İSTANBUL (AA) – Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Gelişmiş ülkelerin bile gıda arz güvenliğine yönelik endişelerinin arttığı bir dönemde, eli öpülesi çiftçilerimiz sayesinde, stratejik tarım ürünlerinde bulunurluk sıkıntısı yaşamadık, yaşamıyoruz. Hatta bırakın tedarik sıkıntısı yaşamayı, tarım sektörümüz son 19 yılın 15’inde büyüme gösterdi.” dedi.
Kirişci, “Tarım Varsa Hayat Var Projesi”ne ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, geleceğin teminatı çocukları ve gençleri en iyi şekilde yetiştirmek için ülkenin her köşesinde büyük bir fedakarlıkla görev yapan öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutladı.
Kendisinin de yıllarca eğitimin içinde bulunan bir akademisyen olarak tüm öğretmenleri sevgi ve saygıyla selamlayan Bakan Kirişci, ebediyete intikal etmiş bütün öğretmenlere Allah’tan rahmet diledi.
Kirişci, dün merkez üssü Düzce'nin Gölyaka ilçesi olan 5,9 büyüklüğündeki depremden etkilenen vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileterek, “Yaralı kardeşlerimize Allah’tan acil şifa niyaz ediyorum, Rabbim inşallah milletimizi, ülkemizi her türlü felaketten ve afetten korusun.” diye konuştu.
– “(Yusufeli Barajı) Listenin en başındaki en önemli şaheserimizdir”
Bakan Kirişci, bugün bakanlığın güncel çalışmalarını, projelerini, tarım stratejilerini ve hedeflerini aktarmak üzere bir araya gelindiğini anımsatarak, bakanlık olarak bu tür bir araya gelmeleri çok önemsediğini belirtti.
Bütün amaçlarının basın mensupları vasıtasıyla kamuoyunun doğru şekilde bilgilendirilmesi olduğuna işaret eden Kirişci, bakanlık tarafından “İddialar ve Gerçekler” kitapçığı ile vatandaşın doğru bilgiye erişmesi olduğunu söyledi.
Kirişci, 2 gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle hizmete aldıkları ve tüm vatandaşların göğsünü kabartan Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santraline değinerek, şunları kaydetti:
“Görkemli bir açılış töreniyle devlet millet el ele, dünyanın beşinci en yüksek barajı olan Yusufeli Barajı ile HES’in açılışını gerçekleştirdik. Bu baraj, ‘Yüzyılın Enerjisi’ vurgusuyla ülkemizin geleceğini planladığımız yatırımlarımızda, listenin en başındaki en önemli şaheserimizdir. Yılda 1,9 milyar kilovatsaat enerji üretimiyle 2,5 milyon nüfusa sahip bir yerleşimin elektrik ihtiyacını karşılayacak.
Ama asıl önemlisi, böylesi dev bir eseri, mühendisliğinden işçiliğine kadar, kendi imkanlarımızla öz kaynaklarımızla gerçekleştirmiş olmamızdır. Toplam maliyeti 34 milyar liradır. Sadece yol için harcadığımız para 12 milyar liradır. Tam 62 kilometrelik bir tünel ve bu tünellerle beraber açılmış olan köprüler, viyadükler var. 110 kilometre uzunluğunda bir yol, bunun 70 kilometrelik kısmı devlet il yolu, 40 kilometrelik kısmı da köy yolu olarak planlanmış. 3 bin 205 adet yerleşim yerinin taşınması gerektiği için konut yapılmış, bunun 507’si kırsalda, geri kalan kısmı ilçe merkezinde planlanmıştır.
334 iş yeri 10 hanesi kırsalda 324’ü ilçe merkezinde. belediye binasından kaymakamlığına, diğer kamu kurumları binalarından eğitim tesislerine parklara, bahçelere, ibadethanelere modern, çağdaş bir şehirde olması gereken her şey Yusufeli halkına kazandırılmıştır. Onlar da buraya taşınacaklar. İlk 9 gününde 2 köyümüz, 69’uncu gününde ilçe merkezimiz sular altında kalacak. 309 gün sonra su tutma süreci tamamlanmış olacak, 6 ay sonra elektrik üretimiyle ilgili süreç başlayacak. Böylesine önemli bir tesisin bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.”
– “Tarım arazilerinin bölünmesini önledik”
Bakan Kirişci, iklim değişikliği, nüfus artışı, jeopolitik riskler ve salgın hastalıkların, tarım ve gıdanın stratejik önemini daha da belirgin hale getirdiğini, bu kapsamda, tarım ve orman sektörünün yeni bir vizyonla geleceğe hazırlanması gerektiğini söyledi.
Dünya nüfusunun 2050 yılında 10 milyar, ülkemiz nüfusunun ise 105 milyonun üzerinde olacağı projeksiyonu ortadayken geleceğe “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla hazırlanmak durumunda olunduğunu ifade eden Kirişci, “Mottosu ‘Sen Üret Yeter’ olan yeni dönem vizyonumuz, köklü değişimleri ve ilkleri barındırmaktadır. Bir kısmında uygulama başladı, bir kısmında teknik çalışmalar tamamlandı ama uygulamaya geçilmesi için birtakım kanun değişikliği gerekmektedir.” diye konuştu.
Kirişci, son 20 yılda yaptıkları çalışmalarla tarım arazilerinin bölünmesini önlediklerini, büyük ovaları koruma alanı ilan ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim dönemimizde çıkarılan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile 92 milyon dekarlık 429 ovayı büyük ova kapsamına aldık. Bölünebilir en küçük arazi büyüklüğünü 10 dekardan 20 dekara çıkardık. Yine bizim dönemimizde 2006 yılında başlattığımız Tarım Sigortası TARSİM’in uygulama alanını yaygınlaştırdık. Gelir koruma sigortası geliştirdik ve TARSİM’in bu yeni poliçesini 2023’te tüm ülkeye yaygınlaştıracağız.
Toplulaştırma, sulanan tarım arazilerini artırma ve modern sulama sistemlerini yaygınlaştırma gibi yapısal dönüşümlere ağırlık verdik. Sınırlı üretim alanlarımıza rağmen akıllı sulama yatırımları, AR-GE faaliyetleri ve mekanizasyon kullanımını yaygınlaştırarak verim ve kaliteyi yükselttik. Böylelikle hem halkımızın gıda arz güvenliğini sağladık hem de tarımsal ürün ihracatımızı artırdık.
Başta Tarım Kanunu olmak üzere yaptığımız yasal düzenlemeler, piyasa regülasyon faaliyetleri ve sağladığımız tarımsal desteklerle önemli değişimlere imza attık. Bu sayede gelişmiş ülkelerin bile gıda arz güvenliğine yönelik endişelerinin arttığı bir dönemde, eli öpülesi çiftçilerimiz sayesinde, stratejik tarım ürünlerinde bulunurluk sıkıntısı yaşamadık, yaşamıyoruz.
Hatta bırakın tedarik sıkıntısı yaşamayı, tarım sektörümüz son 19 yılın 15’inde büyüme gösterdi. Tarımsal hasılamız, 2002 yılında 25,1 milyar dolardan yüzde 78,1 artışla 2021 yılında 44,7 milyar dolara yükseldi. Tarımsal ihracatta dikkate değer bir artış trendi içinde olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim.”
Tarım ve gıda ürünleri ihracatının 2002’de 3,8 milyar dolar iken 2021’de 6,5 katına çıkarak 25 milyar dolara ulaştığını bildiren Kirişci, “Son 20 yılda 87 milyar dolar dış ticaret fazlasıyla, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı olduğumuzu özellikle ifade etmek isterim. Ocak-Eylül 2022 döneminde ihracatımız, 21,2 milyar dolar ile önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 artış göstermiştir. Yıl sonu itibarıyla tarım ve gıda ürünleri ihracatımızın 30 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz.” dedi.
– “ÇKS belgesi sayısı 1 milyon 143 bin 179 oldu”
Bakan Vahit Kirişci, üreticilerin işlerini kolaylaştırmaya yönelik dijital dönüşüm hamlelerine hızla devam ettiklerinin altını çizdi ve “Çiftçilerimize 1 Ekim’den itibaren ÇKS’ye e-Devlet Kapısından erişim imkânı sağladık. Dün gece saat 21.00 itibarıyla bu uygulamadan yararlanan gerçek kişi sayısı 446 bin 479, tüzel kişi sayısı 1421 ve buradan elde edilen ÇKS belgesi sayısı 1 milyon 143 bin 179 oldu. Her bir belge için asgari 100 liralık harcama yapıldığını düşünsek insanların yorulduklarının yanlarına kar kalması, egzoz emisyonu ile çevreye zarar verilmesi gibi pek çok etkilerden arındırılmış uygulamanın bile getirisi 110 milyon liranın üzerinde. Bürokrasiyi azaltarak yaklaşık 2,2 milyon üreticimize emek, zaman ve para tasarrufu sağladığımız bu uygulamayı daha da geliştireceğiz.” şeklinde konuştu.
Dijital tarım vizyonunun ilk aşaması olan e-Devlet ile ÇKS entegrasyonunu, Tarım Cebim’de ve ÇKS Kayıt Doğrulaması’nın takip edeceğini ifade eden Kirişci, ÇKS Başvuru Yenileme sürecinin e-Devlet entegrasyonu 2022 Eylül sonu itibarıyla tamamlandığını bildirdi.
Kirişci, Şubat 2023 itibarıyla 2 milyonun üzerinde çiftçinin yararlanacağı ÇKS Ürün Güncelleme süreçlerinin de e-Devlet entegrasyonunun tamamlanmasını öngördüklerini söyledi.
Örtü Altı Kayıt Sistemi’nin (ÖKS) e-Devlet entegrasyonunun ise 2023 başı itibarıyla tamamlanması hedeflendiğini anlatan Kirişci, şunları kaydetti:
“Tarım Cebimde’ mobil uygulamasının fazlandırılmış yazılım geliştirme sürecinde son aşamaya gelindi, Ocak 2023 itibarıyla ilk fazının hayata geçirilmesini planlanmaktayız. Pamuk, soya, kanola, aspir ve mercimek gibi seçilmiş ürünlerde ÇKS kayıtlarının coğrafi bilgi sistemi ile doğrulanması çalışmamız hızla devam ediyor. Biliyorsunuz, bu yıldan itibaren tarımsal destekleme sistemimizi değiştirdik ve ödemelerimizi öne çektik. Artık, çiftçilerimiz, ekim döneminde girdi maliyetlerini düşünmeden üretim yapabiliyor.
Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı, hububat üreten çiftçilerimize, 2022 yılı üretim dönemine ait mazot ve gübre desteklerini, Mart 2023 yerine, 6 öne çekerek bu yılın ekim ayından itibaren ödemeye başladık. Destekler çiftçilerimize nakit olarak verilmiyor, Ziraat Bankası kartlarına yükleniyor. Ayni olarak bu harcamaları yapmaları isteniyor. Ayrıca Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’nin verdiği 100 bin TL tutarındaki faizsiz kredi miktarını 200 bin TL’ye çıkardık. Bunun da 100 bin TL’lik kısmının ayni olarak mazot ve gübre alımında kullanılması şartını getirmiş olduk.”
– “Ülkemizde kullanılan sertifikalı tohumluğun yüzde 96’sı bilinenin aksine yurt içinde üretilen yerli tohumla karşılanmaktadır”
Bakan Kirişci, ekilmeyen tarım arazilerini ve yeni geliştirilen üstün özellikli tohum çeşitlerini üretime kazandırdıklarını, yeni yöntem, teknoloji ve kültürel uygulamaları yaygınlaştırdıklarını anımsatarak, son 20 yılda bitkisel üretim miktarını yüzde 20 artışla 98 milyon tondan 117,9 milyon tona ulaştırdıklarını bildirdi.
“Bitkisel üretimimizin 2022 yılında 127,6 milyon tona ulaşmasını bekliyoruz ki bu rakam bitkisel üretimde tüm zamanların rekoru olacak.” diyen Kirişci, “Buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale üreten çiftçilerimize dekar başına 2022 yılında mazot desteğini yüzde 241 artış ile 75 TL’ye, gübre desteğini yüzde 130 artış ile 46 TL’ye, sertifikalı tohum kullanım destekleme ödemesini yüzde 108 artış ile 50 TL’ye yükselttik. Son 20 yılda sertifikalı tohum üretimini yüzde 813 artışla 1,3 milyon tona çıkardık. Ülkemizde kullanılan sertifikalı tohumluğun yüzde 96’sı bilinenin aksine yurt içinde üretilen yerli tohumla karşılanmaktadır." değerlendirmesini yaptı.
"Tohum ihracatımızı, 2002’de 17 milyon dolar iken 2021’de 215 milyon dolara yükselttik, 117 ülkeye ihracat yapar hale geldik." ifadelerini kullanan Kirişci sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tohum dış ticaretinde ihracatın ithalatı karşılama oranını, son 20 yılda yüzde 31’den yüzde 94’e çıkardık. ‘Sen Üret Yeter’ vizyonumuz gereği çiftçimizin yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Bu dönemde regülasyon kuruluşlarımızın faaliyetleri önem arz etmektedir. TMO, Çaykur, Türkşeker ve ESK daha fazla görev üstlendi. Bu yıl, TMO marifetiyle 1999 yılından beri en yüksek miktarda hububat aldık, alımı devam eden ürünlerle birlikte 55 milyar TL ödemiş olacağız.
Ayrıca, piyasaya yaptığımız un ve yem arzıyla fiyatları regüle ediyoruz. Un regülasyonu kapsamında haziran ayından bu yana 1,8 milyon ton ekmeklik buğdayı piyasaya, yem regülasyonu kapsamında ise 850 bin ton arpayı besici ve yetiştiricilerimizin istifadelerine sunduk. Bir diğer regülasyon kuruluşumuz olan Et ve Süt Kurumu, faaliyet alanında üretici ve tüketiciyi korumakla görevlidir.
Erzurum’da lansmanı yaptığımız Sözleşmeli Besicilik Projemiz ile besicilerimiz güvenle hayvancılık yapacak, alıcı satıcıyla doğrudan muhatap olacak. Böylece besiciye alım garantisi ve mutlak kârlılık sağlayacağız. Ayrıca sözleşmeli besicilik yapan üreticilerimizi, kilogram başına 2,5 TL ile 5 TL arasında verimlilik primiyle destekleyeceğiz. Bu modeli bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretiminde de esas alacağız.”
Bakan Kirişci, sözleşmeli üretimde standartlar oluşturacaklarını, taraflar arasındaki dengesizliği gidereceklerini ve tarafların haklarını güvence altına alacaklarını belirterek, ihtilafların çözümü ve stratejik ürünlerin gerektiğinde zorunlu olarak sözleşmeli üretimine yönelik hususları düzenleyeceklerini, kanun gerektiren bu düzenlemenin, Gazi Meclisin takdirleriyle şekilleneceğini dile getirdi.
Son 20 yılda büyükbaş hayvan sayısında 9,9 milyondan, yüzde 81 artışla 17,9 milyon başa, küçükbaş hayvan sayısını da 32 milyondan yüzde 83 artışla 58,5 milyon başa ulaşarak, Avrupa’da birinci sıraya yükselmenin gerçekleştiğine işaret eden Kirişci, kanatlı hayvan varlığını 251 milyondan, yüzde 59 artışla 398 milyona, arılı kovan sayısını 4,2 milyondan, yüzde 107 artışla 8,7 milyona çıkardıklarını, diğer bitkisel üretimde olduğu gibi hayvansal üretimde de net ihracatçı konumda olunduğunu vurguladı.
(Sürecek)