İSTANBUL (AA) – FATİH TÜRKYILMAZ – Yönetmenliğini Nazif Tunç'un üstlendiği, Halit Karaata, Hacer Kızılhan, Jale Arıkan ve Oktay Dal’ın başrolleri paylaştığı "Karınca" filmi, yarın vizyona giriyor.
Usta yönetmen Tunç, ilk gösterimi Boğaziçi Film Festivali'nde gerçekleşen filmin konusu ve çekim sürecinin yanı sıra Kovid 19 salgını sonrası filmlerin vizyona girmesine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Salgın sürecinde film çekimlerinin yapılamadığını ve çekimi tamamlanmış yapımların ise gösterime giremediğini aktaran Tunç, "Her insanın hayali olduğu gibi her filmin de bir hayali var, seyirciyle hemhal olmak ve kucaklaşmak. Bir buçuk yıllık seyirci hasretiyle geçen bir aradan sonra Karınca filminin de 2 Temmuz'da Anadolu'nun 159 sinemasında seyircisiyle buluşmak gibi bir sevinci olacak. Bunu söylemek beni memnun ediyor. Sinema salonları 'Karınca' ile açılıyor." dedi.
– "Benim filmdeki karakterim de karınca gibi namuslu bir karakter"
Nazif Tunç, Türk sinemasının başlangıcından bu yana her kriz döneminde Anadolu insanın sinemaya destek olduğunu, Türk sinemasını var eden ve sinemaya altın çağ yaşatanın da yine Anadolu seyircisi olduğunu söyledi.
Filmin adını, Kur'an-ı Kerim'de karınca anlamına gelen "Neml Suresi"nden seçtiğini aktaran başarılı yönetmen, şunları kaydetti:
"Bunu isim olarak filmime, gayreti ve namusu yüzünden seçtim. Benim filmdeki karakterim de karınca gibi namuslu bir karakter. Kur'an-ı Kerim'in Karınca suresinin 17 ve 18. ayetlerinde, ülkesine, memleketine karşı bir tehlike karşısında, kendi yurttaşlarını, ülkesini uyaran bir karıncadan bahsedilir. Bizim filmimizde de 'Şemsi' karakteri, namusuyla, ahlakıyla, memleket, millet ve devletine olan sevgisiyle Kur'an-ı Kerim'de bize emsal ve örnek olarak gösterilen karıncaya benziyor. Karınca filmi neredeyse 5 yıllık bir çalışmanın ürünü. 5 yıl önce 6 tane surenin sinemaya uyarlanmasıyla ilgili kendi kendime bir plan kurdum. Bu ayetlerde geçen hayvan temsilcilerinin, insanlar için bir sır, bir uyarı ve hikmetler taşıdığına karar verdim. Çünkü bizim bildiğimizin ve anladığımızın dışında bir temsille sunuluyordu. Ben de zamanımıza, günümüzün şartlarına, karakterlerine bu olayları, temsilleri uyarlayarak farklı bir yorumlama getireyim istedim."
– "Memleket sevdasının yürek istediğini söyleyen bir film"
Tunç, çekimleri 4 hafta süren filmin senaryosunu başrol oyuncusu Halit Karaata ile yazdıklarının altını çizdi.
Daha önce 80'e yakın televizyon filminin yönetmenliğini üstlendiğini aktaran Tunç, edindiği tecrübeyle çıkan zorlukların üstesinden geldiğine işaret etti.
Usta yönetmen, filmin ilk kısmının Anadolu'da, ikinci kısmının ise büyükşehirde geçtiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Filmin ilk kısmı, sükunet içinde, çünkü Anadolu'da geçiyor. Anadolu insanının, daha çok kameranın önünde olduğu anları yansıtıyor. Orada sakinlik, teslimiyet, sükunet ve güven var. Anadolu irfanına ait ne kadar güzel duygu varsa, filmin birinci kısmında görüyoruz. Ama filmin ikinci kısmı büyük şehirde geçiyor. Büyük şehir, zamanımız insanına sürekli birtakım tacizlerin yapıldığı bir yerdir. Metropol insanı, toprak insanı kadar sükunet içinde olmayabilir. İkinci kısım bir hengameye, kaosa ve girdaba düşmüş olan insanların oradan kurtulma çabalarıdır. Hem sanat estetiği içerisinde yürüyen, aynı zamanda da neredeyse soluksuz izleyebileceğiniz bir serüvenin içine bizi sürükleyen bir anlatı dili geliştirmeye çalıştım. Memleket sevdasının yürek istediğini söyleyen bir film."
Nazif Tunç, Karınca filminin Anadolu insanının ferasetini, hikmetini ve duruşunu sergilediğinin altını çizerek, özellikle Anadolu'daki 159 sinemada gösterilmesinden memnuniyet duyduğunu aktardı.
Yeni projelerine de değinen Tunç, insanların kendi yaptıklarını kutsallaştırmasını anlatacağı "Altın Buzağı" isimli bir yapım üzerinde çalıştığını söyledi.
– Filmin konusu
Karınca filmi, iyilik niyetiyle yaptığı yardımın, istenilmeyen kötü sonuçlara yol açacağını öğrenen orta yaşlı kamyon şoförünün, hatasını telafi için giriştiği mücadeleyi ele alıyor.
Uzun yol şoförü Şemsi, dağ yolunda önüne çıkan Fidan adındaki genç kızı İstanbul'a getirir ancak kızın canlı bomba eylemlerinde kullanılmak üzere terör örgütü tarafından ayartıldığını öğrenir. Fidan'ı İstanbul'a getirmekte sorumluluğu olduğunu düşünen Şemsi, Fidan'ı bulmak, terör örgütünün elinden kurtarmak, yuvasına teslim etmek ve vicdanını rahatlatmak için her türlü kefareti ödemeye hazırdır.
Filmin oyuncu kadrosunda Oğuz Tunç, Şahin Çelik, Birgen Engin, Müge Çakır Korkut, Yaşar Karakulak, Murat Akdağ ve Turgay Atalay da yer alıyor.
Görüntü yönetmenliğini Yerkinbek Ptyraliyev'in üstlendiği yapımın, kurgusunu Necdet Tok, müziklerini ise Taner Demirap yaptı.