BİLECİK (AA) – TAYYİB HOŞBAŞ – Bilecik'in Söğüt ilçesinde alzaymır hastası eşine duyduğu aşkla belgesellere konu olan Mustafa Turgutoğlu, hayat arkadaşını kaybetmesinin ardından yaşadıklarını duygu dolu sözlerle anlattı.
Sırhoca köyünde ikamet eden Mustafa Turgutoğlu'nun (86) gözü gibi baktığı, "Allah'ın emaneti" olarak gördüğü alzaymır hastası eşi Havva Turgutoğlu, geçen yıl 13 Mayıs'ta 79 yaşında hayatını kaybetti.
Eşinin vefatından 6 ay önce Anadolu Ajansınca (AA) yayınlanan haber sonrası televizyonda belgesellere konu olan, sosyal medyada pek çok hesapta paylaşılarak vefasıyla örnek gösterilen Mustafa dede, ona hasretini 1945 yılında çobanlık yaparken öğrendiği klarneti ile gideriyor.
Hatıra fotoğrafları ile süslediği odasında her gün klarnetine hasretini ve hüznünü üfleyen Turgutoğlu, beslediği koyunlarına da klarnet çalarak yaşamını sürdürüyor.
Mustafa Turgutoğlu, eşinden razı olduğunu, onun iyiliği ve sağlığı için elinden gelen her şeyi yaptığını söyledi.
Her gün eşi için dua ettiğini belirten Turgutoğlu, hayatında ona yer verdiği için Allah'a şükrettiğini dile getirdi.
Eşinin vefatından önce son günlerinde yaşadıklarını aktaran Turgutoğlu, şöyle devam etti:
"Eşimde biraz unutkanlık vardı, bazen ona bakarken ağlardım. 'Ağlama, beni de ağlatacaksın.' derdi. İyi kötü bakmaya çalıştım ona, her şeyiyle ben ilgilenirdim. Son zamanlarda vaziyeti değişti. Serum ve iğne tedavisi yaptılar. Doktor, 'Böbrekleri kalmamış.' dedi. 'Baştan söyleseydin ben böbreğimi verirdim.' dedim ama iş işten geçmişti. 13 Mayıs akşam namazı sırasında saat 19.10'da vefat etti. 'Hakkını helal et' dedim, 'Ederim' dedi. Yatağında yatarken bir karşı duvara bir de kızıma bakıp canını teslim etti. 'Bu ne güzel ölümmüş, maşallah.' dedim. O bana çok dokundu. Gittim resimlerini çıkartıp duvara astım. Hiç olmazsa resimlerine bakıp gönlümü avutayım dedim. O benim oyuncağım gibiydi. Köyü dolaşıp yanına gelip onunla eğleniyordum. Eş kaybetmek gerçekten zor. Ne diyeyim, ölümlü dünya."
– "Dünyada iyi olmak istiyorsan eşin ve çocuklarınla güzel geçin"
Turgutoğlu, evlilikte herkese, eşlerine güler yüzle ve iyilikle davranmalarını öğütledi.
Eşinin önceki yıllarda çocukları tarafından tedavisi için İstanbul'a götürüldüğünü anlatan Turgutoğlu, "Keşke daha önce eve getirip de kendim baksaydım diye üzülüyorum." dedi.
Konuşurken gözleri dolan Turgutoğlu, eşine hasretini klarnetiyle gidermeye çalıştığını belirtti.
Klarnetiyle şarkılar, türküler çaldığını ifade eden Turgutoğlu, "İşte geldik, işte gidiyoruz, bir daha da gelmeyeceğiz. Bitti, Söğüt'ün tüm gelirini bana verseler ben ne yaparım, hepsi bitti. Ben ona anne de oldum baba da koca da. Allah ondan razı olsun." diye konuştu.
Mustafa Turgutoğlu, gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
"Dünyada iyi olmak istiyorsan eşin ve çocuklarınla güzel geçin. Bu dünyada eşler birbirlerine iyi sarılmalılar, birbirlerinin kıymetini bilmeliler. Vakitlerini tatlı dille, güler yüzle tamamlasınlar. 'Çayır ince biçilir mi? Soğuk sular içilir mi? Bana yardan geç diyorlar. Yar tatlıdır, geçilir mi?' Dünyada yardan, eşten daha tatlı ne var ki."