SİİRT (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, bırak kamu kurumlarını basıp memurları tehdit etmeyi de siyaset meydanında çık karşımıza. Tabii bu işler kaset kumpasıyla genel başkanlık koltuğuna oturmaya benzemez." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda düzenlenen Zarova Köprüsü, Şirvan Barajı ve HES, Lineer Metal Çinko Üretim Tesisi ile yapımı tamamlanan diğer projelerin açılış törenine katıldı.
Türkiye'yi, güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısı üzerinde dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasına dahil etmek için yeni bir atılım başlattıklarını belirten Erdoğan, bu mücadeleyi tıpkı daha önceki demokrasi, hak, özgürlük, kalkınma alanlarındaki mücadeleler gibi milletin tamamı için verdiklerini kaydetti.
Erdoğan, gençleri çok sevdiğini ve onların TEKNOFEST gençliği olarak yapay zekayı oluşturacağını söyleyen Erdoğan, "Bay Kemal'in dediği gibi değil, evelallah siz AK Parti'nin yeni dizayn ettiği ve ileri sürdüğü TEKNOFEST gençliği olarak inşallah geleceğe hazırlanıyorsunuz. Ben sizin gözlerinizden bunu okuyorum." diye konuştu.
Şimdiye kadar yaptıkları hizmetler ve ortaya koydukları eserler gibi yeni dönemdeki atılımlardan da istisnasız insanların tamamının yararlanacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çıktığımız bu yolda tek güvencemiz Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin desteğidir. Elbette herkes destek vermek mecburiyetinde değildir ama hiç olmazsa köstek olunmamasını beklemenin de hakkımız olduğunu düşünüyorum. Maalesef birilerinin tek işi, tek gücü, tek mesaisi ülkemize kazandırdığımız her eseri ve hizmeti engellemeye çalışmak olmuştur."
– "İnsanların hayatını kolaylaştıran tek bir adımları yok"
Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) dünyada ilk 20'de yer alan bir kuruluş olduğunu vurgulayarak "Geçmişleri milletimizin inancına, kültürüne, tarihine, değerlerine karşı uyguladıkları faşizan baskılarla dolu bir kesim var. Üstelik bunların 'bu da bizim hizmetimizdir' diye gösterebilecekleri tek dikili ağaçları, inşa ettikleri tek bir eserleri, insanların hayatını kolaylaştıran tek bir adımları yoktur." ifadelerini kullandı.
CHP'nin hem merkezi hem sembolü olduğu bu zihniyetin arsızca ortada dolaşarak siyaset adı altında milleti ve devleti tahkir edecek işler yaptığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"CHP'nin başındaki zat da siyasette bize gücü yetmeyince anayasa ve yasalar dışında hareket etme, dolayısıyla kendisine mukabele imkanı olmayan devlet memurlarına saldırmaya başladı. Öğretmenlere saldırıyor. Kılıçdaroğlu'nun kendi partisinde kliklere, hiziplere dişi geçmiyor ama memurlara çemkirmeyi iyi biliyor. Bunun adı siyaset değildir. Siyaset yanına topladığın azgın bir güruhla Merkez Bankası, TÜİK gibi kamu kurumlarını basmak, ağzından köpükler saçarak memurlara hakaret etmek hiç değildir. Siyaset er meydanında, kendi mecrasında yürütülür. İşte siyaset burada."
– "Bu zat yalan söyleyerek, iftira atarak, çark ederek siyaseti de kirletiyorlar"
Kılıçdaroğlu'nun bugün Mersin'de miting yaptığını hatırlatarak şunları söyledi:
"Mersin'de bu kadar kalabalık toparlayamadı. Çünkü burası Siirt. Diyor ki 'Bize daha büyük alan verilseydi orayı doldururduk.' Şu anda topladığın kalabalık ortada. Resmi rakamlar elimizde. İşte bak Siirt burada. Buradan Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum, bırak kamu kurumlarını basıp memurları tehdit etmeyi de siyaset meydanında çık karşımıza. Tabii bu işler kaset kumpasıyla genel başkanlık koltuğuna oturmaya benzemez. Gerçi bu zat sürekli yalan söyleyerek, sürekli iftira atarak, sürekli çark ederek siyaseti de kirletiyorlar. Hiç değilse orada biz kendisine hak ettiği cevabı verme imkanına sahibiz.
Siyasette bu zat, aslında bizim sıkletimiz değil. Genel başkan olduğu günden beri tek bir seçimi bile kazanamayarak bunu ortaya koydu. Üstelik kaybettiği her seçimin ardından 'gereğini yapacağım' dediği halde hala pişkince orada oturmaya da devam etmiştir. Buna rağmen kendisini asıl mücadele alanına çağırıyorum. Kılıçdaroğlu'nun kendi partisi içindeki meselesi bizi ilgilendirmez ama milletimizin değerlerine saldırı, ülkemizin çıkarlarına zarar verirse karşısında bizi bulur. Aynı şekilde polisiyle askeriyle hakim, savcısıyla memurumuza işçimize, iş insanımıza, esnafımıza, çiftçimize, muhtarımıza sataşırsa karşısında yine bizi bulur. Gitsin kendi çöplüğünde eşelensin. Bu ülkenin tertemiz insanlarına, çalışanlarına, üretenlerine bulaşmasın."
AK Parti'nin ülkeyi tarihinin en kritik ekonomik atılımına hazırlamak için her türlü riski aldıklarını, 7 düvele meydan okuduklarını ve gece gündüz çalıştıklarını belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun küçük şovlarla siyasi çıkar peşinde koştuğunu söyledi.
Erdoğan, siyaseti çirkeflik sananların ülkeye de millete de hayrı dokunmayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Biz, diyoruz ki 'ülkeyi yatırımla, istihdamla, ihracatla büyüteceğiz.' Bunların yanında varsa kim var? Terör örgütünün beslediği malum parti var. Bunların varsa daha iyi bir alternatifleri söylesinler, onu tartışalım. Ülke ve millete söyleyecek sözünüz yoksa bırakın devletin memuruyla uğraşmayı, bırakın size oy vermeyen herkese hakaret etmeyi. Düşünün 'gayri milli' diyor. Kime? Erdoğan'a oy verene. Erdoğan'a bu milletin yüzde 52'si oy verdi. Sen kimsin de Erdoğan'a oy verenlere 'gayri milli' diyorsun. Adama ne derler, 'hadi oradan, hadi oradan.' Sen önce seçim kazanma nedir bunu öğren. Bunu bilmeyenden herhangi bir şey olmaz. Bırakın yeminli Türkiye düşmanlarına göz kırpmayı, bırakın yalan yanlış bilgilerle töhmet altına sokmayı, bırakın üç kuruşluk siyasi kar hesabı için memlekete çeyrek asır kaybettirecek zararlar vermeyi.
Bunların daha siyasette kimlerle yürüdüklerini açıkça söylemeye cesaretleri yok. Terör örgütünün beslemeleriyle beraber yürümüyorlar mı? Bir yanlarına terör örgütünün güdümündeki partiyi almışlar, bir yanlarına hala kendini tanımakta zorlanan bir başka partiyi almışlar, arkalarına da kırık dökük kim varsa takmışlar, ülkeyi tek parti faşizmine sürüklemeye çalışıyorlar. Ortada ne demokrasi ne hak ve özgürlükler ne ekonomi dış politika konusunda herhangi bir program yok. Sadece lafıgüzaf var, sadece laklak var, sadece ucuz kabadayılık var. Soruyorum size, bu kadar vizyonsuz, bu kadar çapsız, bu kadar küçük, hesapçı bir ekip ülkenin bölgesel ve küresel düzeydeki çıkarlarını nasıl savunacak? Hepsini de üç günde şamaroğlanına çevirirler. Gerçi milletimiz, her seçimde bunları şamaroğlanına çeviriyor ama anlamazlıktan gelip işlerine bakıyorlar. Hep söylediğim gibi Türkiye'nin en büyük sorunu işte bu çapsız muhalefet anlayışıdır. İnşallah 2023 seçiminde milletimiz bunlara nihai derslerini verecek."
(Sürecek)