KIRKLARELİ (AA) – ÖZGÜN TİRAN – Kırklareli'nde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin yaşandığı gece cami minaresinden sela okuyup halkı direnişe çağırması üzerine bir grup tarafından darbedilerek ayağı kırılan emekli imam Kadir Altıntaş, aradan 4 yıl geçse de o gece yaşananları unutamıyor.
Altıntaş, darbe girişimin yaşandığı gece Babaeski ilçesine bağlı Büyükmandıra beldesindeki Kanarya Camisi'ne giderek, sela okudu, ardından halkı direnişe davet etti.
Bu sırada camiye giren bir grup tarafından sopalarla darbedilen Altıntaş'ın sağ ayağı kırıldı.
Hastanedeki tedavisinin ardından yeniden görevine dönmek isteyen Altıntaş, ayaklarında oluşan sağlık sorunları nedeniyle 2017 yılında çok sevdiği mesleğinden emekliliğe ayrılmak zorunda kaldı.
Altıntaş, darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen yaşadığı olayı unutamıyor.
– "Allah'tan başka kimseden korkum yok"
Altıntaş, AA muhabirine, 15 Temmuz hain darbe girişimin yaşandığı gece 02.00 sıralarında sela okumak için görev yaptığı camiye gittiğini söyledi.
Selayı bitirdiği ve "okuduğumuz sela şehitlerimizin ruhuna, vatanımızın birliğinin bölünmemesi için'' dediği anda 25-30 kişilik kalabalık bir grubun camiye girdiğini anlatan Altıntaş, bu kişilerin kendisini darbederek camideki kitaplara zarar verdiklerini aktardı.
Zanlıların hakaretlerde bulunduklarını kaydeden Altıntaş, "Bunlar başladılar dinime, imanıma, Allah'ıma, kitabıma, peygamberime, Cumhurbaşkanına hakaretlerde bulunmaya. Kimisi dolapları yıkıyordu, Kur'an-ı Kerimler yere döküldü. 'Yapmayın etmeyin benim Allah'ım sizin de Allah'ınız, benim kitabım, sizin de kitabınız, benim peygamberim sizin de peygamberiniz, benim Cumhurbaşkanım sizin de Cumhurbaşkanınız, ben emir kuluyum. Bana 'oku' dendi ben de çıktım okudum' dedim. 'Okumayacaksın' dediler ve sinkafta bulundular eşim hakkında, annem hakkında, benim hakkımda bir sürü kelimeler söylediler. Ne yapabilirsin orada." diye konuştu.
Altıntaş, olaylar sırasında ayak bileğinin kırılmasının ardından eve giderek, kendisini kilitlediğini ifade etti.
Sabah ezanı vaktinde cami bahçesine merdiven koyarak içeriye girdiğini ve caminin kapılarını kilitleyerek ezanını okuduğunu anlatan Altıntaş, şöyle konuştu:
"Daha sonra eşim eve gelip beni görünce bayıldı. Zaten şeker hastası. Küçük oğluma telefon açmış, beni Babaeski Devlet Hastanesine götürdüler. Film çekildi ayağımın bilekten kırık olduğunu söyleyerek alçıya aldılar.
Beni tehdit ettiler 'Bunları mahkemeye verme, burada yaşayamazsın, sana huzur vermezler' diye.
Benim Allah'tan başka kimseden korkum yok. Arkamda devletim var. Onlara sığınıyorum, Allah'a sığınıyorum ve vazgeçmedim. Ama huzurum bozuldu, stresten, evhamdan eşim rahatsızlandı. Tehditlerden dolayı telefonları iptal ettirdim."
Altıntaş, ayağını kıran kişilerin barışmak için kendisine aracı gönderdiklerini vurgulayarak, "Ben affetsem de devletin kamu görevlisiyim, bu sefer devletim affetmez onları. Ben niye edeyim. Ne işiniz vardı camide, niye girdiniz camiye, neden benim anama, avradıma, Allah'ıma, Peygamberime doğacak zürriyetime küfrediyorsunuz ne suçu var. Cumhurbaşkanının ne suçu vardı ya. Diyanetin ne suçu var. Ben bir emir kuluyum. Ben onlara sığınırım, sonra Allah'ıma sığınırım. Mahkeme başladı ifadelerimizi verdik. Mahkeme devam ediyor."
15 Temmuz'da ölümü göze alarak görevini yapmaya çalıştığını, yine görev verilse hiç kuşkusuz görevini yerine getirmek için mücadele edeceğini anlatan Altıntaş, "Allah'a bir can borcum var. Onu da veririm. Yine gider okurum. Sela okudum diye canımı alacaklarsa alsınlar. Keşke o gece beni sela yüzünden, Cumhurbaşkanımız yüzünden şehit etselerdi razıydım. Keşke şehit olsaydım ama bu küfürler olmasaydı. Küfürler edilmesi beni çok kahretti, çok üzüldüm. Yapmamaları gerekirdi." ifadelerini kullandı.