ARTVİN (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, "Allah nasip ederse 2023'te nükleer santrallerin ilk ünitesi açılıyor. İki nükleer santral demek Türkiye'nin yüzde 30 elektriğini üretmek demek. Yüzde 30 elektrik demek yılda 15 milyar dolar doğalgazın boşa gitmemesi demek." dedi.
AK Parti Artvin İl Başkanlığınca Ahmet Hamdi Tanpınar Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen genişletilmiş il danışma meclis toplantısına katılan Yavuz, burada bir konuşma yaptı.
Salgın sürecinde Türkiye'nin ekonomide hasar aldığını kaydeden Yavuz, "Yıkılmadık ayaktayız. Dünya çok daha büyük hasar aldı. IMF yeniden büyüme oranlarını revize etti. Küresel ekonomik büyümeyi 6'dan 5,9'a indirdi. Amerika'nınkini 7'den 6'ya indirdi. Almanya'nın 3,6'dan 3,'’e indirdi. Türkiye'ninkini ise 5,8'den 9'a çıkardı. İnanıyorum ki çok fazla olacak. Böyle bir lider başımızda olunca bu süreçten de en az hasarla çıkıyoruz. Önümüzdeki süreçte bu hasarları da daha hızlı onaracağız. Türkiye'yi hep birlikte şaha kaldıracağız."dedi.
AK Parti'nin Türkiye'nin dört bir yanında devasa büyük hizmetler yaptığını hatırlatan Yavuz, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki süreçte ülkemizi ayağa kaldırmak üzere nükleer santralleri açmaya çalışan, Kanal İstanbul'u inşa etmeye çalışan, insansız muharebe savaş uçağını inşa etmeye çalışan bir Türkiye'den bahsediyoruz. Allah nasip ederse 2023'te nükleer santrallerin ilk ünitesi açılıyor. İki nükleer santral demek Türkiye'nin yüzde 30 elektriğini üretmek demek. Yüzde 30 elektrik demek yılda 15 milyar dolar doğalgazın boşa gitmemesi demek. Rusya'dan alıyoruz. İran'dan alıyoruz. Çevrim santrallerinde elektriğe çeviriyoruz. Biz bu başlangıcı 2023'te yapıyoruz. Bugünkü döviz kurları neden böyle. Paralar oraya gidiyor. Cari açık var. Enerji açığı çok mühim. O enerji açığını kapatmaya çalışıyoruz. 2023'te başka bir şey daha oluyor. Türkiye'nin 10 yılına yetecek doğalgazı da sisteme bağlıyoruz 2023'te. Çevrim santrallerimize bizim doğalgaz girecek. O paralar da dışarıya gitmemiş olacak. Kanal İstanbul'u yapıyoruz. Panamaya ben gittim milli gelirden kişi başına düşen pay bizim iki katımız. Burada ne var? Petrol mü var? Doğalgaz mı var? Dediler ki sadece Panama Kanalı var. Oranın kanalı para kesiyor, ülke ekonomisini bu kadar yukarıya çekiyor da bizim Kanal İstanbul'umuz niye olmasın."
"Türkiye'de iktidar partisinin sesini kestiğinizde ikinci partinin sesi ortaya çıktığında ortalık karmakarışık olur." diyen Yavuz, "Kemal Kılıçdaroğlu dedi ki 'Türkiye'de siyasi cinayetler işlenecek duyum aldım'. Unuttunuz mu bilmem Sakarya'dan söyleyeyim ben size. Hendek, Akyazı, Sapanca arası faili meçhullerin çok yaşandığı yer olarak bilinirdi. Yani sık sık cinayetler işlenirdi ve failleri meçhuldü. Bugün Allah'a şükür faili meçhul meselesi tarihe karıştı. Bu sözü söylerken birileri Türkiye'de o kaos ve kriz ortamları oluşsun istiyor. Yok böyle bir şey siyasi cinayet minayet. Kafaları niye karıştırıyorsun? Niye ortalığı karıştırıyorsun? Niye bulanık suda balık avlamaya çalışıyorsun. Var mı? Duydun mu? Git savcılığa söyle. Türk milleti adına yargı faaliyetini yapanlar canına okusun. Ne demek siyasi cinayet. Biz bırakın insan öldürmeyi, siyasi cinayeti, biz öyle bir medeniyetin mensuplarıyız ki karıncayı inceltemeyiz." ifadelerini kullandı.
Osman Kavala'ya ilişkin 10 büyükelçinin açıklamaları karşısında Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutumu da eleştiren Yavuz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kılıçdaroğlu diyecekti ki ey iktidar partisi gerekeni yap. Türkiye'nin karizması var, itibarı var. Türkiye bağımsız bir ülke. Bizim yargımız bağımsız bir yargı. Sen gerekeni yap diye haykırması gerekirdi. Haykırdı mı? Ne gezer. Keşke böyle bir ikinci partimiz olsaydı. Bu millet AK Partiye, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir lidere bu memleketi teslim ettiyse yine Türkiye'ye yakışır ikinci bir partiyi er geç ortaya çıkartacaktır. Cumhurbaşkanımız dedi ki "Bakmaya mecbur değiliz. Talimat verdim, gönderelim gitsinler." Bizim egemenlik yetkisini elimizden alanlara ihtiyacımız yok. Bağımsızlık gittikten sonra başbakan olsan ne yazar, cumhurbaşkanı olsan ne yazar. Cumhurbaşkanımız o 10 büyükelçiyi Cumhuriyet Bayramı'na davet etmedi. Siyasetin doğru yapılması böyle bir şey. Siyaset memleket ve millet için bir şeyler yapmaktır."
