Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Bir şehit veren, üç gazisi olan Pilavcı ailesi 15 Temmuz gecesini unutmuyor121 defa okundu

kategorisinde, 14 Tem 2020 - 11:58 tarihinde yayınlandı
Bir şehit veren, üç gazisi olan Pilavcı ailesi 15 Temmuz gecesini unutmuyor

ANKARA (AA) – AYKUT KARADAĞ – Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında, bir şehit veren ve üç de gazisi bulunan Pilavcı ailesi, vatan için sergiledikleri kahramanlığın gururunu yaşıyor.

15 Temmuz gecesi Volkan Pilavcı, kardeşi Erkan, yeğeni Elif ve amcasının oğlu Hacı Pilavcı, ellerindeki Türk bayraklarıyla darbecilere karşı durmak için Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne doğru yola çıktı.

Külliye'ye vardıklarında helikopterden açılan ateş sonucu Volkan Pilavcı şehit, kardeşi, yeğeni ve amcasının oğlu gazi oldu.

Vatan, demokrasi ve milli irade için verdikleri mücadelenin onurunu yaşayan şehit ve gazi annesi Neziha Pilavcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şehit olan oğlu Volkan Pilavcı'nın çok hayırlı bir evlat, eşine ve çocuklarına da çok düşkün biri olduğunu söyledi.

Mertebelerin en büyüğüne ulaşan oğlunun acısını dün gibi yaşadığını dile getiren Pilavcı, o karanlık geceyi şöyle anlattı:

"Kırıkkale'de kaynımın oğlunun düğünü vardı. Volkanlar da gelecekti. Babasını aramış, 'Baba darbe oluyor, biz sokağa çıkalım mı?' diye sormuş. Babası da 'Çıkın tabii oğlum' dedikten sonra çıkmışlar. Bir süre sonra eşim sürekli aradı ama ulaşamadı. En sonunda torunumuza ulaştık. Torunumuz, "Dede duymadın mı? Dayılarım vuruldu." deyince hemen hastaneye doğru yola çıktık. Yol boyunca bombalar atılıyordu. Hastaneye vardığımızda kimse Volkanımı daha bulamamış. Oğlum şehit olmuş morga koymuşlar. Kızımın kucağında şehit olmuş. Volkan'ın kimliği yokmuş üzerinde. Morgun önüne şehitlerin fotoğraflarını koymuşlar oradan tanımışlar. Diğer oğlum da ağır yaralı yoğun bakımda yatıyordu. O gün, çok acı bir gündü. Hiç unutamıyorum. Çok büyük bir acı. Hem gururu var hem de acısı var."

Pilavcı, "Şehit evladımın iki çocuğu vardı. Biri 5 diğeri 9 yaşındaydı. Ben de üzüntüden kanser oldum. Kemoterapi tedavisi görüyorum. Şehit anası olmanın gururu olmasa bu acıya dayanamazdım. O gün Ankara'da olsaydık biz de giderdik. Benim oğlum vatan sevgisiyle yanıp tutuşuyordu." diye konuştu.

– "Uyuma Ankara uyuma, uyursan bir daha uyanamazsın"

Gazi Erkan Pilavcı da abisinin o gece çok farklı bir ruh halinde olduğunu söyledi. Sokağa çıktıklarında abisinin bütün mahalleliyi sokağa çıkarmak için uğraştığını gördüğünü dile getiren Pilavcı, "Abim sokağa çıktığında avazının çıktığı kadar bağırıyordu. 'Uyuma Ankara uyuma, uyursan bir daha uyanamazsın' diyerek yürüyordu. Sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla da evdeki 6 kişi ile arabaya binerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne oraya doğru yola çıktık. Abim sürekli kimseye güvenemeyeceğimizi Binali Yıldırım veya Cumhurbaşkanımız ne derse onu yapacağımızı bizlere tembihliyordu." ifadelerini kullandı.

Külliye'ye önüne geldiklerinde ise insanlarda korku ve endişenin hakim olduğunu gözlemlediğini aktaran Pilavcı, şöyle devam etti:

"Geriye çekilenler oluyordu. Çünkü biz gelmeden önce orada üç kişiyi vurmuşlar. Amcamın oğlu Hacı Pilavcı, ablam ve çocuklarıyla arabayı uygun bir yere çekmek için gittiler. Abimle biz de yürüyerek Külliye'ye doğru devam ettik. İkimizin sırtında da Türk bayrağı vardı. İnsanların korkup geri çekildiğini gördük. Abim geri dönenleri 'Gitmeyin' diye azarlıyordu. İnsanları geri toparladıktan sonra FETÖ'cülere doğru tekrar yöneldik. O sırada abim bana 'Sakın korkma, bunlar gerçekten Türk askeriyse bize ateş etmezler. Sırtındaki Türk bayrağını öne çek' dedi."

Abisinin uyarılarından sonra sırtındaki Türk bayrağını önüne çeken Pilavcı, hain darbecilerin kurşunuyla akciğerinden vurulduğunu belirterek, şunları anlattı:

"Türk bayraklarını sırtımızdan önümüze aldık. Biz ilerledikçe ateş etmeye başladılar. O sırada geri çekilmedim. Tam aksine FETÖ'cülere doğru koşmaya başladım. Çevremde kimse yoktu. Anons geçmeye başladılar geri çekilmem konusunda. Ben durmayınca taramaya başladılar. Bana denk gelmeyince acaba abime birşey oldu mu düşüncesiyle geriye döndüğüm sırada sağ akciğerimden vuruldum. Yüzüstü devrilince her yerim kan oldu. Nefes alamıyordum. Vücudumda 52-53 tane şarapnel parçası kaldı, çıkaramadılar."

O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'nın "Gücün üstüne güç vardır." sözünden ilham ve güç aldığını ifade eden Pilavcı, şunları kaydetti:

"Ben şuna çok inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği çok güzel bir söz var. 'Gücün üstünde güç vardır' der. Allah'ın evi olan Kabe'yi yıkmaya gelen Ebrehe, fil ordusuyla geldiğinde Allah'ın da bir hesabı vardı. Allah Ebabil kuşlarını gönderip Kabe'sini korudu ve Ebrehe ordusunu helak etti. Bizler, bu ülkenin Ebabil kuşlarıyız. Ülkemize çirkin söz söylenirse, Sayın Cumhurbaşkanımızın kılına zarar gelirse bizler Ebabil kuşu olur, düşmanın üzerine yağarız."

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ