Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Kesi ve yara izi olmadan böbrek taşları çıkarılabiliyor78 defa okundu

kategorisinde, 22 Eyl 2020 - 11:10 tarihinde yayınlandı
Kesi ve yara izi olmadan böbrek taşları çıkarılabiliyor

İSTANBUL (AA) – Türkiye İş Bankası iştiraki Bayındır İçerenköy Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayfun Gürpınar, “Teknolojinin ilerlemesiyle böbrek taşı cerrahisinde birçok faydalı yöntem geliştirildi. Üreterorenoskop cihazı ile kesi yapılmadan, yara izi olmadan büyük böbrek taşları dahi çıkarılabilir.” ifadelerini kullandı.

Bayındır İçerenköy Hastanesi'nden yapılan açıklamaya göre, kişilerin yaşamını olumsuz etkileyen, dayanılmayacak sancılara sebep olan böbrek taşının tedavisi, gelişen teknolojiler sayesinde çok daha kolay hale geliyor.

Böbrekler, yaşamın devam edebilmesi için atık maddelerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Temizlenen kan daha sonra vücuda geri aktarılırken, atık ürünler ise idrar yolu ile vücuttan atılıyor. Kanın temizlenmesi esnasında mineral ve tuzlardan oluşan tortular böbrek taşlarını oluşturabiliyor.

Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha yaygın olarak görülen bu hastalık, tekrarlama eğilimi gösterebiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Tayfun Gürpınar, böbrek taşının tedavisinde birçok cerrahi ve cerrahi dışı yöntemler kullanıldığını belirterek, şunları kaydetti:

“Teknolojinin ilerlemesi, böbrek taşı cerrahisinde birçok faydalı yöntemin ortaya çıkmasını sağladı. Üreterorenoskop vücutta herhangi bir kesi yapılmadan, idrar yollarından girilerek böbreğin idrarı toplayan kısmını ve idrarı böbrekten mesaneye taşıyan organ olan üreterin içini gösteren bir endoskopik cihazdır. Operasyonda taşın yerine ve özelliklerine uygun üreterorenoskop kullanılıyor.

Üreter veya böbrekteki taşlara ulaşılıp, taşlar lazer cihazı ile toz haline getiriliyor veya parçalara ayrılıyor, taş basketleri ve yakalama cihazları ile vücut dışına alınıyor. Lazer teknolojisindeki gelişmeler ile de çok sert taşların bile vücut içerisinde güvenli bir şekilde kırılması sağlanıyor. Yapılan işleme bağlı olarak bazı operasyonlardan sonra hastalara geçici stentler (double J stent) takılıyor. Bu stentler taş parçalarının düşmesini kolaylaştırarak, böbrek fonksiyonlarının korunmasını ve operasyon sahasının iyileşmesini sağlıyor.”

– Flexible üreteroskopi yönteminin avantajları

Gürpınar, üreterorenoskopi ile üreter taşlarının tedavisinde yüksek başarı oranları söz konusu olduğunu aktararak, “ESWL (vücut dışından şok dalgası ile taş kırma cihazı) yöntemi ile kıyaslandığında üreterorenoskopi daha kısa süreli bir tedavi ve yüksek taştan temizlenme oranları sunuyor. Flexible üreterorenoskoplar bükülebilir özellikleri ile böbrek içerisindeki bütün taşlara ulaşmayı olanaklı kılıyor. Taş volümünün çok fazla olduğu olgularda üreterorenoskopi perkütan renal cerrahi ile birlikte de uygulanabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Taşların tedavisinde taşın sertliği, büyüklüğü, yeri ve hastaya ait özelliklerin tedavi başarısını etkileyen en önemli faktör olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tayfun Gürpınar, “Üreterorenoskop yöntemi gebelerde, çocuklarda, aşırı obez hastalarda, kanama diatezli veya böbrek anomalisi olan hastalarda da başarı ile kullanılmaktadır. Düşük dereceli ve yüzeyel üriner sistem tümörleri de üreterorenoskopi ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Üreterorenoskopi sonrası hastanede kalış süresi kısadır, bu operasyonda vücut bütünlüğü korunur ve hasta normal yaşamına süratle döner.” ifadelerini kullandı.

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ