İSTANBUL (AA) – Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü destekleriyle Balkon Film tarafından bu yıl dördüncü kez düzenlenen "Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali", sinemaseverlerle buluştu.
Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı Olduğu festival, bu yıl Hacı Bektaş-ı Veli anısına gerçekleştiriliyor.
Festival Direktörü Faysal Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yıl festivali Kovid-19 salgınından dolayı çevrim içi olarak seyircilerle buluşturduklarını, bu yıl ise dopdolu bir programla izleyicilerin karşısına çıktıklarını söyledi.
Bu yıl festivalde yurt dışından birçok konuk ağırladıklarını belirten Soysal, program kapsamında İranlı yönetmen, senarist ve yapımcı Majid Majidi'nin ilk kez Türkiye'de bir Ustalık Sınıfı'na katılacağını ve etkinliğe yoğun ilginin olduğunu aktardı.
– 19 kısa film finale kaldı
Soysal, bu sene festivalin yarışma bölümünde 19 kısa filmin finale kaldığı bilgisini vererek, toplam 100 bin Türk lirası ödül vereceklerini ifade etti.
Festivalin amacına değinen Faysal Soysal, şunları kaydetti:
"Aslında bizim çok ciddi bir yerel hareket noktamız var. Yani biz Anadolu'nun dostluğunu şiiriyle, sözüyle, bestesiyle ya da düşünce anlayışıyla bütün dünyaya mal etmiş ve buradan aslında dostluğu ve barışı bütün dünyaya miras olarak bırakan sanatçılarımızın anısına (festivali) yapıyoruz. Dolayısıyla da doğrudan buradan hareket eden bir sinema anlayışımız var ve de hep pozitif olarak, yani ayrımcılığın, çatışmanın yerine birlikte olmanın, birlikte tartışmanın, ondan sonra birlikte karar vermenin insanlık adına ve de özellikle memleketimiz adına yararlı olabilecek düşünceleri, sanatçıları destekleme niyetiyle bir vizyon çizmeye çalışıyoruz."
Soysal, bir yönetmen olarak festival direktörü olmasıyla birlikte yarışmaya katılan kısa film yönetmenleriyle aynı heyecanı yaşadığını dile getirerek, "Kısa filmcilerin o heyecanını, hayallerini birebir hissediyorum ve olabildiğince onları en iyi şekilde seyirciyle buluşturmaya çalışıyorum. Dolayısıyla popülerlik veyahut çok fazla seyirci sayısı gibi bir anlayışımız yok. Daha çok niteliği ve kaliteyi konuşmaya, gerçeği ve hakikati paylaşmaya niyetli bir anlayışla bu festivali sürdürmeye çalışıyoruz dört yıldır. Bu sebeple de bizim seçkilerimiz daha önceden bizi takip edenlerin gönüllerinde yer etmiş ki, her yıl aslında bizim seçkileri takip ediyorlar ve bize yazıyorlar." diye konuştu.
– "Filmleri seçerken çok hassas, titiz davranmaya çalışıyoruz"
Kısa filmcilerin filmlerini tanıtmak ve onlara aynı zamanda kütüphanelerinde yer edecek bir arşiv niteliğinde bir eser bırakmak amacıyla özel bir katalog hazırladıklarına dikkati çeken Soysal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Festivalin Panorama Seçkisi'ne yurt dışında ödül almış ve ilk defa Türkiye'de gösterilen filmleri davet etmeye çalışıyoruz. Bu filmleri seçerken bile yine çok hassas, titiz davranmaya çalışıyoruz. İlk defa olması sadece yetmiyor aslında, o bahsettiğimiz dostluk, evrensel sinema anlayışı ve aynı zamanda sanatın hakikate ulaştırma, insanın hayatına anlam katma değerlerine işaret ediyor olması da bizim için çok önemli. Yani birçok festival maalesef artık daha çok politik ve aynı zamanda muhalif, kendi kültürüne ve de anlayışına kültürel denileni aslında muhalefet gösteren eserleri seçme yoluna ilerlerken bizim böyle bir anlayışımız yok. Eğer film kaliteli ise bunu da yapıyorsa seçiyoruz. Ama tek derdi, tek meselesi festivallerde görünmek, ödül almak ise bu filmleri çoğu zaman aslında görmezden gelmeye çalışıyoruz."
Faysal Soysal, yurt içi ve yurt dışında festivallerden ödül alan birçok nitelikli kısa filmin "Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali"nde de yer bulduğuna işaret ederek, "Festival, bir yandan da bir okul gibi aslında hem söyleşileri, hem panelleriyle birlikte. Bir diğer ayrıksı tarafımız da biz yarışmaya giren bütün yönetmenleri İstanbul'da konuk etmeye çalışıyoruz. Onları buraya davet ediyoruz, destekçilerimiz sayesinde. Gelen konuklarımız Türk yönetmenlerle tanışıyor hem de iyi bir gönüllü ağımız var. Üniversite öğrencilerini, Kızılay gönüllülerini bu sinemacılarımızla buluşturuyoruz. Arkadaşlıklar oluşuyor. Hem tercümanlık yapıyorlar hem İstanbul'u gezdiriyorlar hem de ciddi anlamda festivaldeki diğer konuklarla iletişimi arttırmış oluyorlar." dedi.
Kısa filmin sinema türleri içerisinde sanata ve hakikate en yakın tür olduğunun altını çizen Soysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü orada tasarlanmış, hesap edilmemiş veyahut da satışa, sunuma doğru bir hesap gözetilmeden bizzat kendiniz için yaptığınız bir şey var ortada. Hem kendinizi ispatlıyorsunuz hem de dünya ile ilgili hayatla ilgili bir merakınız, bir derdiniz var. 'Bu perdede nasıl yansıtabilir' diye bir çalışmaya, bir deneye giriyorsunuz. Bu yüzden çok deneysel bir tarafı da var. Bu sebeple de çok doğal, çok değişik bir sanatsal şey ortaya çıkıyor. Ama hesapların, sözleşmelerin, pazarlıkların olduğu yerlerde sanat kalitesi maalesef düşüyor. Dolayısıyla ben kısa film izleyerek bir kısa filmcinin heyecanıyla karşılaşarak kendimi yeniden yeniliyorum. Zaman zaman 'hemen benim de bir an önce bir kısa film yapmam gerekir' diye düşünüyorum. Öyle planlarım da var. Çünkü kısa film, insanın kendi içindeki sinema ve sanat anlayışını her zaman tazelediği ve yenilediği bir alan. Bu sebeple de kısa filmcilerin, politikacılara, ondan sonra belediyecilere, mimarlara, şehri tasarlayanlara ve herkese aslında söyleyecekleri çok şey var."
– "Festivali bu yıl Kızılay adına yapıyoruz"
Festivalin Sanat Direktörü Mehmet Lütfi Şen ise sanat olmadan bugünün ve geleceğin belirlenemeyeceğini söyleyerek, "Bizim şu anda Türkiye olarak, geçmişteki sanat backgroundumuza da bakarak sanatı çok öncelememiz gerekiyor. Sanat yoksa hayat yok. Sanat yoksa geleceğe bırakacağımız bir şey yok." dedi.
Gelişen teknoloji ile insanlığın iyi bir yere gitmediği yorumunu yapan Şen, şöyle devam etti:
"Bu duruma dikkat çekmek zorundayız. Çünkü insan dostlukla var olan, olması gereken bir yapı ve bunu en iyi anlatan da Anadolu dostluk mayasıdır. Festival aslında tam da burada kurgulandı. Çünkü sanat, dostluk çok önemli. Karşılıksız olan şeye dostluk diyoruz. İnsanlığın devam etmesi için tek değer olan bir şey var dostluk ve bunun Anadolu dili. Festival de aslında sanatla bu muhteşem mayayı bir araya getirmekten doğdu ve bu şekilde devam ediyor. Elbette biz bu noktayı düşündüğümüz zaman ilk kapısını çaldığımız kurum bizim uluslararası en büyük dostluk teşkilatımız Hilal-i Ahmer'den bugüne Kızılay. Kızılay başkanıyla konuyu görüştük ve onlarla birlikte hareket etmek istediğimizi söyledik. Oradan da çok olumlu bir bakış açısı geldi ve birlikte festivale başladık. Festivali bu yıl Kızılay adına yapıyoruz. Aslında Kızılay da Hilal-i Ahmer dönemi gibi üst düzey sanat üreten, sanatla yol alan bir kuruma dönüşmeye başladı. Çünkü sanat herkesin hakkı ve sanatı bizim bütün insanlarımıza taşımamız lazım. Bütün insanları sanatla muhatap kılmamız lazım. Türkiye'de bunu yapabilecek en iyi kurumlardan birisi Kızılay'dı. Kızılay Genel Başkanımız Kerem Kınık da bunun çok farkında.
Dünyaya sanatla yön veremiyorsanız, dünyaya sanatıyla kim yön veriyorsa onun kültürüyle büyüyorsunuz. Kızılay, sanatın yaygınlaşması konusunda Hilal-i Ahmer dönemindeki refleksinin çok daha güçlüsünü bu dönemde yapma konusunda adımlar atıyor ve festivalin bizzat sahibi olması esprisi arkasında da bu yatıyor. Çünkü bu festivalle çok yere ulaşacağız ve ulaşıyoruz."
Şen, festivalin enerjisinden de çok memnun olduğunu dile getirerek, "4 yılda geldiği yerden çok memnunum. 4 yılda biz yaklaşık olarak 120 farklı ülkeden film aldık. İnsani ve dostlukla ilgili bir hafıza oluşturduk. Bu hafıza geleceğe kalacak. Tabiatı esir eden değil, tabiatla hemhal olan bir anlayışa ihtiyacımız var. Tabiata, dost olmaya ihtiyacımız var. İnsan kendine, coğrafyaya, tabiata dost olduğu zaman insanlık zaten kurtuluyor. Çünkü coğrafyaya, tabiata dostsan zarar veremezsin. Aslında festivalin derdi de bu mesajı iletmek." şeklinde konuştu.
Festival bünyesinde çocukları ve gençleri çok önemsediklerini anlatan Şen, şunları kaydetti:
"Her zaman gençlerle sürekli atölyeler yapıyoruz. Gençlere festivalin kapısı her zaman açık ve her zaman gelebiliyorlar. Her zaman sorularını sorabiliyorlar. Her zaman onları yön gösterecek olan bir festival ekibimiz var. Program yapımcımızdan, festival başkanımıza kadar hepimiz ilgileniyoruz. Bir okul olarak devam etmek istiyoruz. Kızılay çatısı altında da daha fazla dünyaya açılmak istiyoruz. Şu anda dünyada 192 ulusal yardım örgütü, festival hakkında fikir sahibi. Önümüzdeki yıllarda çok daha başka yerlere bu festivali götüreceğiz. Mesela Myanmar'da bir çadırın kenarına kurulacağız, oradaki çocukları da sinema sanatıyla buluşturacağız."
– Festival programları
Festival kapsamında bugün saat 17.00'de gerçekleştirilecek "Dijital Dünyada Film Yolculuğu" paneline Bir Film'den Kemal Ural ve kısa film yönetmeni ve dağıtımcısı Ramazan Kılıç katılacak. Moderatörlüğünü Ezgi Büşra Çınar'ın yapacağı panel, Akademi Beyoğlu'nda düzenlenecek.
Festival bünyesinde gerçekleştirilecek bir diğer etkinlik ise "Matbudan Dijitale Türkiye'de Sinema Yazarlığı ve Yayıncılığı" paneli, yarın saat 17.00'de Akademi Beyoğlu'nda sinema yazarı Tuba Özden Deniz'in yönetiminde yapılacak.
Panelde Burçak Evren, "Tarihsel Süreç İçerisinde Türkiye'de Sinema Yazarlığı", Suat Köçer "Dijital Mecralar ve Matbu Yayıncılıkta Sinema Yazarlığı" ve Niyazi Koçak "Türkiye'de Sinema Kitapları Yayıncılığı" konularında konuşma yapacak.
4. Uluslararası Kızılay Dostluk Kısa Film Festivali kapsamında ayrıca İranlı yönetmen Majid Majidi, 4 Aralık'ta, Atlas 1948 Sineması'nda sinema tecrübesini konuşmak için ilk defa Türkiye'de Ustalık Sınıfı gerçekleştirecek.
Festivalde 5 Aralık Pazar günü saat 11.00'de Festival Direktörü Faysal Soysal moderatörlüğünde "Author Sinema Yönetmenliğinden Dijital Platform Yönetmenliğine" paneli gerçekleştirilecek. Atlas 1948 Sineması'nda düzenlenecek panele, yönetmenler Atalay Taşdiken, Isa Qosja ve George Ovashvilli katılacak.