İSTANBUL (AA) – "Gül Baba Senfonik Şiiri"nin dünya prömiyeri, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yorumuyla 1 Nisan'da Ankara'da CSO Ana Salon'da gerçekleşecek.
Macar orkestra şefi Heja Domonkos'un orkestrayı yöneteceği konserde, sanatçılara piyanist Jozsef Balog eşlik edecek.
Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı Başkanı Adnan Polat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı İmparatorluğu'nun en batıdaki türbesinin Gül Baba olduğuna işaret ederek, "Tarihi bir Osmanlı eseridir. Orası mezbelelik haldeydi. Restorasyonu yapıldı. Restorasyona en büyük katkıyı da Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile Macaristan Başbakanı Victor Orban verdi. Tüm ekonomik ihtiyaçlarını giderip, yardımcı oldular. Şu anda Macaristan'da bir turizm destinasyonu haline geldi." dedi.
Polat, Gül Baba'nın, 1481'de Galatasaray Lisesi'nin bulunduğu yerde Mekteb-i Sultani'nin kurulmasına vesile olduğuna dikkati çekerek şu bilgileri verdi:
"O tarihte kuruluş amacı, devlet adamı yetiştirmekti. Gül Baba, Mekteb-i Sultani'nin kurulduğu yerde, gül bahçesinde gül yetiştiren bir derviş. Gülleri de genellikle sarı, kırmızı. Benim için Bektaşi dervişi olması önemli. Galatasaray Kulübü, Galatasaray Lisesi'nde kurulduğu ve renklerini de Gül Baba'nın kavuğundaki sarı kırmızı güllerden aldığı için, Galatasaray'ın manevi bir kurucusu olarak kabul ediyoruz. O açıdan da benim için önemli."
Türbenin yılda 100 binden fazla ziyaretçisi olduğunu kaydeden Polat, "Ziyaretçilerin en az yarısı Hristiyanlardan oluşuyor ve kendim de şahit oldum, gelip orada mum yakıp, Gül Baba'ya dua ediyorlar. 500 yıldan uzun süre önce rahmetli olmuş bir insan, nasıl sevgi ve hoşgörü tohumları ekmişse, hala hem Müslüman hem Hristiyanlardan sevgi ve saygı görüyor. Tabii ki çok önemli ve güzel bir insanmış. Bu vesileyle burada, Piyalepaşa'da da 'Gül Baba Parkı' yaptık. O parkı mayıs ayının ikinci yarısı açacağız, Gül Baba'nın anısına." ifadelerini kullandı.
Adnan Polat, Türk-Macar dostluğu açısından da Gül Baba'nın önemli bir etkisi olduğuna vurgu yaparak, "Macaristan'ın farkındalığını çok ortaya çıkardı. Çünkü Gül Baba-Galatasaray dediğiniz vakit, tüm spor dünyası ilgileniyor. Türkiye'de de sporla herkes ilgilendiği için, Macaristan'ı daha iyi anlayıp, bilmeye başladılar." değerlendirmesinde bulundu.
Gül Baba gibi, Macaristan'da Osmanlı'dan kalma eserlerin çoğunun enkaz halinde olduğunu aktaran Polat, Gül Baba Vakfının bu binaların restorasyonunu üstlendiğini anlattı.
Polat, eserin 1 Nisan'da Ankara'da CSO konserinde yorumlanacağını söyleyerek, Ankaralıları ve sanatseverleri konsere davet etti.
– "Senfoni 'Gül Bahçeleri' ile başlıyor"
Vakfın Danışmanı, aynı zamanda Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Sanat Yönetmeni Remzi Buharalı ise Gül Baba'nın Türk tarihindeki önemine değinerek, "Gül Baba gibi bir değerin, 400 yıl sonra da bir senfonik şiirle anılmasını, ülke tarihine saygı olarak görüyorum. Yaklaşık 2,5 yıldır, Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfının Türkiye'deki bir danışmanı, temsilcisi olarak görev yaptım. Bu süre içinde en önemli görevlerimizden biri de bir beste siparişi verilerek, Gül Baba'nın adının yaşatılması adına bir esere imza atmaktı." diye konuştu.
Besteci İlyas Mirzayev tarafından 15 dakikalık bir eser hazırlandığını aktaran Buharalı, Türkiye'nin ve dünyanın en eski orkestralarından biri olan CSO tarafından bu eserin yorumlanacağının altını çizdi.
Buharalı, eserde Gül Baba'nın yaşam öyküsünün anlatıldığını dile getirerek, "Gül Baba, gül yetiştiren bir derviş olarak biliniyor. Senfoni, 'Gül Bahçeleri' ile başlıyor. Devamında, Kanuni Sultan Süleyman'ın, fetihlere birlikte gittiği Gül Baba'nın, sefere çıkma hazırlığını anlatıyor. O dönemde savaşlara 'gaza' ismi veriliyordu. Gaza anı yaşanıyor. Gül Baba, bu gazada hayatını kaybettiği için, orada Gül Baba'nın ölümünü anlatan bir senaryo var. Ama ölüm insanların sadece fiziki olarak dünyadan ayrılmasını anlatıyorsa, bir taraftan da Gül Baba'nın ölümsüzlüğünü ortaya koymamız gerekiyordu."
Gül Baba Senfonik Şiiri'nin Türk ve dünya müziğine bir armağan olduğunu sözlerine ekleyen Buharalı, "İnşallah CSO tarafından dünya prömiyeri yapılacak olan bu eserin hem ülkemizdeki orkestralar hem de dünya orkestraları tarafından seslendirileceği günleri yaşayacağız. Biz bunları yaşarken, aslında bundan 488 yıl önce hayatını kaybeden Gül Baba'nın, tarihsel süreçteki önemi ve değeri ortaya konup, adı yaşatılmaya devam edecek."
Eserin daha sonra Macaristan’da da sahnelenmesi planlanıyor.