ANKARA (AA) – Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye'nin maruz kaldığı göç yükünün gelecekte Batılı ülkeler için de büyük bir sorun potansiyeli olacağı değerlendirmesinde bulundu.
Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında, Fas'tan İspanya'ya geçmeye çalışan düzensiz göçmenlerin karşılaştığı acımasız müdahale ve insanlık dışı görüntülerin, dünyada göçmenlere karşı yükselen nefret dalgasının sadece bir uzantısı olduğunu söyledi.
Her ülkenin kendi sınırlarını koruma görevi olduğuna inandığını ancak masum ve savunmasız insanların ölümüne sebep olacak hiçbir müdahaleyi meşru görmediğini belirten Karamollaoğlu, "Masum, sadece sığınacak bir yer arayan insanları, asker ile polisin mermileriyle karşılamak insanlık suçudur diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Karamollaoğlu, en çok sayıda mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye'ye ahlak ve insan hakları dersi vermeye kalkan Avrupa ve uluslararası kuruluşların Fas'ta yaşanan olaylara neden ve nasıl sessiz kaldığını anlamakta zorluk çektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Daha doğrusu tarihe baktığımız zaman anlıyorum da bunu içime sindiremiyorum ve bu kuruluşların bunu nasıl içlerine sindirebildiklerini anlayamıyorum. İnsanlıktan nasibini almamış manasına geliyor bu toplulukların. Bir yandan Orta Doğu başta olmak üzere kriz ve savaş yaşanan bölgelerdeki sinir uçlarını kaşıyacaksınız bir yandan da o bölgelerden kaynaklanan mülteci ve göçmen yükünü, yine bölge ülkelere yığıp üstüne bir de hukuk ve insanlık dersi vermeye kalkacaksınız. Bunu anlamak da kabullenmek de mümkün değil. Batı dünyası, bu ikircikli tutumundan ne zaman vazgeçecek ve üzerine düşeni yapacak bilmiyoruz. Öyle bir sorumluluk üstlenirler mi, üstlenmezler mi bunu da tahmin etmekte güçlük çekiyoruz. Ancak bilmelidirler ki çözümü ertelendikçe, ilerleyen yıllarda karşılarına çıkacak sorunların maliyetleri daha da artacaktır ve yönetimler olmasa bile, toplum bu konuda giderek hassaslaşmaktadır. Bugün başta Türkiye'nin maruz kaldığı göç yükü, Batılı ülkelerin vurdumduymazlığı devam ederse onlar için de daha büyük bir sorun potansiyeli olarak ortaya çıkacaktır. Bu potansiyelin, bu sorunun mutlaka şimdiden önlenmesi için adımlar atılmaya ihtiyaç var. Her vesileyle Türkiye'ye insanlık ve hukuk dersi vermeye kalkan Batı dünyasını, elini taşın altına koymaya bu sebeple davet etmeyi de bir vazife olarak görüyoruz."
– Ekonomiye ilişkin değerlendirmeler
Türkiye'nin, tarihi enflasyon ve işsizlik rakamlarına şahit olduğunu ve hem devletin hem özel sektörün hem de vatandaşların hiç olmadığı kadar artan bir borç yükü ile karşılaştığını savunan Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
"Her geçen gün, alım gücü maalesef düşüyor. Yoksulluk var, yolsuzluk var. Rant, torpil, iltimas ve adam kayırma var. Siz bunlarla bir memleketi 'doğru yönetiyoruz' diyemezsiniz. Bu rakamlar, bu tespitler karşısında kıyas ortadadır. Hangi kefenin ağır bastığı tartışmaya bile ihtiyaç duymayacak kadar açıktır."
Karamollaoğlu, iktidarın Türkiye'nin sorunlarını teşhis kabiliyetini bütünüyle kaybettiğini ve bu sebeple çözüm üretmekte başarılı olamadığını iddia ederek, "20 yıllık tecrübe ortada. Her tarafımız ne yazık ki dökülüyor, parçalanıyor ama ülkemiz bir türlü arzu edilen seviyeye yükselemiyor. İnsanlarımızın problemleri halledilemiyor." şeklinde konuştu.
– NATO Zirvesi'ndeki üçlü muhtıra
NATO Zirvesi'nde imzalanan üçlü muhtıraya ilişkin değerlendirmesi sorulan Karamollaoğlu, "Sayın Erdoğan, 'Bu ülkeler, teröristleri muhafaza ettikleri ve bunları korudukları müddetçe' gibi bir ifadeyi kullanmıştı. Ben bundan dolayı bu neticeyi aldıkları kanaatindeyim ve isabetli olduğunu da düşünüyorum. Hemen buradan ifade etmek isterim. Alınan netice şu an için isabetli gözüküyor." dedi.