DİYARBAKIR (AA) – TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu başkanlığındaki heyet Diyarbakır'da ziyaretlerde bulundu.
Çavuşoğlu, AK Parti Bursa Milletvekilleri Müfit Aydın, Osman Mesten, Refik Özen, Zafer Işık ve Bursa'nın Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar'dan oluşan heyet, PKK'lı teröristlerce dağa kaçırılan çocukları için HDP İl Başkanlığı binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerini ziyaret etti.
Ellerinde Türk bayrakları ve çocuklarının fotoğraflarıyla heyeti karşılayan aileler, HDP ve terör örgütü PKK'ya tepkilerini dile getirdi, çocuklarının nasıl dağa kaçırıldığını aktardı.
Çavuşoğlu, burada yaptığı açıklamada, 2 yılı aşkın süredir koca yürekli anne ve babaların, çok büyük bir onur mücadelesi verdiğini, onların verdiği bu mücadelenin son derece haklı ve güçlü ve zalimlerin zulmünü ortadan kaldıracak, PKK'nın da kökünü kurutacak bir duruş ve tavır sergilediğini söyledi.
"Türkiye'nin sınırlarını da aşan ve PKK'nın gerçek yüzünü her ne olursa olsun bütün araçlarıyla farklı göstermeye çalışmalarına rağmen adeta onların gerçek yüzünü bize gösteren anne ve babalarımızın bu direnci olmuştur." diyen Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Her gün gerek meclis kürsüsünden gerekse diğer siyasi platformlardan çocukların ve kadınların üzerinden siyasi istismar sebebi yaparak kendisine alan açmaya çalışan HDP'nin bir gün olsun çocuk ve kadınların hakkına, hukukuna sahip çıktıklarını, biraz evvel kendilerinin de ifade ettikleri gibi bu noktada bir çaba sarf ettiklerini göremedik. Bunların iki yüzlü siyasetini biliyoruz. Onlara hiçbir şekilde bölge insanımızın özellikle Kürt kardeşlerimizin hakkını hukukunu savunduklarını söyleyemeyiz. Biz biliyoruz ki PKK ve onun siyasi uzantısı olan HDP emperyalist güçlerin bu ülke için kullanmakta olduğu kullanışlı bir aparat ev taşeronudur. Başaramayacaklardır asla ve asla bize zarar veremeyeceklerdir. Asla ve asla bizlerin kararlı duruşunu ve mücadelesini bu noktada asla kıramayacaklardır."
"İnsan hakları diyerek özellikle HDP milletvekilleri ve onlar ile birlikte son süreçte iş birliğini giderek artıran diğer siyasi partilerin insan hakları konusundaki tavırlarının iki yüzlü olduğunu ve iki yüzlü olamaya başladığını net bir şekilde görüyoruz. Ben burada diğer siyasi partilere de seslenmek isterim. Siz niye sesinizi çıkarmıyorsunuz? Eğer Kürt sorunu diyorsanız, bu insanlar Kürt değil mi? Eğer siz insan hakkı diyorsanız, bu insanların ellerinden alınan, ailelerinden koparılan çocukların hakkı söz konusu değil mi? Bir tiyatro oynamak isteniyor." ifadelerini kullanan Çavuşoğlu, buna asla milletin kanmayacağını kaydetti.
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"İşte son günlerde biliyorsunuz Abant’ta bir kamp yaptı CHP ve orada kendi milletvekillerine bir rapor takdim etti. Anayasa çalışmalarına esas olacak şekilde bir rapor takdim etti. Bu raporda da gördük ki HDP'ye adeta onun arkasındaki güç olan PKK'ya bir nefes borusu sağlanmaya çalışılıyor. Orada söylenen şey şu, 'kayyumlar kaldırılsın' peki ne olsun? Kayyumlar kaldırıldı. Bu belediyeler üzerinden teröristlere ve terör örgütüne kaynak mı aktarılsın, bunlar mı yapılsın? Dolayısıyla artık bu ülkeyi yönetmek üzere ortaya çıkan siyasi partilerin kendisine gelmesi gerekiyor. Herkes aklını başına toplayıp gerçek vatanımız, milletimiz ve ülkemizin birliği için bir irade ortaya koyması gerekiyor."
– 6-7 Ekim Kobani olaylarında katledilenlerin ailelerine ziyaret
Daha sonra heyet, terör örgütü YPG/PKK yandaşlarının 6-7 Ekim 2014'te Aynularab (Kobani) bahanesiyle gerçekleştirdiği olaylarda katledilen Yasin Börü ve Hasan Gökguz'un ailelerine taziye ziyaretinde bulundu.
Ziyarette Gökguz'un babası Mehmet Gökguz olaylarda yaşadıklarını, Börü'nün babası Fikri Börü de oğlunu anlattı.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, olaylarda hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek, ailelerin acısını paylaştıklarını aktardı.
"Yasin'imizin güzel hatıralarını dinledik. Sadece 16 yaşındayken ulvi bir amaç diyebileceğimiz kurban eti dağıtmak için gittiği yerde ne yazık ki hainlerin ve zalimlerin hedefine düştü ve şehit oldu. Yasin Börü, 6-8 Ekim Kobani olayları gündeme geldiğinde adı zikredilen bir şehidimiz. Bugünlerde çokça dinliyor ve izliyoruz." diyen Çavuşoğlu, en temel insan hakkının yaşam hakkı olduğunu söyledi.
Makul seviyede düşünen bir insanın bir düşüncesini veya bir ifadesini açıkladığı zaman sonuçlarını öngörmesi gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Hele de bu siyaset yapıyorum iddiasıyla ortaya çıkmışsa bunu daha da ziyadesiyle düşünmelidir. Eğer şiddeti özendirmiyorsa, teşvik etmiyorsa her türlü düşünce açıklaması suç kapsamında değildir. Ama eğer bir düşünce ve ifade şiddeti özendiriyor ve şiddete çağırıyorsa bu suç kapsamındadır. Nitekim bugünlerde çoklukla şirinleştirilmeye çalışılan Selahattin Demirtaş ve HDP yönetimi o tarihte Kobani'de yaşananları vesile kılarak sokağa davette bulunmuştur. Bir çağrıda bulunmuştu. Ve o çağrı neticesinde burada yaşananlarla beraber 37 vatandaşımız ve iki polisimiz şehit oldu. Makul seviyede düşünen herkes ifadesinin ve çağrısının neye mal olacağını düşünmek zorundadır. Dolayısıyla bu anlamda burada yapılan bu açıklama ortaya çıkan bu sonuçlar neticesinde gayet net anlıyor ve görüyoruz ki bir azmettirmedir. Hiç kimse bu anlamda yapılan çağrıyı ve çağrı sahibini masumlaştırmaya ve melekleştirmeye çalışmamalıdır. Hele hele Türkiye'yi yönetme iddiasıyla ortaya çıkan partilerin birbirlerine kahvaltı davetlerini diğer taraftan bir an evvel salıverilmesi gerektiği ve bu anlamda neden hapiste tutuluyor gibi söylemler ortaya attıklarında bunları şaşkınlıkla izliyoruz."
Çavuşoğlu, mücadeleye, hakkın ve hakikatin yanında olmaya devam edeceklerini sözlerine ekledi.