İSTANBUL (AA) – Sanatçı Orhan Gencebay, kültür turizmine destek amacıyla düzenlenen UNESCO Photo Safari projesine destek verdi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Politikaları üyesi, Türkiye Tanıtma Platformu Kültür ve Sanat Danışma Kurulu Başkanı Gencebay, kültürel miras turizmini hareketlendirmek amacı taşıyan sosyal sorumluluk projesine destek amacıyla Tarihi Yarımada’da Balat’ta fotoğraf çekimi yaptı.
Etkinlik öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen usta sanatçı, Türkiye’nin dünyanın en büyük tarih ve kültür hazinesine sahip olduğunu belirterek, bunun yeterince anlaşılmadığını dile getirdi.
Herkesin kültürel ve tarihi zenginliği ortaya çıkarma görevi olduğunu dile getiren Gencebay, “Burada korunması gereken haklar var, maddi ve manevi olarak. Bu çalışmaları yapan insanlarımızın maddi-manevi haklarını korumamız lazım ki onları buraya daha rahat davet edelim, teşvik edelim. Burada bulunsunlar. Bu toplantı da bu konuda birinci derecede önemlidir. Etkili bir toplantıdır.” dedi.
Orhan Gencebay, her türlü konunun sanatın içinde yer aldığına işaret ederek, “Bütün konular kültürle ilişkilidir. Sanat, kültürlerin bilimle iç içe geçerek gelişmişliğidir. Bilim ve sanat iç içedir. Sanat en büyük kavramdır, zirvedir, gelişmişliktir. Biz oraya (zirveye) nasıl varırız? Kendimizi tanıyarak, çalışarak ve sürekli üstüne katarak, özgür duygu ve düşüncemizle çalışarak, haklarımızı alarak, birbirimizi teşvik ederek, anlayarak, yeni ürünlerimizi, yaratılarımızı katarak yapabiliriz. Bunu yaparken de patent ve telif haklarını unutmayalım. Bu haklar insan haklarında en ön safta gelen haklardır.” ifadelerini kullandı.
– “Sanatçı hakları korunmalı”
Sanatçıların haklarının iyi bir şekilde korunmadığını dile getiren sanatçı, şöyle konuştu:
“Sanatçı kime denir? Yeteneğiyle, yaratısıyla, düşünce ve duygusuyla üreten, bilimle iç içe olan değerleri yapabilen kişi sanatçıdır ve bu sanatçılar haklarını almalıdırlar. Alıyorlar mı? Hayır. Maddi ve manevi olarak haklarını yüzde 90’ın üzerinde almıyor. Üç tip sanatçı grubu var ülkemizde. Birisi devlet bünyesinde çalışan sanatçılarımız. Onların emekliliği ve sağlık güvenceleri var. Devletimiz onları teşvik eder. Onların adeti 3, 4 bin kişidir. Bunların arasından 1158’i yerli ve milli müziğimizi yapan sanatçılardır. Diğerleri tiyatro, senfoni, opera veya baledir. Bu sanatçılar devlet bünyesinde korunuyor. Ama bu bünyeye bağlı olmayan 20 binin üzerinde meslek birliklerine bağlı sanatçılar vardır. Bunların yüzde 90’ının ne emeklilik, ne de sağlık güvenceleri yoktur. Teşvik de almazlar. Haklarını alamamaktadırlar. Üçüncü tip ise ülkemizin her şehrinde, kasabada sanatlarını yaparak, hayatlarını kazanmaya çalışan yüzbinlerce kişi vardır. Ne emeklilik, ne sağlık onların da güvenceleri yoktur. Korunamıyor ve teşvik edilemiyor. Bu konular ele alınmalı. Kim ele alacak? Birinci derecede devletimiz ele alacak. Ümidimiz var ama zamanımız pek yok.”
Gencebay, arabesk müzik üzerine yapılan çeşitli polemiklere de değinerek, “Arabesk diye bir müzik yoktur. Arabesk, özgün, fantezi, pop gibi başlıklar bilimsel değildir. Yakıştırmadır. Arabesk müzik diye bir müzik yoktur.” değerlendirmesinde bulundu.
Gencebay, “Tarih ve kültür zenginliği bakımından dünyanın en büyük hazinesi burasıdır. Ben amatör bir tarihçi, amatör olarak astrolojiyle ilgilenen bir kişiyim. Bazı konular beni çok rahatsız edip, üzmekte. Çünkü bunların öğrenilmediğini gördükçe, üzülmekteyim.” dedi. Türkiye ve İstanbul’un yeterince tanınmadığına dikkati çeken sanatçı, Türkiye’nin bazı tarihçilere göre dünyadaki 3. Türk ülkesi olduğunu söyledi.
Orhan Gencebay, Türkiye’yi en iyi anlamaya çalışanlardan birinin Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olduğunu, kimsenin kolay kolay inanamayacağı bulgularla, 7 bin yıl öncesine dair bilgiler edindiğini kaydederek, “Şimdi ise 13-14 bin yıl evveline gitmekte. Göbeklitepe, 12 bin yıllık tarih. İçinde Türk ritüelleri, atalarımız var.” dedi.
Gencebay, sözlerini, “Türkiye’yi Atamız 4 mesnet üstüne kurmuştur; ekonomi, eğitim-öğretim, mimari ve sanat. Sanatın tarifi hala gereği gibi yapılmamıştır. Ben buna da çok üzülüyorum. Her konu sanat içerir. Bilim, ilim, sanat öyle büyür ki sonunda o ülkenin bütün değerlerini, en yüksek seviyeye taşır. O zaman sanat, sanat olur. Bunu sanatçı yapar. İlgilenen yapar. Bu güzelliği ortaya koyan kişi sanatçıdır.” diye tamamladı.
– “İstanbul, hükümdarların hayallerini süslemiş”
Etkinliğe ev sahipliği yapan Fatih Belediye Başkanı Mehmet Ergün Turan da İstanbul’un doğal güzellikleriyle tarih boyunca şairlere, ressamlara ilham verdiğinin altını çizerek, “(İstanbul köklü tarihiyle, anıt eserleriyle seyyahları tarih boyunca kendisine hayran bırakmış. Dünyada eşi benzeri olmayan, aynı anda iki kıtayı birden gören, eşsiz jeopolitik konumuyla da yine bütün hükümdarların hayalini süslemiş, hem deniz hem kara üzerinden ticaret yollarının kesiştiği bir noktada olması sebebiyle de İstanbul her zaman bir zenginlik ve refah şehri olmuş. Dolayısıyla da tarih boyunca herkesi cezbetmiş bir şehrimiz.” ifadelerini kullandı.
Turan, Tarihi Yarımada’yı boydan boya kapsayan Fatih’in gerçek manada İstanbul’un cazibe merkezi olduğuna vurgu yaparak, “Eskilerin tabiriyle, nefs-i İstanbul; şehrin özü. Fatih şimdi burada bir semtin adı. Şimdi eski İstanbul adıyla Fatih’i konuşuyoruz. Dolayısıyla İstanbul, Osmanlı devrinde payitaht olan, geçmişte ve bugün, farklı dinlerde, farklı diller konuşan, farklı etnik kökenlere mensup kadim bir şehir burası.” dedi.
Türkiye Tanıtma Platformu (TUTAP) Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Yıldız ise projenin temel amacının, Türkiye’yi yurt içinde ve dışında daha iyi tanıtmak olduğunu söyledi. Yıldız, “Bizim ana sloganımız var, ‘Önce kendi ülkemizi tanıyalım. Sonra dünyayı tanıtalım. Çünkü kendi ülkemizi tanımaz, kendi insanlarımızı bu konuda donatmaz ve bilinçlendirmezsek, ülkemizin uluslararası tanıtımında özellikle de devlet memuru zihniyetiyle biz Türkiye’yi hak ettiği düzeyde tanıtamayız.” ifadelerini kullandı.
Turizmle ilgili sivil toplum kuruluşlarının desteklediği Foto Safari Projesi, Türkiye’de bulunan 17 kültürel mirası kapsayacak. Proje, 2022 yılının mayıs ayına kadar devam edecek.
Tourıstıca UNESCO Photo Safari kapsamında, 6-9 Ekim arasında Bursa Cumalıkızık ve Safranbolu Karabük turu gerçekleşecek. Proje daha sonra Xanthos-Letoon (Antalya – Muğla), Nemrut Dağı (Adıyaman – Kahta), Göbeklitepe Arkeolojik Alanı (Şanlıurfa), Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri, Ani Arkeolojik Alanı (Kars), Hattuşa (Boğazköy) – Hitit Başkenti (Çorum), Çatalhöyük Neolitik Kenti (Konya), Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (İzmir), Efes (İzmir), Selimiye Camii ve Külliyesi (Edirne), Troya Antik Kenti (Çanakkale), Çatalhöyük (Konya), Pamukkale-Hierapolis (Denizli), Afrodisias (Aydın) ve İstanbul ile devam edecek.