ANKARA (AA) – ERKAN TİRYAKİ – Tekerlekli sandalye dans branşında kızına verdiği sözü yerine getiren ve Türkiye şampiyonlukları kazanan Yeliz Güllü'nün en büyük hedefi, 12 yaşında kaybettiği çocuğunun ismini açmak istediği dans okulunda yaşatmak.
Tekerlekli sandalye dans branşına 2019'da bir tavsiye üzerine başlayan Yeliz Güllü, 12 yaşındaki kızı Senanur Güvenç'i kaybettikten sonra acısını sporla unutmaya çalıştı.
Henüz 1,5 yaşındayken geçirdiği çocuk felci nedeniyle yapılan bir iğnenin ardından ayaklarını kullanamayan Yeliz Güllü, ailesi sayesinde çok iyi bir çocukluk ve eğitim geçirdiğini söyledi.
AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşadığı zorluklara rağmen hayata hep pozitif baktığını aktaran şampiyon dansçı, şunları kaydetti:
"Tekerlekli sandalye basketbol oynayan bir arkadaşım 'Neden dans etmiyorsun, tekerlekli sandalye branşı var.' dedi. Önce 'Mümkün değil.' dedim. Daha önce hiç dans etmiyordum. 2019 senesinde karar verdim. Birçok engelliye örnek olacağımı düşündüm. Hemen lisans çıkardım. Ödünç olarak bir tekerlekli sandalye bulup dans etmeye başladım. Daha önce tekerlekli sandalye hiç kullanmıyordum. Çok da ilgimi çekti. Kayamadığım patenim, kaykayım oldu benim. Toplum içerisinde de tekerlekli sandalyeyi kullanmaya başladım. Kendimi fazlasıyla özgür hissetmeye başladım."
Kısa sürede bu sporu sevdiğini ve Rusya'daki uluslararası organizasyonda başarılı olduğunu anlatan Yeliz Güllü, şöyle devam etti:
"2020'de pandemi nedeniyle organizasyonlar iptal oldu. 2021 için yeni yarışmalara hazırlık içerisindeyken ikiz kızlarımdan Senanur'un beyin tümörü rahatsızlığıyla karşı karşıya kaldık. Ona çok moral vermek zorundaydım. Senanur çok akıllı, özel bir çocuktu. Beni hep yönlendiriyordu. O hastane yatağındayken kendisine dans etmeye başladım. Jüri üyem, antrenörüm oldu. Karakterlerimi seçti. Dans ederken benden Marilyn Monroe'yu canlandırmamı istedi. Süreci ağırlaşmaya başladı, yoğun bakıma girdi. O süreçte hep bana 'Annecim madalya ne zaman gelecek?' diye soruyordu. Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonuna telefon açtım ve durumu anlatıp bana iki madalya yapmalarını istedim. Kızıma 'Akşam yarışma var, sana madalya getireceğim.' dedim. Ertesi gün yoğun bakımda kızıma federasyona yaptırdığım iki madalyayı, kazanmış gibi armağan ettim. Yarışmaya çıkmadan, çocuğunu kandırmış bir anne gibi görünebilirim ama onu mutlu etmek için yaptım."
– "Adını dans okulunda yaşatacağım"
Yeliz Güllü, geride kalan yıl haziran ayında Senanur'un vefatının ardından zor bir süreç geçirdiğini, önce madalya kazanarak kızına verdiği sözü yerine getirdiğini, şimdi de onun adına dans okulu açacağını aktardı.
Kızının vefatından kısa süre sonra Antalya'da Türkiye Şampiyonası yapılacağını öğrendiğini dile getiren Yeliz Güllü, şöyle konuştu:
"Bu acıyla dans etmek ne kadar doğruydu bilmiyorum ama kızımın vasiyeti vardı. O inanıyordu bana ve böyle bir vasiyet bıraktı. Sadece 3 gün evde kalıp antrenmanlara başladım. Gençlik ve Spor Ankara İl Müdürümüz Mustafa Çevik bana çok yardımcı oldu ve bana tekerlekli sandalye hediye etti. Bana güvenen insanların ve Senanur'un vasiyetinin sorumluluğu vardı üzerimde. Antalya'ya gittim, ilk provalarda 'Yapamayacağım.' dedim. Diğer iki çocuğum bana 'Kardeşimin vasiyetini yerine getireceksin.' dedi. Senanur'un istediği gibi Marilyn Monroe'yu canlandırdım. Normalde tek kadınlar serbestte yarışıyorum ama Senanur'a iki madalya demiştim. Latin dansında da yarıştım ve iki dalda da altın madalya aldım. Kandırmacalı verdiğim madalyaların gerçeklerini kızımın vefatından 12 gün sonra Türkiye Şampiyonası'nda aldım. Şimdi en büyük amacım 'Senanur Güvenç Engelli Engelsiz Dans Okulu' açıp kızımın vasiyetini dans ederek ve ettirerek yerini getirme. Bu hayalimi gerçekleştirdiğimde dansı bırakıp antrenörlük yapacağım."
Açmayı planladığı okulun önemine de vurgu yapan Yeliz Güllü, "Onun ismindeki bu okulu açmak için sağlığım el verdiği sürece mücadele edeceğim. Tabii bunun için açıkçası desteğe de ihtiyacım var. Birlikten kuvvet doğar. Belki de sizlerin sayesinde birilerin hayatlarına dokunacak bu proje için sesimizi duyuracağız. Engelli ve engelsizlerin birlikte yaptığı tek spor branşı danstır. Bizim dans okulumuz herkese açık olacak. Engelli ve engelsiz birlikte dans edebilir. Örneğin evlenen bu çiftler dans edemiyor, hayır edebilirler. Herhangi bir davete gittiklerinde dans edemiyorlar, hayır edebilirler. Bu eğitimi vermek istiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Dans ederken Senanur'u hep yanında hissettiğini, bunun da kendisini güçlendirdiğini vurgulayan Yeliz Güllü, "Dans ederken Senanur kucağımda, dans ederken beni o sürüyor, kollarımı o kaldırıyor, bakışlarımı, hareketlerimi o yönlendiriyor. Ben böyle hissediyorum. O çocuk yaşında bana iyi bir antrenör, iyi bir yaşam koçuydu. Bana hayatı öğretip giden 12 yaşındaki bir çocuktan bahsediyoruz. Dünyada o kadar çok anne acı çekti ki ben de Rabbimden gelene razıyım." diyerek duygularını dile getirdi.
Yeliz Güllü, son olarak aktif spor hayatındaki hedeflerinden de bahsederek, "Kütahya'da 26 Mart'ta Türkiye Şampiyonası var, yine madalya kazanmak istiyorum Senanur için. Almanya'da, Slovakya'da şampiyonalar var. Bu sene çok dolu geçecek. Yurt dışında da bayrağımızı çok iyi temsil etmek istiyorum." diyerek sözlerini tamamladı.