İSTANBUL (AA) – Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nureddin Nebati, “Biz bu dönemi hep beraber en az hasarla geçireceğiz. En iyi şekilde 2020’yi kapatmış olacağız. Yeter ki inanalım yeter ki güvenelim. Bu ülkeyi yöneten irade, Sayın Cumhurbaşkanımız, ekibi, kabinesiyle ülkenin gerçekleri, küresel gerçekler ve toplumun ihtiyaçlarının bağdaştırıldığı alanlarda gerekli adımları atmaktan asla imtina etmeyecektir.” dedi.
Nebati, Anadolu Ajansı'nın Global İletişim Ortağı olduğu MÜSİAD EXPO 2020 Ticaret Fuarı ile eş zamanlı düzenlenen 24. Uluslararası İş Forumu’nda (IBF) yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ve dünyanın tek bir şeyi konuştuğunu, onun da salgın olduğunu belirtti.
Uzun yıllardır küreselleşme üzerine binlerce, on binlerce makalenin yazılmış olabileceğine işaret eden Nebati, şimdi dünyanın bizzat kendisinin bu olguyu yaşadığını kaydetti.
Nebati, dünyada, şirketlerin, toplumların, devletlerin, bireylerin kendisinin ciddi bir stres altında olduğunu ifade ederek, herkesin hesap, kitap içerisinde olduğu bir dönemde olunduğunu söyledi.
Bugün yeni dünya, yeni ekonomi, yeni fırsatlar ve yeni korkuların ele alınacağını aktaran Nebati, “Siber güvenlikten e-ticarete, sağlık sisteminden ekonomiye kadar her şeyin konuşulduğu, tartışıldığı bir dönemi anlamış olacağız. Yepyeni bir dünyadayız.” diye konuştu.
Nebati, IMF tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2020 yılında yüzde 4,4, küresel ticaret hacminin ise yüzde 10,4 daralması beklendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünya ekonomisi 2020 yılında, 2008 küresel krizinden bu yana ilk defa ve o döneme oranla çok daha fazla daralma ile karşı karşıya kalacaktır. 1929 buhranıyla da karşılaştırılmayacak, dünyanın her tarafına sirayet eden eşit yoğunluktaki bir daralmayı da yaşamış görmüş olacağız. Bazı sektörler bu daralmanın dışında olacaktır. Bu daralma devletlerin almış olduğu mali tedbirlerle engellenmeye çalışılıyor. Bu hacim 12 trilyon dolara kadar ulaşmıştır. İkinci dalgadan sonra bu rakamın çok daha büyüyeceğini ve bu yılla sınırlı kalmayacağını görüyoruz. Tedbirler alınmaya devam edecektir. Dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 5,2 büyümesi bekleniyor. Bu birkaç ay önce IMF’nin iyimser bir tahminiydi. Aşının bulunmuş olması ve aralık ayından itibaren uygulanmaya başlanması, ilk çeyrekte dünyada aşının bulunmasıyla bu tahminlerin aşağı veya yukarı revize edileceğini öngörmekte fayda var.”
2019 yılında yüzde 1,7 büyüyen gelişmiş ülkelerin, 2020 yılında yüzde 5,8 daralacağı, 2021 yılında ise yüzde 3,9 büyüyeceğinin tahmin edildiğini ifade eden Nebati, gelişmekte olan ülke ekonomilerinin, 2020 yılında gelişmiş ülkelere kıyasla daha düşük bir oranda yüzde 3,3 daralması, 2021’de ise yüzde 6 büyümesi beklendiğini kaydetti.
– “2021 yılında büyümenin yüzde 5,8 seviyesinde gerçekleşmesini hedeflemekteyiz”
Nebati, 2018’den beri ekonomide yeni adımlar atıldığını anlatarak, ekonomiyi etkileyen olaylara rağmen 2019 yılında yüzde 0,9 büyüme ile gerçekleştirildiğini söyledi.
Sektörel toplantılar yaparak ülke içerisinde istikrarlı, güvene dayalı, şeffaf ekonominin adımlarının karşılığının görüldüğünü ifade eden Nebati, 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,4 oranında büyümenin yakalandığını anımsattı.
2020 yılı mayıs ayının ikinci yarısından itibaren kısmi toparlanma, normalleşme, haziran ayı itibarıyla kapsamlı normalleşme ile beraber 3. çeyreği pozitif şekilde gerçekleştirip yılı da yüzde 0,3’lük büyüme ile kapatmış olacaklarını aktaran Nebati, şunları kaydetti:
“Sanayi üretim endeksi 2020 yılının ağustos ve eylül aylarında bir önceki yılın aynı dönemine göre sırasıyla yüzde 10,6 ve yüzde 8,14 oranında beklentilerin üzerinde artış kaydetmiştir. 3. çeyrekte sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 7,7’lik bir artış gösterdi. İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı üçüncü çeyrekte 9,2 puan artarak yüzde 72,7 seviyesine, ekim ayında ise 74,9 seviyesine yükselmiştir. Ekonomik güven endeksi ise yılın 3. çeyreğinde, bir önceki çeyreğe göre yüzde 36,4 artarak 85,8 seviyesine yükselmiştir. 2021 yılında büyümenin hem yurt içi talep hem de yurt dışı talep kaynaklı, dengeli bir görünüm sergileyerek yüzde 5,8 seviyesinde gerçekleşmesini hedeflemekteyiz. 2022 ve 2023 yılları için ekonomik büyümenin potansiyelimize yakınsayacağı ve yüzde 5 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz.”
– “Cari işlemler dengemizde kalıcı olarak iyileşmeyi sağlamayı amaçlıyoruz”
Nureddin Nebati, 2019 yılı ihracatta rekor kırılan bir sene olduğunu, 2020’de salgın nedeni ile ihracatın olumsuz etkilendiğini, normalleşme sürecinin etkisiyle haziran ayından itibaren ihracatın hızlı bir toparlanma sergilediğini, 2020 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 33,9 oranında artış gösterdiğini anımsattı.
Ekim ayında 17,3 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen aylık ihracatın bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaştığını ifade eden Nebati, 2002 yılında 4,6 milyar lira olan Eximbank’ın aktif büyüklüğünü 2020 yılının Eylül ayında 208,5 milyar liraya, kredi portföyü büyüklüğünü ise 3,7 milyar liradan 181,2 milyar liraya çıkarıldığını dile getirdi.
Dünya Bankası tarafından her yıl düzenli olarak hazırlanan İş Yapma Kolaylığı Endeksi (Doing Business Index) genel sıralamasında geçen sene 43. basamakta yer alan Türkiye, 2020 yılında 10 sıra yükselerek en kolay iş yapılan 33. ülke olduğunu vurgulayan Nebati, şunları kaydetti:
“Bu endeksin yükselmesinde Hazine ve Maliye Bakanlığımızın vergi politikalarında ve mevzuatında yaptığı değişiklikler bu alanda sıralamamızı 80’den 26’ya yükselmesine katkı sağladı. Cari işlemler dengemizde kalıcı olarak iyileşmeyi sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede İhracat Master Planı, Lojistik Master Planı ve Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programının etkin bir şekilde uygulanması, Ar-Ge teşviklerinin artırılması, endüstri ve teknoloji bölgelerinin kurulması, ihracat tabanlı üretim ve sanayide dijital dönüşümün desteklenmesi ile Türkiye Kalkınma Fonu bünyesindeki sermaye yatırım fonları aracılığıyla katma değerli ve yenilikçi üretim faaliyetleri gibi birçok uygulama bu sürece önemli katkı sağlayacaktır.”
Bankacılık sektörünün çok etkin davrandığını belirten Nebati, buna rağmen bankacılık sektörünün sermaye yeterlilik oranının 2020 yılı eylül ayı itibarıyla yüzde 19,4 olarak gerçekleştiğini, bu oran, hedef oran olan yüzde 12’nin oldukça üzerinde, yasal sınır olan yüzde 8’in iki katından yüksek olduğunu söyledi.
2018 yılı ekim ayında yüzde 25,2 seviyesine kadar yükselen enflasyon oranının, 2019 yıl sonunda program tahmininin altında kalarak yüzde 11,8 seviyesinde gerçekleştiğini aktaran Nebati, “2020 yılının ikinci çeyreğinde bir miktar yükselerek yüzde 12,6 seviyesinde gerçekleşen yıllık tüketici enflasyon oranı, 2020 yılı Ekim ayında yüzde 11,9 seviyesine gerilemiştir. Enflasyonun 2021 yılında yüzde 8’e, 2022 yılında yüzde 6’ya, 2023 yılında ise yüzde 4,9’a düşmesini amaçlamaktayız.” diye konuştu.
Nebati, Türkiye’de hangi sektör, hangi alanda, kim olursa olsun, piyasadaki ateşi hissetmeden, attıkları adımlarla birçok şeyin önünü engellediklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşletmelerimiz aldıkları kredilerle, vergilerdeki ötelemelerle, kredilerin ötelenmesiyle tarihi dönemeci en az hasarla atlattılar. Çalışanlarımız kısa çalışma ödenekleriyle çok önemli bir kaygının ötesine geçerek evlerine huzur içerisinde gittiler. Türkiye’deki mevzuattaki kısa çalışma ödeneği çok kullanılan bir ödenek değil. 2008-2009 krizinde de 2016’daki 15 Temmuz sonrasında da 2018’de de çok dar şekilde talepte bulunulan bu alan, Türkiye’de dünyadaki salgının etkisiyle en çok kullanılan alanlardan biri oldu. Atılmış olan bu adımlarla çok az bir hasarla, dünyada pozitif bir ayrışmayı ortaya koyarak gelmiş olduk.
12 trilyon dolarlık destek teşvik paketi açıklayan dünyanın içerisinde biz de kendi hacmimiz ve satın alma gücü paritesi dikkate alınarak ihtiyaçlar çerçevesinde adımlarımızı attık. O adımlar çerçevesinde bu noktaya geldik. Bu destek bugün itibarıyla yaklaşık 503 milyar lirayı bulmuş durumda. Tarihin en önemli destek paketlerinden birini uygulamaya koyduk ve yazı bu şeklide geçirdik. Konut satışlarında patlama yaşandı. Otomotivde hala çok ciddi bir talep var oradan da bir toparlanmayla geçtik. Başta sanayi olmak üzere üretimde geri kalmadık, ihracatta önemli adımlar attık, özellikle rekabet edebilir kur avantajıyla dünyanın her tarafına uygun koşullarda satış yapma imkanımız var.”
Nebati, gerçekler, ihtiyaçlar ve korkuların herkesin alışkanlıklarında değişikliğe yol açtığını, bunların kalıcı olmayacağını, gelip geçici olacağını, günün şartlarına uyum sağlanacağını söyledi.
Kriz ortamında mutlaka fırsatların olduğunu, bu fırsatların nasıl değerlendirileceğine odaklanmak gerektiğini anlatan Nebati, Türkiye’nin fırsatlar ülkesi olduğunu aktardı.
– “Yaklaşık 500 milyar TL'lik yapılandırmaya gidiyoruz”
Nebati, Torba Kanun'un Resmi Gazete’de yayınlandığını anımsatarak, “Yaklaşık 500 milyar TL'lik yapılandırmaya gidiyoruz. Özel sektörün, işletmelerin, gerek vergi gerek SGK ve diğer bütün enstrümanlardaki borçlarını yapılandırıyoruz.” dedi.
Nureddin Nebati, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomide katma değerli üretimi, yatırımı, nitelikli istihdamı ve ihracatı destekleyerek ülkemizin rekabetçi yapısını güçlendirmek amacıyla sanayi sicil belgesine sahip işletmelerin yatırım teşvik belgesi aranmadan imalat sanayiinde kullandıkları yeni makine ve teçhizat alımlarına yönelik 2019 yılı sonunda dolan KDV istisna süresini 2022 yılı sonuna kadar uzattık.
İmalat sektöründe gerçekleştirilen yatırımlara sağlanan ilave kurumlar vergisi desteğinin süresini 2022 yılı, bu sektörde inşaatlar için sağlanan KDV desteğinin süresini ise 2021 yılı sonuna kadar uzattık. İhracat yoluyla ülke ekonomisinin uluslararası rekabetçiliğinin artırılması amacıyla gerçek kişilerin mal ihracından elde ettikleri kazançlarının yüzde 50’sinin beyannamede bildirilen gelirden indirilmesine imkân tanıyoruz.
İstihdam politikalarını desteklemek ve işsizlikle mücadele kapsamında, 2020 yıl sonunda dolacak olan, işe alınacak her bir işçi için asgari ücret üzerinden ödenmesi gereken tüm SGK primlerinin ve vergilerin 12 ay boyunca Devlet olarak karşılanmasına yönelik teşvik düzenlemesinin süresini ihtiyaç duyulması halinde 2023 yılı sonuna kadar uzatmak üzere yetki aldık.
Kırsal mahalle veya kırsal yerleşik alan olarak belirlenen yerlerde; gelir vergisinden muaf esnaf ile basit usulde gelir vergisine tabi mükellefler tarafından bizzat işyeri olarak kullanılan bina, arsa ve araziler ile mesken amaçlı kullanılan binalar ve zirai üretimde kullanılan bina, arsa ve arazileri emlak vergisinden muaf tuttuk. Ayrıca Belediyelere ödenecek bina inşaat harcını kaldırıp diğer yükümlülüklerde yüzde 50 indirim sağladık.”
– “En iyi şekilde 2020’yi kapatmış olacağız”
Nebati, gelecek dönemin yapı taşlarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiğini, bunların hukuk, demokrasi ve ekonomide reform olduğunu söyledi.
Ülkeyi konjonktürel şartlara göre yönetmek zorunda olduklarını ifade eden Nebati, “Dünyanın etkilendiği salgın döneminde farklı enstrümanların devreye sokulduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde demokrasinin içselleştirilmesi, ekonominin kalıcı, şeffaf, güvene dayanan istikrarlı hale dönüştürülmesi, her türlü enstrümanın herkes tarafından anlaşılabilir, kullanılabilir ve ülkenin menfaatine olması hususunda ortak duyguya sahip olması, aynı zamanda hukukun bizim için asla vazgeçilmeyecek adaletin de her alanda her yerde hissedilmesi, içselleştirilmesi ve uygulanması alanında karşı karşıya kalınabilecek her türlü engelin kaldırılması konusunda Sayın Cumhurbaşkanımız çok kararlı.” diye konuştu.
Nebati, bu karar çerçevesinde piyasanın talepleri ve ülkenin gerçekleri, küresel ekonomi ile entegrasyon anlamında atılacak adımların peşi sıra atıldığını, atılmaya devam edeceğini belirterek, “Ülkenin faiz, döviz ve diğer enstrümanlardaki ilişkilerini optimal seviyede verimli bir şekilde ülkenin yararına endekslenmiş bir şekilde dönüştürülmesi ve ona uygun hareketlerin adım adım, arka arkaya gelmiş olması önem teşkil ediyor. Biz bu dönemi hep beraber en az hasarla geçireceğiz. En iyi şekilde 2020’yi kapatmış olacağız. Yeter ki inanalım yeter ki güvenelim. Bu ülkeyi yöneten irade, Sayın Cumhurbaşkanımız, ekibi, kabinesiyle ülkenin gerçekleri, küresel gerçekler ve toplumun ihtiyaçlarının bağdaştırıldığı alanlarda gerekli adımları atmaktan asla imtina etmeyecektir.” şeklinde konuştu.