Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Avustralyalı Türk yönetmen Mert Berdilek, “Geride Kalanlar” filmini anlattı:82 defa okundu

, kategorisinde, 05 Ağu 2022 - 13:34 tarihinde yayınlandı
Avustralyalı Türk yönetmen Mert Berdilek, “Geride Kalanlar” filmini anlattı:

İSTANBUL (AA) – Yaptığı kısa filmlerle Avustralya’da ve Türkiye’de dikkati çeken genç yönetmen Mert Berdilek, ilk uzun metraj projesi “Geride Kalanlar”a ilişkin, “Çevremde aslında sinema diline güvendiğim insanlar olduğu için çok mutluyum, Tarık Tufan’ın da bize destek vermesi büyük gurur. Bu yüzden birbirini besleyen bir sinema ailesi kuruyorum gibi bir hisse sahibim.” dedi.

Kısa filmleriyle uluslararası festivallerde ödül alan genç yönetmen, Sidney Film Festivali’nde 10 finalist film arasında yer aldı. Son olarak “TRT 12 Punto”da yarışan yönetmen, “Geride Kalanlar” film projesiyle “Proje Geliştirme Ödülü”ne layık görüldü.

Yönetmen Berdilek ile filmin yapımcısı, senaristi Tarık Tufan, Geride Kalanlar”ı AA muhabirine anlattı.

Avustralya’da doğup büyüdüğünü dile getiren Berdilek, sinema eğitimi almadığına işaret ederek, “Uçak mühendisliğinde okudum ve çalıştım bir süre ama küçüklüğümden beri sinemaya odaklanmıştım. Kendim projelerimi yazıyor ve yapıyordum. En son 2019’da ilk kısa filmi bitirmiştim. O da Adana Altın Koza Film Festivali’ne seçilmişti. Finalist olarak Türkiye’ye geldim. Daha sonra ‘Düşüş’ adında bir film çektim ve o da 67. Sidney Film Festivalinde finalist olarak kalmıştı. Aynı zamanda İzmir Kısa Film Festivali’ne ve başka uluslararası kısa film festivallerine de katılmıştı. Kısa filmlerden sonra uzun metraj filme odaklanmıştım ve şuan ilk uzun metraj film projem için Türkiye’de Tarık Tufan ile birlikte çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

– “Memleketime geri dönmek çok güzel bir duygu”

Mert Berdilek, Avustralya’da yaşayan görüntü yönetmeni Alper Kasap ile çalıştığını aktararak, “Çevremde aslında sinema diline güvendiğim insanlar olduğu için çok mutluyum, Tarık Tufan’ın da bize destek vermesi büyük gurur. Bu yüzden birbirini besleyen bir sinema ailesi kuruyorum gibi bir hisse sahibim.” diye konuştu.

Geride Kalanlar’ın “12 Punto” finalistleri arasında yer almasından duyduğu mutluluğu da dile getiren Berdilek, “Her şeyden önce memleketime geri dönmek çok güzel bir duygu. Neredeyse 2 buçuk senedir uluslararası bir yolculuk yapamıyorduk. Zaten Avustralya bu konuda çok sıkıydı. Böyle bir etkinlikle gelmiş olmak da ayrıca verimli oldu. Burada senaryo danışmanlarından çok faydalandık.” dedi.

Genç yönetmen, Avustralya ve Türkiye arasında önemli bir geçmiş olduğuna dikkati çekerek, Çanakkale’den 100 yıl sonra bir yönetmenin Türk-Avustralya ilişkisi ve geri dönüş hikayesi çekmesinin Avustralya tarafından da ilgiyle karşılandığını ve desteklendiğini söyledi.

– “Hikayeyi ve duygusunu çok beğendim”

Filmin yapımcı ve senaristi Tarık Tufan ise Berdilek ile Avustralyalı bir sinemacı vasıtasıyla tanıştığını aktararak, “Geride Kalanlar projesi, senaryo taslağı olarak elime ulaştı. Mert, birlikte çalışmak istediğini ve senaryo doktorluğu yapmamı rica etti. Bir ilk film projesi olarak okuduğumda dramaturjik olarak üzerine çalışılması gereken bir metindi ama hikayeyi ve duygusunu çok beğendim.” değerlendirmesinde bulundu.

Birlikte çalışma kararı almadan önce Mert’in sinematografisini biraz araştırdığını kaydeden Tufan, “İzlediğim kısa filmlerde son derece iyi bir sinema dilinin olduğunu fark ettim ve beraber çalışma heyecanına kapıldım açıkçası.” diye konuştu.

Tarık Tufan, birlikte çalışmaya başladıktan sonra taslak senaryonun duygusunu koruyarak yeni bir senaryo yazmaya karar verdiklerini aktararak, şu bilgileri verdi:

“Pandemi süresince bu çalışmamız online devam etti. Çünkü çok uzak coğrafyalardayız. Avustralya ve İstanbul arasındaki o uzun saat farklılıklarına rağmen projeyi, hikayeyi anlamak, sevmek bizi yakınlaştırdı ve mesafeleri de yakınlaştırdı. Biz zaman zaman gecelerimizden feragat ederek online buluşmalar yapmaya başladık. Zamanla hikayenin, karakterin yolculuğu beni daha da içine çekmeye başladı ve ‘Geride Kalanlar’ın yeni bir taslağına eriştik. Senaryomuz tıpkı adında olduğu gibi geride bıraktıklarımız üzerine bir film. Özellikle insanların ve toplumların yaşadıkları umutsuzluk dönemlerinde endişelerin, kaygıların arttığı pandemi süreçleri, gıda, güvenlik, enerji vs. gibi sorunların olduğu böyle anlarda, umutsuzluk anlarında akla ilk gelen, eve dönmek. Çünkü ev insan için güvenli alan, duygusal ihtiyaçların karşılandığı alan. Fakat burada zor bir soru var. Evin neresi? Bizim hikayemizin, ‘Geride Kalanlar’ın tartıştığı en önemli mesele aslında bu. Evin, köklerin neresi? Nereye aitsin?”

Geride Kalanlar’ın bugünün hikayesini, modern insanın yaşadığı trajediyi anlattığına dikkati çeken Tufan, “Kişisel trajedilerin bir hikayesi. Son zamanlarda böyle hikayeler arttı, böyle şeyler söylenebilir ama bu da çok doğal. Çünkü dönemin ruhu, insanların böyle hikayelere yönelmesine sebep oluyor. Bu açıdan da ilham verici bir hikaye, bir film olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Tufan, yıllar önce Mahmut Fazıl Coşkun’un ilk filminde hem senarist hem de yapımcı olarak yer aldığını hatırlatarak, “İlk film heyecanı çok daha başka oluyor, zorluklar barındıran da bir süreç. İlk film çok kişisel bir eylem ama aynı zamanda pek çok başka ekibin de içerisinde yer aldığı bir süreç. Benim açımdan da güçlü bir yönetmenin güçlü bir sinema dilinin doğuşuna tanıklık etmek diye düşünüyorum.” açıklamasını yaptı.

– “Türk-Avustralya ortak yapımı olarak özel bir yere sahip olacak”

Daha önce senaryosunu yazdığı filmlerde yapımcı olarak da yer aldığının altını çizen Tufan, “Bu da benim bu konudaki tecrübemi biraz geliştirdi. Yani hikayeyi yazarken kafamda, aynı zamanda o hikayenin nasıl çekileceğine dair prodüksiyon ve koşullar olarak bir fikir var. Filmimize Mert’in daha önce yaptığı işleri görerek buna tanıklık etmiş Avustralya’daki kimi fonlar da ilgi duyuyor. Türk-Avustralya ortak yapımı olarak bence özel bir yere sahip olacak bu film ve belki de bir ilk olacak. Filmin Avustralya’da aldığı proje geliştirme destekleri bence bunun habercisi. Bundan sonra da hem Türkiye’den hem farklı ülkelerden kendisine ortak bulacak diye umuyorum.” dedi.

Tarık Tufan, 12 Punto’da yarışıyor olmaktan memnun olduklarını dile getirerek, “İyi bir başlangıç. Bundan sonra Türkiye’de farklı fonlarla bu devam edecek. Ama aynı zamanda Avrupa’da önemli festivallerin fonlarına da başvuracağız. Filmin atmosferi bir kış atmosferini barındırıyor. Dolayısıyla bu koşulları beklememiz gerekiyor. Benim öngörüm, yani 2023 yılının kışına doğru geldiğimizde, yani sonunda belki böyle bir takvim yapacağız. Sadece filmin koşulları değil, aynı zamanda katıldığımız platformlarda ortak yapımcılarla geliştireceğimiz bir takvim olacak.” şeklinde konuştu.

– Geride Kalanlar

Ömer, uzak bir akrabasının hastanede ölüm döşeğindeyken ısrarla kendisini çağırmasıyla 30 yıl aradan sonra doğduğu topraklara, Ağrı Dağı eteklerindeki Doğubeyazıt’a geri döner. Yaşlı adamın babası olduğunu öğrendikten bir gün sonra adam vefat eder. Babasının son arzusu, iki oğlunun, onu şehre yukarıdan bakan ve herkesin terk ettiği, artık tekinsiz bir bölgeye dönmüş eski köyün mezarlığına gömmesidir. Yaklaşan kar fırtınası, babadan çocuklara miras kalan sırlar, geçmişin travmaları, geride kalanları dramatik bir şekilde etkilemektedir. Ömer kendini bir anda yeni bir ailenin içinde, terk ettiği geleneklerin arasında, çocukluktan gelen nefret ve kıskançlık dalgasının orta yerinde bulur. Geçmişini yeniden değerlendirmeye, gerçekte kim olduğunu keşfetmeye, geleceğin nasıl görünebileceğini görmekte bir hayli zorlanmaktadır.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ