İZMİR (AA) – İzmir'de çok sayıda sivil toplum kuruluşu üyelerinin katılımıyla İsrail'in Mescid-i Aksa ve Filistin halkına saldırılarına yönelik protesto açıklamaları yapıldı.
Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) İzmir Temsilciliğinin kentteki çeşitli ilçelerde organize ettiği açıklamalarda İsrail karşıtı slogan atıldı, Türk ve Filistin bayrakları açıldı.
Buca Çevik Bir Meydanı'nda TÜGVA İzmir İl Temsilcisi Mesut Öndeş'in de katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında, grup adına konuşan Vakfın Buca İlçe Temsilcisi Murat Aydın, İsrail'in Filistin'e yerleştirildiği tarihten bu yana kadar ortaya koyduğu uygulamalar ve işlemeye devam ettiği cinayetlerle "insanlığın tarihi boyunca şahit olduğu en büyük felaket" tanımını fazlasıyla hak ettiğini, vahşet ve zulüm devletine dönüştüğünü dile getirdi.
Aydın, hem Filistinlilere hem de Mescid-i Aksa'ya karşı yıllardır uygulanan terörün ramazan içerisinde iyice şiddetlendiğini, dün gece doruk noktasına ulaştığını dile getirerek, "İnsani, vicdani ve ahlaki hiçbir değeri ve kutsalı olmadığını tüm dünyaya gösteren İsrail'e karşı insanlığı harekete geçmeye davet ediyoruz." dedi.
– "Müslümanların kırmızı çizgisi"
Tire'de İbn-i Melek Camisi bahçesinde düzenlenen basın açıklamasına da çok sayıda sivil toplum kuruluşu destek verdi.
Burada açıklama yapan İyilik Derneği temsilcisi Hakan Alpay, Mescid-i Aksa'nın Müslümanların kırmızı çizgisi olduğunu belirtti.
Filistin özgür oluncaya kadar tüm güçleriyle mücadeleye devam edeceklerini bildiren Alpay, şöyle konuştu:
"Uluslararası hukuk, kamuoyu, sivil toplum örgütleri, insan hakları örgütleri, barış örgütleri, siyasal kurumlar, İsrail'in bu şımarık, işgalci ve kural tanımaz tavrına karşı bir an önce bir araya gelmeli ve elini taşın altına koymalıdır. Bu kurumlar İsrail'in tavrına karşı sessizliğini koruduğu müddetçe bu saldırılar devam edecektir. Geçmişin acılarını Müslümanlar üzerinden ödetmeye çalışan İsrail, Filistin toplumunun varlığını hiçe saymakta ve kurulduğu günden itibaren sistematik bir biçimde işgal ve soykırım suçları işlemektedir. Geçmişin acıları ile yüzleştirilmesi gereken Müslümanlar ve Filistin halkı değil, durumu bu noktaya taşıyan bir takım Batılı devletler ve İsrail'in bizzat kendisidir. Bugün din, dil, ırk farklılığı olmaksızın herkesin özgürce yaşadığı Kudüs'ten bahsetmek istiyorsak geçmişin tecrübeleri ve bugün yaşananları göz önünde bulundurmak tüm dünyanın görevidir."