İZMİR (AA) -Türkiye Obezite Araştırma Derneğinin (TOAD) düzenlediği 11. Ulusal Obezite ve Eşlik Eden Hastalıklar Kongresi "pandemi süreci" temasıyla İzmir'de başladı.
Balçova ilçesindeki bir otelde 6 Mart'a kadar sürecek kongresinin basın toplantısı, 11. Ulusal Obezite Kongresi Başkanı Prof. Dr. Hasan İlkova, kongre genel sekreterleri Prof. Dr. Fırat Bayraktar, Prof. Dr. Taner Damcı, Doç. Dr. Ela Keskin, TOAD Başkanı Prof. Dr. Volkan Yumuk ile Avrupa Obezite Derneği Başkanı Prof. Jason Halford'un katılımıyla yapıldı.
Prof. Dr. Hasan İlkova, obezitenin geçmişte yüksek gelir grubunun sorunları arasında yer aldığına işaret ederek, hastalık sıklığındaki artışın dikkat çekici boyutta olduğunu aktardı.
Obezite sıklığı ile ilgili yıllar içinde görülen artış verilerinin tahminlerden daha fazla gerçekleştiğini vurgulayan İlkova, "Diyabet sıklığı ile ilgili yapılan çalışmalar, Türkiye'de diyabet sıklığının 12 yılda yüzde 90-95 arttığını gösteriyor. Bunun en önemli nedeninin de obezite sıklığındaki artış olduğu düşünülüyor." dedi.
İlkova, obezitenin enerji dengesindeki bozulmadan kaynaklandığını söyleyerek, şöyle devam etti:
"Daha enerji yoğun, yağdan ve şekerlerden zengin besinlerin fazla miktarlarda tüketilmesi, bunun yanı sıra teknoloji, ulaşım gibi nedenlerin de bir etken olarak görüldüğü günlük fiziksel etkinliğin azalması bu artışın en önemli nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Enerji dengesinin bozulmasında aile, ebeveyn ve bireylerin beslenmeyle ilgili eğitim eksikliği önemli rol oynuyor."
TOAD Başkanı Prof. Dr. Volkan Yumuk ise Türkiye'de obezite merkezlerinde tedavi imkanlarının sunulduğunu ifade ederek, "Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olan obezitenin tanı ve tedavi yönetimi için multidisipliner, profesyonel bir ekibe gereksinim var." dedi.
– Obezitenin nedenleri
Kongre Genel Sekreteri Prof. Dr. Fırat Bayraktar, obezitenin kompleks ve çok etkenli bir hastalık, halk sağlığı sorunu olduğunu kaydetti.
Obezitenin sosyoekonomik, kişisel ve toplumsal nedenleri olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
"Obezitenin en yoğun olduğu kıtalar Amerika ve Avrupa'dır. Bunlarda da ilk sıralardaki ülkeler ABD ve Türkiye'dir. Bu kıtalarda en az obez birey bulunan ülkeler ise Fransa ve Kolombiya'dır. En düşük artış hızı Batı Pasifik bölgesindedir. Obezite artış hızı bazı ülkelerde çok yüksek, bazılarında ise çok yavaştır. Bu farklılık, bölgesel, kültürel özelliklerden kaynaklanır ve sosyolojik farklılıklar obeziteyle savaşta mutlaka dikkate alınmalıdır."
Prof. Dr. Taner Damcı, obezitenin kalp damar hastalığı, özellikle meme ve kolon olmak üzere kanser, uyku sorunları, eklem ve iskelet sistemi ile solunum sistemi hastalıklarına yol açabildiğini, psikolojik ve psikiyatrik hastalıkların da obeziteye eşlik edebildiğini söyledi.
Avrupa Obezite Derneği Başkanı Prof. Jason Halford ise çocukluk çağındaki obezite hastası sayısının gün geçtikçe yükseldiğini söyleyerek, hastalığın temelinde biyolojik etkenlerin yer aldığını, ancak sosyal ortamdaki eşitsizliğin de obez birey sayısını artırdığını vurguladı.