Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

2021 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda63 defa okundu

kategorisinde, 18 Kas 2020 - 13:38 tarihinde yayınlandı
2021 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda

TBMM (AA) – Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "24 binden fazla birimde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanıyla ülke genelinde 8 bini aşkın noktada vatandaşlarımızın sağlığını korumak, geliştirmek için hizmet vermekteyiz. Pandemi sürecinde hasta ve temaslı takibinde aile hekimliğinin önemi daha iyi anlaşılmıştır." dedi.

Koca, Sağlık Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'ndaki sunumunda, öncelikle gündemin tüm dünyayı etkileyen pandemi olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin, artan nüfusu ile dinamik bir yapı gösterdiğini, uzayan yaşam süresiyle birlikte hızla yaşlanan bir nüfusa sahip olduğunu belirten Koca, "Hızlı kentleşme, içinde bulunduğumuz coğrafyanın göç kavşağında bulunması, yakın komşularımızdaki güvenlik sorunu gibi hususlar sağlık hizmetlerinin yaygınlığı ve sürdürülebilirliği konusunda son derece dinamik olmamızı gerektirmektedir." ifadesini kullandı.

Bakanlık olarak önceliklerinin, topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetleri olduğuna işaret eden Koca, özellikle yaşla birlikte ortaya çıkan hastalıkların, ayakta ve yataklı hasta hizmeti yanında rehabilitasyon hizmet talebinin artmasına yol açtığını dile getirdi.

Koca, temel sağlık göstergeleri iyileşme sağlarken, hastaya zamanında ulaşılması, yerinde müdahale, ihtiyaç duyulan yatak sayısının ve niteliklerinin artırılması, cihaz parkının genişletilmesi, evde sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi hizmetlerin eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektirdiğini söyledi.

Bakanlığın bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanı temel alan bir sağlık politikası izlemeye devam edeceğinin altını çizen Koca, "Amacımız tüm vatandaşlarımıza sağlık hizmetlerinin etkili, verimli ve hakkaniyete uygun bir şekilde sunulmasıdır." dedi.

Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde üniversiteler ve özel yatırımcıların rol almakla birlikte hizmetin büyük bir kısmının bakanlık teşkilatınca yürütüldüğünü anlatan Koca, 934'ü hastane, 8 bini aile sağlığı merkezi olmak üzere 14 bini aşkın sağlık kuruluşuyla hizmet verildiğini bildirdi.

Bakan Koca, 1 milyon 100 bini aşan sağlık çalışanıyla 83 milyonu aşkın kişiye hızlı ve kaliteli sağlık hizmet sunmak için uğraştıklarını aktararak "Tüm insan gücü planlamalarımıza rağmen hekim sayımızda OECD ülkelerine göre geride olduğumuzu biliyoruz. Başta hekimler olmak üzere sağlık personelinde hızlı bir artış göstermemize rağmen açığımızın bir süre daha devam edeceği anlaşılmaktadır. " diye konuştu.

-"Temel sağlık göstergelerinde önemli ilerlemeler kaydedildi"

Sağlık Bakanı Koca, sağlıklı hayat tarzının benimsendiği, herkesin sağlık hakkının korunduğu, ihtiyaç halindeki herkesin vaktinde ve kaliteli sağlık hizmetine kolayca erişebildiği bir Türkiye'ye sahip olmayı hedeflediklerini ifade etti.

Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla içindeki paya göre sağlık harcamalarının gelişmiş ülkelerin altında olmasına rağmen Türkiye'nin en kapsamlı sağlık hizmeti sunan ülke konumunda olduğunu vurgulayan Koca, sürdürülebilir bir sağlık sistemini kalıcı kılmayı amaçladıklarını belirtti.

Koca, tüm dünyadaki gibi vatandaşların sağlıklarını korumak ve iyileştirmek için harcanan kaynağın yıldan yıla artış göstermesinin bir zorunluluk olduğuna işaret etti. Koca, bu artışa rağmen OECD ülkeleriyle karşılaştırıldığında kişi başı kamu cari sağlık harcamasının düşüklüğünün bir gerçek olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin, genel sağlık sigortasının geniş kapsamına rağmen sağlık hizmetinin son derece ekonomik olarak sunulduğu tek OECD ülkesi olduğuna dikkati çeken Koca, "OECD sağlık verileri ve Avrupa Komisyonu raporlarında, Türkiye yaptığı sağlık harcamasına göre, sağlık hizmetlerinden en üst seviyede memnuniyet elde eden ülkedir. 2002'den bu yana temel sağlık göstergelerinde önemli ilerlemeler kaydedilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Koca, sağlıkta gelişmişlik endekslerinden olan anne ölüm oranının yüz bin canlı doğumda 64'ten 13,1'e, bebek ölüm hızının ise 31,5'ten 6,7'ye düştüğünü bildirdi.

Vatandaşların ortalama 6 yıl daha fazla yaşam süresine sahip olduğunu belirten Koca, yaşam süresinin uzamasının yaşlı nüfus oranını artırdığına, bunun kişi başına sağlık hizmeti maliyetini yükselttiğine dikkati çekti.

Koca, evde verilen sağlık hizmeti son dönem hastaları için palyatif bakım gibi yeni sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"2002'den sonra bebek ve beş yaş altı ölüm hızını önemli ölçüde ve olağanüstü bir hızla düşürdük. 2012'den beri çizilen plato 2016'dan itibaren başlayan yoğun gayretler sonucu yeniden düşüş eğilimine geçmiştir. Tek bebeğimizin bile önlenebilir bir sebepten kaybedilmesini istemiyoruz. Sağlık sisteminin gelişmişliğini gösteren en temel göstergelerden birisi bilindiği gibi anne ölüm oranıdır. Gebelerimizin yakın takibi, özellikle riskli gebeliklerin yönetimi ve doğumların sağlık kuruluşlarında yapılması ile annelerimizin ölüm oranını yüz binde 64'ten 13,1'e indirdik. Önlenebilir nedenle bir tek annemizin bile hayatını kaybettiği bir ülke olmak istemiyoruz."

Sağlıkta cepten yapılan harcamanın doğrudan yansıdığını ifade eden Koca, cepten yapılan sağlık harcamalarının oranı dalgalanma gösterse de genel sağlık sigortasının devreye girmesiyle vatandaşların tamamına yakınının sağlık güvencesi altına alınmasıyla bu oranın yüzde 17'ler seviyesine kadar indiğini bildirdi.

Koca, Türkiye'nin sağlıkta hızlı bir memnuniyet artışı yakaladığını, bunu kalıcı kılmak için sürekli takip ettiklerini söyledi.

– "7 bin çocuğumuzu, gelişebilecek hastalıklardan koruyoruz"

Türkiye'de sağlık hizmetlerine erişimin kolay olduğunun altını çizen Koca, bundan sonraki süreçte bir taraftan kalitenin, diğer taraftan da yeni ortaya çıkacak ihtiyaçlara yönelik sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine gayret gösterildiğini belirtti.

Sağlık Bakanlığının temel görevlerinden olan koruyucu ve temel sağlık hizmetlerinin bakanlığın her zaman önceliği olduğuna işaret eden Koca, hastalıklardan korunmaya yönelik çalışmaları sürdürürken, belirlenen standartların izlemler, denetim ve ölçümlerle, evde, okulda, iş yerlerinde, insanın olduğu tüm alanlarda sağlıkla ilgili tedbirler almaya devam ettiklerini anlattı.

Hastane dışı doğumların da büyük kısmının sağlık profesyonelleri eşliğinde gerçekleşen doğumlar olduğunu belirten Koca, "Bakanlık olarak bir yandan güvenli doğumu ön planda tutarken diğer yandan da hastanelerimizde doğumu teşvik ediyoruz. Bebeklerimizin hayata en sağlıklı şekilde başlayabilmeleri için erken tanının kritik önem taşıdığı taramaları yürütüyoruz. Ücretsiz demir ve ücretsiz D vitamini desteğini sürdürüyoruz. Bu sayede yaklaşık 7 bin çocuğumuzu, gelişebilecek hastalıklardan koruyoruz. Toplumun temel taşı olan kadınlarımızın sağlığını öncelemeye devam ediyor, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinden olumsuz etkilenmemeleri için gerekli tedbirleri alıyor, onların sağlık bilinci ile donatılması ve sağlıklı bir hayat geçirmeleri için programlarımızı titizlikle uyguluyoruz." ifadelerini kullandı.

Gebelik, doğum ve lohusalık süreçlerinde doğum ünitelerinin sunduğu sağlık hizmetlerini her açıdan geliştirmek ve normal doğumu desteklemek amacıyla anne dostu hastane sayısını her yıl artırdıklarını vurgulayan Koca, gebelerin, güvenli merkezlerde konaklamalarını ve doğumu hastanede yapmalarını sağlayan misafir anne uygulamasında yatak sayısının bin 698'den, bin 740'a çıkarıldığı bilgisini verdi.

– "Sezaryenin gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız"

Koca, hastanelerde 419 gebe okulunda ve birinci basamak hizmet birimlerinde bin 80 gebe bilgilendirme sınıfında, gebe ve eşlerine yönelik doğuma hazırlık ve danışmanlık hizmeti sunduklarını ifade ederek, "Sezaryenin kadın ve bebek sağlığını riske sokacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önleme kararlılığındayız. Bu konuda kamu hastanelerinde gelinen düzeye özel sektör ve üniversite hastanelerinde de ulaşmayı amaçlıyoruz. Tüm çabalarımıza rağmen sezaryen oranlarını düşürmede yeterince başarılı olamadık." dedi.

Bağışıklama çalışmalarıyla aşı ile önlenebilir hastalıklardan korunmada ve hastalık yükünün azaltılmasında en önemli etken olduğuna dikkati çeken Koca, Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde, 13 antijenle Türkiye'nin, en geniş bağışıklama programını uygulayan ülkeler arasında olduğunu söyledi.

Fahrettin Koca, yıllık 1 milyon 200 bin civarında çocuğun doğduğunu ve nüfus büyüklüğüne göre aşılama başarısı en yüksek olan ülkelerin başında Türkiye'nin geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"24 binden fazla birimde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı ile ülke genelinde 8 bini aşkın noktada vatandaşlarımızın sağlığını korumak ve geliştirmek için hizmet vermekteyiz. Pandemi sürecinde hasta ve temaslı takibinde aile hekimliğinin önemi daha iyi anlaşılmıştır. Sağlıklı hayat merkezi sayımızı 2020 Ekim itibarıyla 207'ye çıkardık. Aile hekimlerimizin hizmet alanını güçlendirecek olan bu merkezler, geçmişte sadece hastanelerde verilen hizmetlerin daha yaygın bir şekilde verilebilmesine imkan tanıyor."

– "Yüzde 34 obezite sıklığı bulunuyor"

Koca, toplum sağlığını tehdit eden en önemli sağlık risklerinden biri olan obeziteyle mücadeleyi sürdürdüklerini, yüzde 34 gibi yüksek bir obezite sıklığı bulunduğunu, yıllar içindeki artış hızı yavaşlama eğiliminde olsa da artmaya devam ettiğini bildirdi.

Obezite merkezlerinin sayısını 2021'de 140'a çıkarmayı hedeflediklerinin altını çizen Koca, 2025'e kadar obezite ve diyabet artışının durdurulması küresel hedefi doğrultusunda, Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı'nı uygulamaya devam edeceklerini söyledi.

El hijyeninin pandemiden korunmada önemli olduğu gibi sağlık kuruluşlarında enfeksiyonların önlenmesi için de büyük önem taşıdığını vurgulayan Koca, bu konuyu hassasiyetle takip ettiklerini dile getirdi.

İçme-kullanma sularının kontrolü için şebeke sularının Coğrafi Bilgi Sistemi üzerinden ulaşılmadık nokta kalmayacak şekilde elektronik takibini yaptıklarını belirten Koca, "Toplu Beslenme Sistemleri (Toplu Tüketim Yerleri) için Ulusal Menü Planlama ve Uygulama Rehberi ile işyerleri, kurumlar, okullar, çocuk ve huzurevleri, hastaneler ve cezaevleri gibi toplu beslenme yapılan yerler için gramajları belirlenmiş, örnek menülerle önemli bir boşluğu doldurmuştur. Vatandaşlarımızın sağlıklı beslenme çabalarına destek olmak, obezite ve bulaşıcı olmayan hastalıklarla mücadelede destek sağlamak için tuz ve şeker azaltma programlarımızı yürütmeye devam ediyoruz. Fiziksel aktiviteyi destekleyici çevre oluşturma çalışmalarına devam ediyoruz." bilgilerini paylaştı.

– "1 milyon 172 bin vatandaş ücretsiz ilaç imkanından yararlandı"

Koca, tütünle kararlı mücadele politikalarında iniş trendinin yakalanmasına rağmen istenen düzeye gelinemediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Her yıl artan sayıda denetim yapıyor olmamıza rağmen 2020 yılında yaşadığımız pandemi nedeniyle denetim sayısında bir azalma gerçekleşmiştir. İçişleri Bakanlığımızın destekleriyle bin 500 denetim ekibimizde sabit kolluk personeli yer almaya başladı, bundan sonraki süreçte denetim ekiplerimizde polis ve jandarma kuvvetlerinin daimi olarak yer almalarını sağlayacağız. Sigara içenlere bu bağımlılıktan kurtulmaları için ALO 171 sigara bırakma danışma hattı ve sigara bırakma polikliniklerimizle destek oluyoruz. Bugün itibarıyla faaliyet gösteren sigara bırakma polikliniği sayısı 721'e ulaştı. Ücretsiz ilaç imkanımızdan ise şimdiye kadar 1 milyon 172 bin vatandaşımız faydalandı. ALO 191 Uyuşturucu İle Mücadele Danışma ve Destek Hattımızla bugüne kadar 275 bin kişiye hizmet verdik. Bu süreçte tedavi merkezlerinin sayı ve kapasitesini artırdık. 2014 yılında 21 ilde 30 adet tedavi merkezimiz varken, bu sayıyı 76 ilimizde 129 merkeze çıkardık."

Sağlık Bakanı Koca, toplumun ruh sağlığının korunmasını ve geliştirilmesine yönelik olarak çok sayıda programla hizmetlerini sürdürdüklerini, Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Eylem Planını uygulamaya başladıklarını ifade etti.

Kanserde erken tanının kıymetinin bilinciyle kanser tarama hizmetlerini yürüttüklerini anlatan Koca, "2020 yılında Kovid-19 yoğunluğuna bağlı olarak tarama sayıları azalmakla birlikte 2020 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 3 milyon vatandaşımız tarama hizmetlerinden yararlanmıştır. 658 mobil sağlık ekibiyle belde, köy, mezra ve uzak mahallelerde yaşayanların koruyucu sağlık hizmetlerine erişilebilirliğini kolaylaştırıyoruz." dedi.

Koca, Türkiye genelinde kullanılmaya başlanan Bulaşıcı Hastalık Sürveyans ve Erken Uyarı Sistemi (İZCİ) ile bulaşıcı hastalık sürveyansı ve salgınların erken uyarısına yönelik teknik alt yapının güçlendirildiğini, bildirim oranının yüzde 95'e ulaştığını vurguladı.

Bakan Koca, tüberküloz hastalığıyla mücadelenin sürdürüldüğüne, yıllık tüberküloz sıklığı açısından Türkiye'nin, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi ortalamalarından daha iyi durumda olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin sığınma durumunda kalan geçici koruma altındaki misafirlere 29 ilde, 175 Göçmen Sağlığı Merkezinde, 791 sağlık ekibi ile hizmet verildiğini anımsatan Koca, "İhtiyaçlar çerçevesinde insani sorumluluğumuzu yerine getirmeye devam edeceğiz. Hudut ve Sahiller Sağlık Hizmetleri kapsamında halk sağlığı risklerinin ülkemize girmesini önlemek amacıyla uluslararası giriş noktalarında gerekli her türlü sağlık tedbirini alıyoruz. Yurt dışına giden kişilere verilen seyahat sağlığı hizmetini yaygınlaştırıyoruz. Türk ve yabancı gemi adamlarını uluslararası standartlara uygun sertifikalandırıyoruz." bilgisini verdi.

Koca, 2021 yılı merkezi yönetim bütçesinde koruyucu sağlık hizmetleri için ayırılan kaynağın 2020 yılına göre yüzde 24,1 artırarak 19 milyar TL'ye çıkarıldığını bildirdi.

-"Ambulans sayımızı gelecek yıl 6 bin 340’a çıkarmayı hedefliyoruz"

Sağlık Bakanlığının ekip ve ekipman olarak afet ve acil durumlara hazır ve dünya standartlarında hizmet sunduğuna dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizin tamamını kapsayan Acil Sağlık Hizmetleri organizasyonu kurduk. 2020 yılı içerisinde 5,5 milyona yakın vatandaşımıza ambulanslarımızla müdahale ederek sağlık tesislerimize naklini gerçekleştirdik. 5 bin 930 olan ambulans sayımızı 2021 yılında 6 bin 340’a çıkarmayı hedefliyoruz. Standart ambulanslarımızın ulaşamadığı vakalara motosikletli ekiplerle müdahale ediyoruz. 2002 yılından bu zamana kadar ambulans başına düşen nüfusu 107 binden 14 bine indirerek vatandaşımıza daha etkili acil sağlık hizmeti vermeyi başardık. Önümüzdeki yıl yeni açacağımız istasyonlarla 112 istasyon sayısını 3 bin 100'e çıkaracağız. 2020 yılı içinde 17 helikopter ambulans ve 3 uçak ambulans ile hizmet vermekteyiz. 2008 yılından 2020 yılı Ekim ayına kadar hava ambulansları ile yaklaşık 49 bin vakanın naklini gerçekleştirdik. Çeşitli bölgelerde hizmet veren 6 deniz bot ambulansımız ile yaklaşık 23 bin vakanın naklini gerçekleştirdik. Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekatları kapsamında UMKE ve acil sağlık personelimiz triyaj destek merkezlerimiz ve ambulanslarımızla 24 saat esasına göre kesintisiz hizmet vermiştir. 23 Eylül 2020'de Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerimiz ile Seyyar Hastane Sistemimizin, Dünya Sağlık Örgütü tarafından uluslararası standartlarda (EMT Tip-2) olduğu tescil edilmiştir."

– "Aile hekimliği uygulamasını güçlendireceğiz"

Somali'nin başkenti Mogadişu'da yaşanan terör saldırısında, Beyrut Limanı'nda yaşanan patlama sonrasında Ulusal Medikal Kurtarma Ekiplerinin görev aldığını hatırlatan Koca, acil yardım ve UMKE ekiplerinin bu yıl içerisinde yaşanan başta Elazığ Sivrice depremi olmak üzere, çeşitli afet ve kazalarda olay mahalline erkenden ulaşarak hizmet verdiğini söyledi.

Bakan Koca, İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaşanılan deprem sonrasında bölgede 2 helikopter ambulans, 171 acil yardım ambulansı, 68 UMKE aracı, 335 UMKE personeli, 35 adet acil müdahale ünitesi, 3 mobil komuta aracı toplam 917 sağlık personeli ile arama, kurtarma ve acil sağlık hizmetleri yürütüldüğünü anlattı.

Koca, poliklinik ve acil servislerin nitelikli hizmet vermesinden, nitelikli yatak sayısının artırılmasına, acil servislerdeki yoğunluğun azaltılmasından, hasta ve çalışan memnuniyetinin artırılmasına kullanılan ilaç, malzeme ve cihazların 10 yerlileştirilmesine kadar, birçok alanda Türkiye'nin daha iyi bir noktaya gelmesini hedeflediklerini dile getirdi.

Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasının kişi başı hekime müracaat sayısını 3 kata yakın artırdığına dikkati çeken Fahrettin Koca, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonraki süreçte de hedefimiz aile hekimliği uygulamasını güçlendirerek, ikinci ve üçüncü basamağa gereksiz başvuru sayısını azaltmaktır. Hastanelerimizde büyük oranda koğuş tipi odalardan, hasta mahremiyetinin daha korunaklı olduğu tek ve iki kişilik, tuvalet ve banyosu bulunan nitelikli odalara geçtik. Yoğun bakım üniteleri hızlı şekilde artarak önemli sayılara erişmiştir.

Pandemi mücadelesinde yoğun bakım yataklarının önemi bir kez daha anlaşıldı. Yaşamı tehdit eden sağlık sorunları nedeniyle uzun süreli tıbbi bakım ihtiyacı bulunan hastalarımızın için Palyatif Bakım merkezlerini çoğaltıyoruz. Türk Ceza Kanunu'nun 57'nci maddesinde yer alan yüksek güvenlikli sağlık birimleri bakanlığımıza bağlı sağlık tesisleri bünyesinde açılmaktadır. Bu kapsamdaki hastalara bilirkişilik, koruma, tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri verilmektedir. Yanık yatağı kapasitemizi 18 yılda 16 kat artırarak toplamda 569 yatağa ulaştık. Ağız ve diş sağlığı teşhis ve tedavi hizmetlerinin erişilebilirliğini ve etkinliğini artırıyoruz. Yatağa bağımlı hastalara, evde tıbbi bakım hizmeti sunarak devletimizin şefkatli elini uzatıyoruz. Böylece hastane sonrasında da hastalarımızı yakından takip ediyor ve sağlık hizmetinin sürekliliğini sağlıyoruz."

Sağlık hizmeti alanında hizmet alanının genişleterek erişiminin kolaylaştırıldığını ifade eden Koca, şunları kaydetti:

"Yüksek teknolojiye sahip tıbbi cihaz kapasitemizi hizmet ihtiyaçları kapsamında geliştiriyoruz. Sağlık personelinin deneyimini arttırmak ve meslek içi eğitimini pekiştirmek amacıyla Multidisipliner Simülasyon Destekli Sağlık Eğitim ve Uygulama merkezlerinin kurulması ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda İzmir Urla Uluslararası Acil-Afet Eğitim ve Simülasyon Merkezi açılmıştır. İzmir'de S.B.Ü. Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Simülasyon Destekli Hastane Eczacılığı Eğitim ve Uygulama Merkezinin kurulumu tamamlanmıştır. Sık tüketilen, satın alma ve iş gücünün büyük kısmını oluşturan tıbbi malzemelerin temininin kolaylaştırılması ve tüketimde yerlilik oranını artırmak amacıyla Devlet Malzeme Ofisi ile birlikte Sağlık Marketi hayata geçirdik. Pandemi döneminde koruyucu malzeme, kit ve ilaçların hızlı temininde bu modelimizin yararını gördük."

(Sürecek)

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ