ANKARA (AA) – Dünyanın en saygın ve zorlu kursları arasında yer aldığı belirtilen "Özel Kuvvetleri İhtisas Kursu"nu bitiren kursiyerler, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın katıldığı törenle bordo berelerini taktı. 47 haftalık zorlu kursu, katılımcılardan yarısından daha azının tamamlayabildiği öğrenildi.
Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ile Özel Kuvvetler İhtisas Kursu’nun kapanış törenine katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan törende kurs birincisi yaş kütüğüne plaket çaktı.
Dereceye girenlerle Libya'dan gelen misafir askeri personelin brövelerinin Akar ve Komutanlar tarafından takılmasının ardından diğer kursiyer yapılan yemininin ardından bordo berelerini giydi.
Törendeki konuşmasına son dönemde yaşanan sel ve yangın felaketlerine değinerek başlayan Akar, ihtiyaç duyulan her alanda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sahip olduğu tüm imkan ve kabiliyetlerini seferber ettiğini, ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak ihtiyaçlar doğrultusunda kullandığını söyledi.
Akar, "Yasal çerçevede valilerimiz ve garnizon komutanlarımız sürekli görüşüyor. Harekat merkezlerinden olayları yakından takip etmekte, ilgili yerlerle koordinasyonu sürdürmekte ve ihtiyaçları anında karşılamaktayız. Milletinin bağrından çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri her şeyiyle milletiyle hemhal olmak durumundadır." ifadelerini kullandı.
Yangınla mücadele çalışmalarına da değinen Akar, 4 İHA, 5 çıkarma gemisi, bir karakol gemisi, 4 helikopter, 50’den fazla itfaiye aracı, arazöz ve iş makinesi ile 600’den fazla personelle katkı sağlandığını açıkladı.
Özel Kuvvetler Komutanlığının, Türk Silahlı Kuvvetlerinin en seçkin birlikleri arasında yer aldığını aktaran Akar, bordo berelilerin tarihe altın harflerle geçen ancak özelliği nedeniyle herkes tarafından bilinmeyen birçok başarılı göreve imza attığını belirtti.
Akar, diğer orduların seçkin birlikleri arasında saygın yeri olan Özel Kuvvetler Komutanlığının bu konumunu daha da ileriye götürmek için hassasiyetle çalıştıklarını vurguladı.
Terörle mücadelede 24 Temmuz 2015’ten itibaren başlayan yeni dönemin Pençe operasyonları ile devam ettiğini vurgulayan Akar, "Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının kahramanlık ve fedakarlık hikayesi bitmedi, devam ediyor. Mehmetçik tarih yazmayı sürdürüyor." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde uluslararası ilişkilerde özne haline geldiğini, etki ve ilgi sahasının genişlediğini, bu durumun da tüm kurumlarla birlikte TSK'nın görev ve sorumluluklarını da artırdığını aktaran Akar, şu değerlendirmede bulundu:
"Ülkemizin ve milletimizin hak, alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamak, egemenlik ve bağımsızlığımıza gölge düşürmemek, ülkemiz ve milletimizin bekasını, refahını sağlamak bakımından elimizden gelen gayreti göstermeye devam edeceğiz. Tüm unsurlarımızla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz gece-gündüz, kar-kış demeden yurt içinde ve sınır ötesinde vatanımızın ve 84 milyon vatandaşımızın güvenliğini sağlamak için yapması gereken ne varsa şimdiye kadar bunların hepsini yaptı, bundan sonra da yapmaya devam ediyor."
– Tek yumruk, tek yürek…"
Akar, TSK'nın Cumhuriyet tarihinin en yoğun günlerini yaşadığını, unsurların tamamının bir faaliyetle görevli olduğunu belirterek, "TSK içindeki FETÖ'cü hainlerden temizlendikten sonra çok daha güçlü, kuvvetli, başarılı hale geldi. Operasyonlarımız milletimize güven, gurur vermeye devam ediyor." dedi.
Terörle mücadelenin yurt içi ve sınır ötesinde artan bir tempo ve kararlılıkla devam ettiğine değinen Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar 18 bin 313 terörist etkisiz hale getirildi. Irak ve Suriye'nin kuzeyinde 1 Ocak'tan bugüne 1631 terörist etkisiz hale getirildi. Büyük bir mücadele yapılıyor. Bu konuda azimli ve kararlıyız. İnşallah tek yumruk, tek yürek olmak suretiyle terör belasından asil milletimizi kurtaracağız. Bu iş bitecek. Nerede terörist varsa orası bizim hedefimizdir. Teröristler nereye kaçarlarsa kaçsınlar onların peşinde olacağımızı ve en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar bu mücadelenin devam edeceğini herkesin bilmesi lazım."
Türkiye'nin başta Irak olmak üzere tüm komşularının sınırlarına, egemenlik haklarına, hukuklarına saygılı olduğunu vurgulayan Akar, "Kimsenin toprağında gözümüz yok. Bizim hedefimiz sadece ve sadece teröristlerdir." dedi.
Bakan Akar, Türkiye'nin Libya ve Azerbaycanlı kardeşlerinin haklı davalarında yanlarında olmaya devam edeceğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Libya'da biz 'yabancı asker' değiliz. Hükümetin daveti üzerine oradaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Orada yapmaya çalıştığımız şey askeri, eğitim iş birliği ve danışmanlık. Diğer ülkelerin çeşitli görevlerde yaptıklarının aynısı. Fakat biz olduğumuz için bunu anlamamakta ısrar ediyor, bunu karalamak için ellerinden gelen gayreti gösteriyorlar. Bunların hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Libyalı kardeşlerimizle beraber olmaya, tek Libya olarak yapmaları gereken çalışmalarda onları desteklemeye devam edecek, bunu sürdüreceğiz. Libya, Libyalılarındır, bunu destekliyoruz."
– "Duymayan kalmasın"
Afganistan'daki gelişmelere de değinen Akar, "Afgan kardeşlerimizin güven ve refah içinde yaşamaları için imkanlarımız dahilinde, elimizden gelen gayreti bugüne kadar gösterdik. Bundan sonra da gösterme arzusunda, niyetindeyiz." dedi.
Afganistan'ın barışa, huzura ulaşması için Türkiye'nin gayretlerini 20 yıldır sürdürdüğünü hatırlatan Akar, "Son 6 yıldır tüm Afganistan için önemli olan Uluslararası Hamid Karzai Havaalanı'nın işletilmesini sağladık, sağlamaya devam ediyoruz. Eğer şartlar oluşursa biz yine Afgan kardeşlerimizin güvenliği, huzur ve ihtiyaçlarının karşılanması, Afgan kardeşlerimize destek olması için bu havaalanını işletmeye talibiz. Bu konudaki temaslarımız da sürüyor." ifadelerini kullandı.
İbni Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözünü anımsatan Akar, şunları kaydetti:
"Biz de diyoruz ki, coğrafya milletler için ne kadar kaderse Türkiye de bu coğrafyanın kaderidir. Duymayan kalmasın. Dolayısıyla buradaki ülkeler Türkiye'nin hakkına, hukukuna saygı göstermek zorundalar. Bu coğrafyada var olmak demek güçlü olmak demektir. Eğer güçlü olmazsan yaşatmazlar. Bu coğrafyada güçlü olmak demek, güçlü bir orduya sahip olmak demektir. Güçlü bir ordu demek etkin, caydırıcı ve saygın bir ordu demektir. Silahlı Kuvvetlerimizin etkinliğini, caydırıcılığını, saygınlığını daha da artırmak için gerekenleri yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Niçin? Ülkemizin ve milletimizin bekası, egemenlik ve bağımsızlığı, 84 milyon vatandaşımızın ve sınırlarımızın güvenliği için."
– Genelkurmay Başkanı Güler
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ise Özel Kuvvetler Komutanlığını, TSK'nın mazisi şan ve şerefle dolu seçkin birliklerinden biri olarak nitelendirdi.
Özel Kuvvetler Komutanlığının en büyük gücünü "çok iyi yetişmiş, göreve adanmış ve uzmanlaşmış nitelikli personeli" olarak nitelendiren Güler, "Ülkemizin çevresi adeta bir ateş çemberi. Bu sebeple iyi yetişmiş ve nitelikli personele sahip Özel Kuvvetlerin ülke savunmasındaki önemi ve rolü gün geçtikçe daha da artmaktadır. Bu hassas dönemde ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunması maksadıyla ifa edeceğiniz görevler çok önemli ve hayatidir" diye konuştu.
Bordo berelerini takmaya hak kazanan personele de hitap eden Güler, "Sizlerden çok önemli görevler bekleneceğinin, yeri ve zamanı geldiğinde vatan için büyük fedakarlıklar yapmanız isteneceğinin bilincinde olun. Güç kaynağımızın milletimizin sevgisi, güveni ve duası olduğunu asla unutmayın" dedi.
– "Kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacak"
Mezunlar adına dönem birincisi tarafından yapılan konuşmada ise, "Zoru başarmayı imkansızı zorlamayı, 'bittik artık' denilen yerde yeniden başlamayı öğrendik." ifadesi kullanıldı.
Ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı içinde her türlü görev hazır olduklarının belirtildiği konuşmada, "Ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanan eller karşısında bizi bulacaktır. Kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız, şerefimizle doğduk şerefimizle yaşayacak ve şerefimizle öleceğiz. Şeref namusumuz, dürüstlük karakterimiz, sevgi insanlığımız, sadakat gücümüz, vazife inancımız, vatan her şeyimizdir. Varlığımız Türk varlığına feda olsun." şeklinde konuştu.
Yoğun geçen 47 haftalık eğitimin ardından 173 kursiyer bordo bere takmaya hak kazandı.