BİNGÖL (AA) – Bingöl Üniversitesi öğretim üyelerinin yaptığı araştırmada, Türkiye'de 150 yıldır görülemeyen bitki türünün bulunduğu bildirildi.
Üniversiteden yapılan açıklamada, izine 150 yıldır rastlanmayan, bu nedenle Türkiye’deki botanikçilerin "Kayıp Boğumcuk" olarak adlandırdığı Micromeria (Boğumlu Çay) cinsine ait "Micromeria cymuligera" bitkisinin, Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lütfi Behçet'in yürüttüğü, "Çapakçur Vadisi’nin Florası (Bingöl)" başlıklı proje çalışmaları esnasında bulunduğu belirtildi.
Projenin, Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı" kapsamında pilot üniversite olan Bingöl Üniversitesi bünyesinde kurulan Pilot Üniversite Koordinasyon Merkez Birimi (PKİOM) tarafından desteklendiği ifade edilen açıklamada, görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Behçet, Bingöl kırsalında bulduğu "Kayıp Boğumcuk"un yayılışının sadece Türkiye’de olduğunu aktardı.
Söz konusu bitkinin Micromeria, Lamiaceae (Ballıbabagiller) familyasına ait bir cins olduğunu belirten Behçet, şunları kaydetti:
"Bu cinsin Türkiye’de 8 türünün yayılışı bilinmektedir. Bu türlerden biri de Pierre Edmond Boissier ve Heinrich Carl Haussknecht tarafından Türkiye’den (Berit Dağı-Maraş) toplanıp 1879 yılında yayımlanan 'Micromeria cymuligera Boiss' türüdür. Bu tür, yayılışı sadece Türkiye’de (Türkiye’ye endemik) olan tek yıllık bir bitkidir. Ancak yaklaşık 150 yıldır Türkiye’de herhangi bir yerde bulunamadığı için bu bitkiye botanikçilerimiz 'Kayıp Boğumcuk' ismini vermişlerdir. Kekik türleri ailesinden ve tek yıllık olan bu türün ıslahı ve kültüre alınması konuları üzerinde çalışmaların yapılması gerekir. Avrupalı bazı bilim adamları bu bitkiye yoğun ilgi göstermektedir ve bitki hakkında bazı çalışmalar yapıp yayımlamışlardır."
Behçet, söz konusu bitkinin yabancı bilim adamlarınca Türkiye'den alınarak incelendiğini aktararak, Kayıp Boğumcuğun 2018 yılında Çapakçur Vadisi’nde zengin bir popülasyonunu bularak türün Bingöl'de yayılışı ile ilgili bir çalışmayı 2019 yılında yayımladıklarını, bu yıl da bu bitkiye ait yine Bingöl'den fakat farklı bir bölgeden bazı numuneler topladıklarını bildirdi.
Bu konuda Kalkınma ve İhtisaslaşma Programı'nın kendileri için büyük ve önemli bir fırsat olduğunu, yeni bitkileri ve Bingöl'ün zenginliklerini ortaya koyduklarını belirten Behçet, programı destekleyen başta Rektör Prof. Dr. İbrahim Çapak olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür ettiğini ifade etti.