İSTANBUL (AA) – Anadolu Ajansı (AA) Haber Akademisi Direktörlüğü tarafından Rusya-Ukrayna savaşında görev yapan AA muhabirleri için “Stres ve Travma Yönetimi Eğitimi” düzenlendi.
Caddebostan’daki bir otelde gerçekleştirilen eğitimde, muhabirlerin savaş bölgesindeki deneyimlerini dinleyen psikiyatrist Prof. Dr. Kemal Sayar, travma ile ilgili teorik bilgiler vererek, travmanın insan psikolojisi üzerindeki etkilerini anlattı.
Sayar, travmanın yaygın bir şey olduğunu ve günlük hayatta zaman zaman travmayla karşılaşıldığını dile getirerek, “Mesela bir deprem olur, küçücük çocukların öldüğünü görürsünüz. Böyle bir ortamda dersiniz ki ‘Ya bu dünya ne kadar böyle perişan, kötü bir yer. Küçücük çocuklar bir sabah kalktık, ölüyorlar.’ Bu travmatik bir deneyimdir.” ifadelerini kullandı.
Kemal Sayar, 15 Temmuz’da yaşanan olayların ardından uzun süre insanların jet ve helikopter sesinden irkildiklerini, 17 Ağustos depreminden sonra da en ufak bir şeyde sokaklara fırladıklarını kaydetti.
İnsanların travmalara karşı nasıl direnç gösterdiğini anlatan Sayar, “Bomba patladığı zaman diyorsun ki ‘Ben mesleğimi iyi ve güzel bir şekilde yapıyorum. Ben bu mesleği, bu zorlukları bilerek buraya geldim. Şimdi işimi en iyi şekilde yaparak buradan ayrılacağım.’ O sırada ölümü düşünmüyorsun. İşte o güç sayesinde travmalara karşı direnebiliyoruz, o zorlukları aşabiliyoruz. Mesele, yaşadığımız olaydan sonra ne kadar büyüyoruz ne kadar gelişiyoruz oraya bakabilmek.” şeklinde konuştu.
– “İnsanın dayanma kabiliyetini aşan ruhsal zedelenme hali”
Sayar, eğitim programına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada da travmanın, insanın dayanma kabiliyetini aşan bir ruhsal zedelenme hali olduğunu söyledi.
Savaş muhabirlerinin, günlük hayatta karşılaşılmayan ve her zaman göze ilişmeyecek olaylarla sıklıkla karşılaştığını vurgulayan Sayar, tüm bunların muhabirler için bir yorgunluğa yol açabileceğini dile getirdi.
Sayar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yorgunlukla beraber kişi artık mesleğini tam manasıyla icra edememeye, ruhsal manada tükenmişliğe girebilir. Çok fazla travmaya maruz kalmak da insanın içsel kaynaklarını tüketir. Zorluklarla günlük hayatta başa çıkma kabiliyetini azaltır. Bugün biz ne yapabiliriz, travmayla nasıl başa çıkabiliriz, travma sonrası büyüme ne demektir, travmayı nasıl daha iyi yönetebiliriz, bunları göz önüne almaya çalışacağız. Bunları tartışmaya gayret edeceğiz. Bir yandan da savaş bölgelerinde bulunan, savaş muhabiri olan arkadaşlarımızın deneyimlerini paylaşmalarını sağlayarak, aslında biraz da onların öznel deneyimleri üzerinden ne yapılabilirdi ne yapılırsa daha iyi olurdu bu konuları tartışmaya açacağız.”
– “Travma adeta ruhun depremidir”
Travmanın adeta ruhun depremi olduğunu vurgulayan Sayar, “Her şey yerinden oynar. Hayattan zevk almayabilir. Mesleğini aşkla, sevgiyle yapamayabilir. Aile ilişkileri ve sosyal ilişkileri bozulabilir. AA Haber Akademisi’nin verdiği bu eğitimin diğer kurumlara örnek olmasını çok dilerim. Bu tür meslek içi eğitimlerin ülkemizde haberciler için de yaygınlaştırılması fevkalade olumlu bir girişim. Bu, Batı’da zaten olagelen bir şey. Tüm büyük haber şirketlerinde yurt dışında bu tarz eğitimlerle karşılaşırsınız. Fakat bizde sanki gazeteci, muhabir bütün bu zorluklara katlanmak zorunda. Onun ruhsal ihtiyacı yokmuş gibi davranılır. Bu bir yanılsama, çok yanlış bir şey. Dolayısıyla çok akılcı, mantıklı bir adım olarak görüyor ve yaygınlaşmasını diliyorum. İnsana yatırım yapılması olarak görüyorum.”
Eğitimin muhabirler için önemine işaret eden Sayar, “Bu eğitim, olumsuz olaylara takılıp kalmamalarını, o olumsuz olayları alt edecek mekanizmaları geliştirmelerini, yarın bir gün benzer zorluklarla karşılaştıklarında ne yapacaklarını, neyi beklemeleri gerektiğini bilmelerini sağlayacak. Kendilerinde çıkmış birtakım ruhsal sıkıntılar varsa onları nasıl ele alacaklarını gösterecek. Böylece hem mesleklerini hem aile hayatlarını hem de sosyal hayatlarını daha iyi bir şekilde devam ettirmelerini sağlayacak.” ifadelerini kullandı.
– “Muhabir arkadaşlarımızı, her türlü zorluğa karşı psikolojik açıdan da desteklemeyi önemsiyoruz”
AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de düzenlenen eğitim programına ilişkin yaptığı açıklamada, habercilik mesleğinin en temel motivasyonunun gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koymak olduğunu söyledi.
Karagöz, “Ancak bizler de her şeyden önce duyguları ve hisleri olan insanlarız. Felaketlerden, savaş ortamından, gözümüzün önünde gerçekleşen ölümlerden, yaralanmalardan, patlayan bombalardan, uçak sesinden, barut kokusundan etkileniyoruz. Muhabir arkadaşlarımız son olarak savaşın en acımasız yaşandığı Ukrayna’da görev yaptılar. Anadolu Ajansı yönetimi olarak savaş bölgelerinde zorlu şartlarda görev yapan muhabir arkadaşlarımızı, karşılaşabilecekleri her türlü zorluğa karşı psikolojik açıdan da desteklemeyi önemsiyoruz.” şeklinde konuştu.