem göz, hem beden her şeyiyle ona sahip çıkıyorsunuz, öbüründe sadece seyredip geçiyorsunuz, unutuyorsunuz. Yani unutmamak için de, kültürün kalıcı olması için de bu eserlere, basılı evraka eğilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bizim en çok muhtaç olduğumuz kültürlü insandır. Hem soru sorarken kültürlü hem de cevap verirken bilgili olmak icap eder." diye konuştu.
Efe, dünyanın geçip giden bir yer olduğunu dile getirerek, "Biz neticede belli bir istikamete doğru gidiyoruz. Yani kıyamete doğru gidiyoruz. Ben de hem bizi okuyan kardeşlerimize hem de kendi nefsime derim ki, 'Sen ne yapabiliyorsan, onunla meşgul ol' başka şeyler seni çok ilgilendirmez." değerlendirmesinde bulundu.
– Yazar Ahmet Efe'nin eserleri:
Öykü: Hançer, Bilgin ile Kayıkçı/Mevlana’dan Hikayeler, Bir Savaş Oyunu, Dağdaki Oyuncak, Define, Dünyaya Gülmek/Minyatürlerle Nasreddin Hoca Fıkraları, Sönmeyen Yıldızlar, Uçurtmam Kuşlardan Güzel, Hançer, Sis
Şiir: Işığın Yüreği (Daha sonra Benim de Uçaklarım Var adıyla yayımlandı), Zümrüdüankayı Arayan Çocuk, Hüma, Bir Yalnız Ağaç, Hasretin Yedi Rengi, Bütün Şiirleri
Masal: Keloğlan Keleşoğlan, Ağacın Rüyası, Anadolu Masalları, Gökkuşağındaki Salıncak, Kafdağındaki Adam, Masal Rüzgarı, Minyatürlerle Dünya Masalları, Tuzaktaki Kaplan/Beydeba Masalları
Roman: Yunus, Bilal'in Çiçeği, Bozkır Yılanı, Son Av, Köse Mihal, Kutlu ile Melinda, Buz Kırığı, Zenadika.
Tarih: Malazgirt'ten Söğüt'e, Söğüt'ten Viyana'ya.