ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Sağlık hizmetlerinde hangi sistemi kurarsak kuralım, hangi teknolojileri geliştirirsek geliştirelim, istediğimiz kadar en son teknolojileri buraya getirelim, eğer elinizde yeterli beşeri sermaye yoksa, insan kalitesi yoksa yapabileceğiniz bir şey yok.” dedi.

Oktay, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin yeni eğitim-öğretim yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmak için gösterdiği çabayı üniversitelerin de kendi alanlarında söz sahibi olmak için sergilemesi gerektiğini söyledi.

Üniversitelerin tüm imkanlarını geliştirmeye çalıştıklarını belirten Oktay, yalnızca ülkenin bütçe imkanlarıyla uluslararası alanda herhangi bir üniversite veya fakültenin söz sahibi olmasının mümkün olamayacağını kaydetti.

Oktay, kamunun, üniversitelerin önünü açmak istediğini ifade ederek “Yani şu anlamda önünüzü açmak… Evet, bütçe imkanlarıyla biz size sunacağız ama onun çok ötesinde, hem sınırlar içerisinde hem sınırların ötesinde, bölgede ve de tüm dünyada erişebileceğiniz kaynaklar var. Kendinizi geliştirdiğiniz zaman, iddialı olduğunuz zaman o kaynakların her birine ulaşabilecek projeleri geliştirebilecek, uygulayabilecek, sonuçlandırabilecek kapasitelerdesiniz. Üniversitelerimizin bu kapasitede olduğuna inanıyoruz.” diye konuştu.

– “Aklınızı kiraya vermemek zorundasınız”

Hekim kelimesinin hakim ile aynı kökten türediğini ve “hüküm veren” anlamına geldiğini hatırlatan Oktay şöyle devam etti:

“Eğer hüküm veriyorsanız, bu konuda aklıselim olmak ve asla ve asla aklınızı hiçbir yere kiraya vermemek zorundasınız. Vicdanınızla hareket etmek zorundasınız ve edindiğiniz bilgiyle hareket etmek zorundasınız. Yani size hükmeden vicdanınız ve edindiğiniz bilgi olmak zorunda. Sakın ola ki aklınızı kiraya vermemek zorundasınız. ‘Ben hekimim, aklın kiraya verilmesi de ne demek?’ Aklın nasıl kiraya verildiğini GATA da dahil, Türkiye’deki bütün kurumlar da dahil gördük, yeni yaşadık. Kamuda da yaşadık bunu, özel sektörde de yaşadık. Sivil toplum örgütlerinde de yaşadık. Eğer dünden ve bugünden ders alamazsak aynısını tekrarlarız gelecekte. GATA’nın niye kapatıldığı ile alakalı veya askeri okulların niye kapatıldığı ile ilgili 15 Temmuz’dan sonraki olayı şöyle hafif bir hatırlarsanız, aklın kiraya verilmesiyle alakalıdır. Başka bir şey değildir. Yani son derece beyefendi, hanımefendi görünen kıyafette insanların talimatı aldığı anda nasıl canavarca bir katile dönüşebildiğini biz gördük.”

Oktay, insan merkezli bir yaklaşımla birey ve toplumun sağlık hakkını ve sağlığını en üst düzeyde koruma, sağlık sorunlarına karşı zamanında, uygun ve etkili çözümleri yüksek hizmet kalitesiyle sunma amacıyla hareket ettiklerini anlatarak sağlıklı yaşamı teşvik etmek, birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirmek, sağlık hizmetlerini daha kaliteli ve bütünleşik hale getirmek istediklerini belirtti.

Devlet, özel ve şehir hastaneleri boyutunda altyapıyla ilgili çok ciddi yatırımlar yaptıklarını ve bu konuda dünya ortalamasına göre en ileri seviyede ülkelerden birinin Türkiye olduğunu dile getiren Oktay, sağlık hizmetlerinde memnuniyetin hem artmasının hem de sürdürülebilir seviyede kalmasının önemine işaret etti.

– “Bir yıl içerisinde 125 bin sağlık personeli istihdamı”

Oktay, Türkiye’nin sağlık hizmetlerine yaptığı harcamaların karşılığında, memnuniyet oranını birim başına artırdığını ve şehir hastanelerinin sayısının yirmiye ulaştığını aktararak şunları söyledi:

“Hekim sayımızın arttığı ama henüz yeterli seviyede sağlık personelimizin olmadığı bir ortamdayız. Bunun da farkındayız. Onun için de bu yıl başka bir şey yaptık. Yılın başında verdiğimiz 41 bin yeni sağlık personeli istihdamına, şimdi ilave olarak 85 bin personel alımına karar verdiğimiz bir Türkiye’den bahsediyoruz. Bir yıl içerisinde yaklaşık 125 bin kişiden bahsediyoruz. Bu bizim beşeri sermayemizdir. Sağlık hizmetlerinde hangi sistemi kurarsak kuralım, hangi teknolojileri geliştirirsek geliştirelim, istediğimiz kadar en son teknolojileri buraya getirelim, eğer elinizde yeterli beşeri sermaye yoksa, insan kalitesi yoksa yapabileceğiniz bir şey yok. Yani hangi sistemi kurarsanız kurun o sistemi çalıştıracak insan unsurudur. Hangi teknolojiyi getirirseniz getirin o teknolojiyi kullanacak insan unsurudur. İnsan unsurumuz kaliteli değilse yapabileceğiniz fazla bir şey yok. Biz de buna yatırım yapıyoruz.”

Kronik hastalıklar ve salgınlar yüzyılının yaşandığını belirten Oktay, yaşlı ve kentsel alanda yaşayan nüfusun artığını, buna uygun sağlık politikalarının geliştirilmesini gerektiğini vurguladı.

Oktay, sağlık harcamalarının tüm bu sebeplere bağlı olarak global ölçekte 8,3 trilyon dolara ulaştığını bildirerek gelecekteki hastanelerin bugünkülerden farklı olacağını ve koruyucu sağlık hizmetlerinin öne geçeceği bir ortamda biometri, mühendislik ve sağlık endüstrisinin son derece kritik bir rol alacağını kaydetti.

– “Sağlık hizmetleri dijitalleşiyor”

Türkiye’nin sağlık turizmdeki yerine dikkati çeken Oktay, savunma sanayisinin gösterdiği gelişmeyi yakın gelecekte sağlık sektöründen de beklediklerini söyledi.

Oktay, sağlık hizmetlerinde de dijital dönüşümün yaşandığının altını çizerek şunları kaydetti:

“Dijitalleşiyoruz. Bu dijitalleşmede özellikle şunu görüyoruz biz. Bugünün hekimlerinden çok daha farklı olacağını düşünüyoruz geleceğin hekimlerinin, gelişen dijital teknolojilerle birlikte, gelişen teknolojilerle birlikte, özellikle bilişim teknolojilerindeki ilerlemeden kaynaklı. Burayı yakalayamadığımız çerçevede mutlak şekilde geri kalacağız. Özellikle sanal gerçeklik boyutu. Belki bugün hastanelerde yaptığımız, odalarda verdiğimiz sağlık hizmetlerinin birçoğunu uzaktan vereceğimiz veya birçoğunu robotlar aracılığıyla yapacağımız ama gerçeğini yapmadan, önceden sanal gerçeklik boyutunda uygulamalarını gerçekleştireceğimiz sağlık hizmetlerini, ki buraya hazırlıklı olmak gerekir diye düşünüyoruz, biz bu hazırlıkları yapıyoruz.”

Konuşmanın ardından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’a Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl tarafından fahri doktora unvanı verildi.