İZMİR (AA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İzmir Depremi’ndeki sıkıntıların, milletin büyük fedakarlığı ve sabrıyla aşıldığını söyledi.
Süleyman Soylu ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir’de depremzedeler, TOKİ işçileri ve AFAD çalışanlarıyla, Bayraklı ilçesinde sokak iftarında buluştu.
Süleyman Soylu, burada yaptığı konuşmaya, İzmir Depremi’nde hayatını kaybeden 117 kişiye rahmet dileyerek başladı.
Depremde büyük acıların yaşandığını dile getiren Soylu, 960 kişinin yaralandığını, 104 vatandaşın da enkaz altından sağ çıkarıldığını hatırlattı.
Millet olmanın önemini vurgulayan Bakan Soylu, “Toprağın etrafını çevirirsiniz arazi olur ama üzerindeki yaşanmışlıklarla vatan olur. İnsanlar bir araya geldiğinde topluluktur ama birlikte bir tarihi yaşayınca, zorlukları yaşayınca, zaferler, acılar, hüzünler, sevinçler yaşayınca o millet olur.” ifadelerini kullandı.
– “Bu badireden güçlü bir millet olmayı başararak çıktık”
Türk milletini güçlü yapanın birlikte yaşadıkları ve başardıkları şeyler olduğunu vurgulayan Soylu, şunları söyledi:
“30 Ekim 2020’deki İzmir Depremi, bizim millet sınavımızdır. Allah’a çok şükür, biz bu sınavı binlerce kez olduğu gibi yine milletimizin büyük fedakarlığıyla, sabrıyla beraber aştık. Hiçbir ayrılığa, fitneye, kargaşaya fırsat vermeden tam bir dayanışma içinde hem kurumlarımızın hem devletimizin hem de hemşehrilerimizin ve İzmirlilerin ferasetiyle, soğukkanlılığı ve gücüyle bu badireden güçlü bir millet olmayı başararak çıktık.”
– Son 2 yılda yaşanan afetler
Soylu, sıkıntılı sürecin kargaşaya ve acizliğe meydan vermeden devlet ve milletin kenetlenmesiyle modern ve büyük bir devlete yakışır şekilde atlatıldığını belirtti.
Son dönemde yaşanan Elazığ, Van Başkale, Bingöl ve İzmir’deki depremler, Arhavi’deki su baskını, Antalya ve Muğla’daki orman yangınları, Giresun Dereli, Kastamonu, Sinop ve Bartın’daki selin yanı sıra salgını hatırlatan Soylu, “Son 2 yıldır karşı karşıya kalmadığımız afet olmadı desem eksik söylemiş olmam.” diye konuştu.
Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Allah bize ne kadar görev verir bunu bilmeyiz ama biz böyle işlerle karşılaştığımızda eğer makamlarımızla ilgili bir değerlendirmelerde bulunuyorsak, biz bu milletin evlatları değiliz demektir. Her birimiz sadece evlatlığı bu insanlara nasıl yaparız, bu zor zamanda nasıl el uzatırız diye bir anlayış içinde olduk. Birbirimizle büyük dayanışma içinde ve devletin, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu irade, talimatlar ve takibi şeklinde nasıl vatandaşını bu zorluktan çekip çıkarır anlayışıyla hareket ettik.”
– İzmir Depremi’nde yaşananlar
İzmir Depremi sırasında koronavirüse yakalandığını hatırlatan Soylu, İzmir’e gelmeyi çok istediğini, gelişmeleri adım adım uzaktan izlediğini aktardı.
Herkesin elini taşın altına koyduğunu söyleyen Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ben vatandaşımızın eksik bir şey söylemesini istemiyorum. Nasıl çözecekseniz çözün.’ şeklindeki talimatları doğrultusunda çalıştıklarını söyledi.
Bakan Soylu, geçmişte devlet güçlerinin deprem, sel felaketinden çok sonra olay yerine geldiğini kaydederek, vatandaşın o dönemde “Nerede bu devlet?” diye sorduğunu, bugün ise “Allah devletten razı olsun.” noktasına gelindiğini söyledi.
Milletin karşısında boynu bükük kalmadıklarını ifade eden Soylu, şöyle dedi:
“Allah şahittir; Elazığ’dan, Malatya’dan İzmir’e kadar, köyün tepesine kadar, insanların ağıllarından koyunlarını çıkarana kadar, ‘Allah’ım sen bize bir fırsat verdin, verdiğin fırsat şu sınavda makamında mı oturacaksın yoksa oradaki vatandaşın yanında olup onun duasını, rızasını almak için çaba mı sarf edeceksin?’ diye bir sınavda olduğumuz bilinciyle, bu devletin ne kadar imkanı varsa vatandaşımızın karşı karşıya kaldığı bu süreçteki zorlukları aşabilmek için önüne sermeyi kendimize bir vatandaşlık görevi değil, bir evlatlık ve kardeşlik görevi olarak gördük. Nerede bu devlet anlayışından bu millet, karşı karşıya kaldığımız bütün afetlerde Allah devletten, milletten razı olsun noktasına geldi.”
– “Almanya kadar zengin değiliz ama…”
Milleti zorluktan çıkarırken hiçbir hesap yapmadıklarını dile getiren Soylu, şöyle devam etti:
“Biz belki Almanya kadar zengin değiliz ama Almanya’da yıl başından hemen önce bir sel felaketi oldu. Aynı zamanda Kastamonu’daki sel felaketini beraber yaşadık. Hala daha bir onarmayı gerçekleştiremediler. Biz de Allah’ın izniyle, devletimizin gücü, milletimizin yardımıyla hangi atölyeye, fabrikaya bir şey olmuşsa hangi eve bir sıkıntı olmuşsa hepsine tek tek uzandık.”
Millete mahcup olmamak için dua ettiklerini söyleyen Soylu, “Kim ne söylerse söylesin biz bir sınavda olduğumuzu biliyoruz. Allah kimseyi böyle sıkıntılarla karşı karşıya bırakmasın. Bize itimat edin, bize güvenin, biz sizi yarı yolda bırakmadık. Biz sizi başka ülkelerin bize baskısına rağmen ‘Aman gelin el verelim oturalım, bunları halleşelim, siz bize bizim makamımız için dokunmayın’ demedik. Hiç önemli değil bu ülke hür olsun, bağımsız olsun.” ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, “Bugün evlatlarımız Metina’da, Zap’ta, Avaşin-Basyan’da da ölüme koşuyorlar, şehadete yürüyorlar. Ne için biliyor musunuz? Sizin çocuklarınızın, bizim çocuklarımızın bu ülkede birilerinin tasallutu altında kalmaması için. Hiç merak etmeyin, hiç endişe etmeyin o terör yuvaları Cumhuriyetin 100. yılına varamayacak, varamayacak, varamayacak….” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise İzmir depremini yaşayan vatandaşlarla, bu mübarek günlerde aynı sofrada buluşmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Depremde 91 saat sonra enkazdan çıkarılan 3 yaşındaki Ayda Gezgin’in babası Uğur Gezgin, Soylu ve Kurum’a hediye takdim etti.
İftar programına İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, AFAD Başkanı Yunus Sever, TOKİ Başkanı Ömer Bulut, İzmir Emniyet Müdürü Mehmet Şahne, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İl Başkanı Veysel Şahin ve bazı AK Parti İzmir milletvekilleri, diğer ilgililer ve çok sayıda depremzede katıldı.
Bakan Soylu ile Kurum, beraberindekilerle depremzedeler için yapılacak konutlara ilişkin örnek daireyi de gezdi.
(Bitti)