Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Çocukları oyuncaklarıyla sürekli baş başa bırakmanın dil ve konuşma bozukluğuna neden olabileceği uyarısı57 defa okundu

kategorisinde, 03 Eyl 2021 - 13:00 tarihinde yayınlandı
Çocukları oyuncaklarıyla sürekli baş başa bırakmanın dil ve konuşma bozukluğuna neden olabileceği uyarısı

ESKİŞEHİR (AA) – SELÇUK KIZILDAĞ – Anadolu Üniversitesi (AÜ) Dil ve Konuşma Bozuklukları Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (DİLKOM) Müdürü Prof. Dr. İlknur Maviş, ebeveynlerin çocukları ile iletişim kurmak yerine oyuncak, tablet, bilgisayar ya da telefona yönlendirmelerinin dil ve konuşma bozukluklarına yol açabileceği uyarısında bulundu.

Sağlık Bilimleri Fakültesi Tıp Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölüm Başkanı Maviş, AA muhabirine, DİLKOM'un 20 yıldır dil ve konuşma bozukluklarının nedenleri ve terapisi üzerine araştırmalar yaptığını söyledi.

Söz konusu bozukluğun altında kekemelik, konuşma sesi, otizm, gecikmiş dil ya da dil gelişim bozukluğunun olabileceğini belirten Maviş, "Problemin teşhisi sonrasında gerekli terapilere başlıyoruz. Geçtiğimiz yıl uzaktan eğitimle dil ve konuşma bozukluğu olan çocuklarımızın terapilerini gerçekleştirdik. Bu yıl ise yüz yüze terapiler için şu an 130 başvuru aldık." dedi.

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) çocuklarda dil ve konuşma bozukluğuna neden olduğuna dair bir araştırmanın bulunmadığını aktaran Maviş, buna rağmen salgın tedbirleri süresince çevrelerindeki ailelerden "Çocuğumuzun kaygı düzeyi arttı" gibi yakınmalar duyduğunu anlattı.

Prof. Dr. Maviş, çocukların iletişim becerisini geliştirecek en önemli faktörün, aile bireylerinin ilgisi olduğuna dikkati çekti.

Çocukların salgın sürecinde yaşadığı sorunlara değinen Maviş, şöyle devam etti:

"Pandemi süresince çok kaygılandılar, doğal oyun ortamlarından uzaklaştılar, anneanne, babaanne, dede gibi büyüklerini göremediler. Ebeveynler evde olabilir fakat onlar da işleriyle meşgul olmak durumundalar. Kardeşler olabilir ama onlar da uzaktan eğitim nedeniyle sürekli bilgisayar başındalar. Henüz okul çağı gelmemiş çocuğa da maalesef 'Sen sessizce otur, oyuncaklarınla oyna.' diyoruz. En büyük hata, iletişim kurmak isteyen çocuğumuza 'Sessizce otur' demek. Bu tür yalnız kalan çocuklarda tek başına oyun kurmak iletişimi zayıflatıyor. Ebeveynler bu pandemi süresince çocuklara kitap okuma, onlarla oyunlar oynama gibi iletişimi kuvvetlendirecek aktiviteler yapmadılarsa, dil ve konuşma bozukluğu da peşi sıra geliyor."

– "Elinizde cep telefonu varken çocuğunuzun doğru iletişim kurmasını bekleyemezsiniz"

Eskişehir'de özel bir rehabilitasyon merkezinde eğitim veren Dil ve Konuşma Bozukluğu Uzmanı Nur Melike Doğruöz de çocuklardaki iletişim becerisinin motivasyonunu ailelerin yükseltebileceğini belirtti.

Küçük yaşlardaki çocukların ilk rol modelinin anne ve baba olduğunu aktaran Doğruöz, şu bilgileri paylaştı:

"Ebeveynlerin en büyük hatası kendi bağımlılıklarının farkında olmamaları. Elinizde cep telefonu varken, çocuğunuzla göz teması kurmuyorken çocuğunuzun doğru iletişim kurmasını bekleyemezsiniz. Bazıları, 'Bülbülün suyundan içerse geçer', '15 günde kekemeliğe son' gibi yanlış bilgiler verebiliyor. Ailelerin bunları kulak ardı edip bizlerden destek almaları çok önemli. Çünkü ne kadar erken teşhis edersek, çözüme de o kadar kolay ulaşıyoruz."

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ