ÇANAKKALE (AA) – Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesince avcılık baskısına maruz kalan ıstakozların popülasyonunu artırmak ve farkındalık oluşturmak için kentteki balıkhaneden satın alınan dişi anaç ıstakozun yumurtalarından elde edilen 150 yavru Çanakkale Boğazı'ndaki resif alanına salındı.

Denizlerde azalan canlı balık stoklarının desteklenmesi için "aqua kültür"ün kullanılabileceğini göstermek amacıyla hazırlanan sosyal farkındalık projesinde, balıkhaneden alınan dişi anaç ıstakoz, Dardanos Yerleşkesi Deniz Canlıları Araştırma ve Uygulama Merkezi'ne getirildi.

Burada içi deniz suyu dolu tanka konulan ıstakozun bıraktığı 4 bin yumurtadan 150 yavru elde edildi.

Fakülteye ait "Bilim-1" isimli tekneyle denize açılan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, İl Tarım ve Orman Müdürü Erdem Karadağ, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bünyamin Bacak ve akademisyenler, yavruların denize bırakıldığı etkinliğe katıldı.

Rektör Murat, gazetecilere, yavru ıstakozları denize saldıklarını söyledi.

Bu çalışmanın Türkiye'de bir ilk olma özelliğini taşıdığını anlatan Prof. Dr. Sedat Murat, "Dünyada var olan bu olay Türkiye’de ilk defa gerçekleşiyor. Istakoz, Türkiye’de az üretilen ve pahalı bir deniz ürünü. Bugün önemli bir adım attık, bereketli olacağına inanıyoruz. Umarız ki bu müsilajın olumsuz etkisi olmaz. Balıklarımızın en kısa zamanda Çanakkale Boğazı’nda çoğalarak insanlarımızın hizmetine sunulmasını umuyoruz. Bu bir adımdır, sonucunu Allah nasip ederse göreceğiz." dedi.

Yetiştiricilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umur Önal ise bu sene denize balık salma projelerinde değişikliğe gittiklerini anlattı.

Istakozların büyük bir ticari öneme sahip olduğu için önemli boyutta avcılık baskısına maruz kaldığını vurgulayan Önal şunları kaydetti:

"Maalesef üretimi yılda 2-3 tona gerilemiş olan ıstakozlar üzerine yoğunlaşmaya karar verdik. Bu amaçla dişi bir ıstakoz temin ettik ve tesislerimize getirdik. Yumurtalı dişi bir ıstakozdu ve larvalarını yetiştirdik. Şu anda 9 haftalık genç ıstakoz bireyleri var. Bu bireyleri denizle buluşturduk. Umut ediyorum ki önümüzdeki yıllarda daha büyük projelerde daha büyük miktarlarda ıstakozu denizlere bırakırız. Gerçekten ıstakozun nesli ülkemizde tehlike altına girmeye başladı. Elbette ıstakozları üretip denize bırakmak yetmiyor. Hayatta kalabilecekleri suni resiflerin de olması gerekiyor. Böylece ıstakozların hayatta kalabilecekleri ve korunabilecekleri ortam olmuş oluyor. Bu bölgeler dalışa ve avcılığa kapatılırsa ıstakoz neslinin tekrar eski günlerine kavuşabilmesi için gerekli adımlar atılabilir."