ANKARA (AA) – Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB), Giacomo Puccini'nin en sevilen eserleri arasında yer alan Tosca'yı sahneye koyma hazırlıklarını bütün hızıyla sürdürüyor.
Türk opera tarihinde ilk sahnelenen eserler arasında yer alan, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün en sevdiği operalardan biri olan, primadonna Semiha Berksoy'un 1941'deki temsillerinde hayat verdiği Tosca'nın, 26 Nisan'da yapılacak prömiyeri öncesi provaları devam ediyor.
Puccini tarafından bestelenen 3 perdelik dramatik operayı, Türk sahnelerinde Tosca'yı ilk kez seslendiren Semiha Berksoy'un kızı Prof. Dr. Zeliha Berksoy sahneye koyuyor.
Orkestrayı Raoul Grüneis, Andrea Solinas ve Sunay Muratov'un dönüşümlü olarak yöneteceği eserde,
Floria Tosca'ya Feryal Türkoğlu, Seda Aracı Ayazlı ve Tuba Mankal, Mario Cavarodossi'ye ise Murat Karahan, Aykut Çınar, Faik Mansuroğlu ve Emre Akkuş dönüşümlü olarak hayat veriyor.
İlk 2 gösterimi 26-27 Nisan'da ATO Congresium'da yapılacak eser, sanat sezonu sonuna kadar Opera Sahnesi'nde izleyiciyle buluşmaya devam edecek.
– "Hepsi hakiki olsun istedim"
Zeliha Berksoy, AA muhabirine, eseri aşk hikayesinin ötesinde İtalyan Cumhuriyeti ve o dönemdeki Fransız Devrimi üzerine sahneye taşıdığını söyledi.
Eserin Sant'Andrea Kilisesi'nde başladığını anlatan Berksoy, "Dekor olarak orijinal Sant'Andrea Kilisesi'ni yaptık. Bu, herhalde bugüne kadar hiçbir Tosca'da yapılmamış bir şey. Ben hepsi hakiki olsun istedim." dedi.
Berksoy, eserde Roma polis şefi Scarpia'nın makam odasını da oldukça farklı dizayn ettiklerini, onun iktidarını ve makamını gösteren bir dekor yaptıklarını aktardı.
Eserin son perdesinde sinemasal fonksiyonlar kullandığını ifade eden Berksoy, "Cavarodossi'nin kurşuna dizildiği sırada gök gürültüsü ve yağmurun yağması gibi. Tam gün doğarken de Tosca kendini kırmızı bir ateş topuna atıyormuş gibi bir duygu yakalamak istedim. Umarım izleyicimiz çok sevecek." diye konuştu.
Türk operasının dünya çapında seslere sahip olduğunu vurgulayan Berksoy, "Bütün ekip bu Tosca temsilinde, belki de Semiha Berksoy'dan kaynaklanan, büyük bir sevgi yumağı içinde çalıştık. Bu operayı sahneye koymakla büyük bir ayrıcalık ve mutluluk yaşıyorum. Bu eser çok farklı benim hayatımda." ifadelerini kullandı.
– "Türkçe tercümesi Nazım Hikmet'e yaptırılıyor"
Annesi Semiha Berksoy'un yurt dışındaki müzik eğitimini tamamlayıp Türkiye'ye dönmesinin ardından bir opera seslendirmesi yönünde teklif aldığını anlatan Berksoy, annesinin Tosca operasını tercih etmesine ilişkin anektodu da şöyle anlattı:
"Annemin çok hayran olduğu, büyük saygı duyduğu Nazım Hikmet o zaman Çankırı Hapishanesi'nde. Onu ziyarete gidiyor. Kendisine opera seslendireceğini söylüyor. Nazım Hikmet 'Tosca'yı oyna' diyor, 'O da bir devrimci.' Onun üzerine Tosca oluyor. Opera'nın çevirisi de Nazım Hikmet'e yaptırılıyor."
Berksoy, Türk operasının bugünlere gelmesinde Atatürk'ün attığı tohumların katkısının çok büyük olduğuna da işaret ederek, "Onun ışığının ve ruhunun bu başarıda çok büyük bir payı var. Ben ona adıyorum." dedi.
– "Dünyanın neresinde seslendirirsem seslendireyim hep Ata'mıza ithaf ederim"
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü, tenor Murat Karahan da Atatürk'ün Bulgaristan'da askeri ataşe iken izlediği Tosca Operası'nı çok beğendiğini ve Cavarodossi'nin seslendirdiği "E lucevan le stelle" aryasını çok sevdiğini belirterek, "Bu aryayı dünyanın neresinde seslendirirsem seslendireyim hep Ata'mıza ithaf ederim." diye konuştu.
Eserin, Türkiye'nin ilk Toscası Semiha Berksoy'un kızı Zeliha Berksoy tarafından sahneye konulmasının da ayrı bir manevi değeri olduğunu vurgulayan Karahan, "Çok güzel, standardın çok üzerinde bir prodüksiyon oldu." dedi.
Karahan, dünyanın en büyük operalarında sergilenen Toscalarda sahneye çıktığını ve Cavarodossi'ye ses verdiğini belirterek, "Ama burada, Türkiye'de kendi izleyicimize seslendiğim zaman kalbimde başka bir çarpıntı oluyor." ifadesini kullandı.
ATO Congresium'daki temsillere ilginin büyük olduğunu bildiren Karahan, tüm Ankaralıları Tosca'ya beklediklerini kaydetti.