Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Dünya Nüfus Günü'nde Türkiye verileri (1)74 defa okundu

kategorisinde, 06 Tem 2020 - 16:10 tarihinde yayınlandı
Dünya Nüfus Günü'nde Türkiye verileri (1)

ANKARA (AA) – Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından 2020 yılı Dünya Nüfus Günü'nün teması olarak belirlenen "Kovid-19'u frenlemek: Şimdi kadınların ve kız çocuklarının sağlıkları ve hakları nasıl korunabilir?" mesajı çerçevesinde, Türkiye'deki söz konusu grupların mevcut durumlarına ilişkin verileri açıkladı.

TÜİK'in Dünya Nüfus Günü bültenine göre, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından, 1989 yılında dünya nüfusunun 5 milyar insana ulaştığı tarih olan 11 Temmuz 1987, "Dünya Nüfus Günü" olarak kabul edildi. Bu özel günde UNFPA tarafından her yıl nüfusun önemli konularını ele alan bir tema belirlenirken bu temaya ilişkin farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapılıyor.

UNFPA'ya göre, son yüzyılın en büyük küresel sağlık sorunu olan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını dünyadaki tüm insanları, özellikle de "kırılgan nüfus" olarak tanımlanan grupların sağlığını tehdit ediyor ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini şiddetlendiriyor. Salgın, üreme sağlığını, haklarını ve üreme sağlığı hizmetlerine kesintisiz erişimi olumsuz etkilerken daha fazla sayıda kadın ve kız çocuğu, ailelerini planlama ve sağlıklarını koruma yeteneğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor.

Bu doğrultuda UNFPA tarafından 2020 yılı Dünya Nüfus Günü teması olarak "Kovid-19'u frenlemek: Şimdi kadınların ve kız çocuklarının sağlıkları ve hakları nasıl korunabilir?" temasının vurgulanmasına karar verildi.

Söz konusu grupların mevcut durumlarına yönelik en güncel temel istatistiklerin ortaya konulması amacıyla TÜİK, yayımladığı haber bülteninde doğum, evlenme ve toplumsal cinsiyet istatistikleri konusunda temel bilgilere yer verdi.

– Türkiye'deki doğurganlık oranı nüfus yenilenme düzeyinin altında

Bir kadının 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade eden toplam doğurganlık hızı, Türkiye'de 2001 yılında 2,38 çocuk iken 2019 yılında 1,88 çocuk olarak gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca doğurabileceği ortalama çocuk sayısı 2019 yılında 1,88 oldu. Bu durum doğurganlığın, nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10'un altında kaldığını gösteriyor.

Toplam doğurganlık hızının en yüksek olduğu il 2019 yılında 3,89 çocuk ile Şanlıurfa oldu. Bu ili 3,37 çocuk ile Şırnak, 3,16 çocuk ile Ağrı ve 3,15 çocuk ile Muş izledi. Toplam doğurganlık hızının en düşük olduğu il ise 1,33 çocuk ile Gümüşhane oldu. Bu ili 1,34 çocuk ile Kütahya ve Edirne takip etti.

Toplam doğurganlık hızının Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde ortalaması 1,56 çocuk olurken, Türkiye'nin toplam doğurganlık hızının geçen yıl itibarıyla AB üyesi statüsünde bulunan 28 ülkenin toplam doğurganlık hızlarından daha yüksek olduğu görüldü.

AB üyesi ülkelerin toplam doğurganlık hızları incelendiğinde, 2018 yılında en yüksek toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin 1,88 çocukla Fransa olduğu, en düşük toplam doğurganlık hızına sahip olan ülkenin ise 1,23 çocukla Malta olduğu tespit edildi.

Belli bir yaş grubunda 1000 kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade eden yaşa özel doğurganlık hızı incelendiğinde, 2001 yılında en yüksek yaşa özel doğurganlık hızı binde 144 ile 20-24 yaş grubunda iken 2019 yılında binde 122 ile 25-29 yaş grubunda kaydedildi. Bu durum, doğurganlığın kadının daha ileri yaşlarında gerçekleştiğini gösterdi.

– 15-19 yaş grubundaki her 1000 kadın başına 17 doğum

Türkiye'de 15-19 yaş grubunda 1000 kadın başına düşen ortalama canlı doğan çocuk sayısını ifade eden adölesan doğurganlık hızı da 2001 yılında binde 49 iken 2019'da binde 17'ye düştü. Diğer bir ifadeyle 2019 yılında 15-19 yaş grubundaki her 1000 kadın başına 17 doğum düştü.

Adölesan doğurganlık hızının AB'ye üye ülkelerde ortalaması binde 9 oldu.

AB üyesi ülkelerin adölesan doğurganlık hızları incelendiğinde, 2018 yılında en yüksek adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke binde 39 ile Bulgaristan, en düşük adölesan doğurganlık hızının olduğu ülke ise binde 2 ile Danimarka oldu. Adölesan doğurganlık hızı 2018 yılında binde 19 olan Türkiye, AB üyesi 11 ülke ile beraber Birlik ortalamasının üzerinde yer aldı.

(Sürecek)

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ