TBMM (AA) – Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, 3 milletvekilinin, vekilliklerinin düşürülmesine yönelik fezlekelerin okutulmasının, usule uygun olmadığı iddiasına ilişkin, "Geçen oturumda yapılan bilgiye sunma işlemi, görüşmeli bir işlem değildir. Bilgiye sunma işlemi başladıktan sonra işlem bitene kadar çıkarılan gürültüler, işlemin engellenmesine yöneliktir." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları'nın, milletvekilliklerinin dürülmesine yönelik fezlekelerin okutulmasının ardından CHP ve HDP grup başkanvekilleri yerlerinden söz aldı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, fezlekelerin bugünkü birleşimde okunacak olmasından AK Partili milletvekillerinin haberdar olmadığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla okutulduğunu savundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan ise, bugün demokrasi tarihi, anayasa ve parlamento teamülleri çerçevesinde tarihe not düşülecek kararlar alındığını ifade ederek, "Hukukun gereği, anayasanın gereği yapılmıştır ancak tarih nezdinde de milletimizin ve medeniyetimizin yargılaması devam edecek, millet nezdinde çok daha büyük mahkumiyetlere düçar olarak sandığa gömülecektir bu zihniyet." diye konuştu.
CHP'li Altay, Özkan'ın sözlerine, "Bugünkü iş hukuki ise, kamu vicdanında, sizin vicdanınızda, hukuk normlarında bir karşılığı, müspetliği varsa; bu fezleke geleli iki yıl oldu, siz iki senedir niye hukuku çiğnediniz?" karşılığını verdi.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç da "Sayın Cahit Özkan, hukuktan bahsediyorsunuz. Sizin hukukunuz, Burhan Kuzu hukukudur. Yassıada'da Menderes, Ankara'da Kenan Evren olunamaz, böyle demokratlık olmaz." görüşünü savundu.
Cahit Özkan, HDP'li Oluç'un sözlerine, "Öyle bir şey yok! Menderes'e de aynı şeyleri yaptılar, tarih yazıyor. Menderes de aynı iddialara muhatap oldu. Menderes neyse Erdoğan o, Özal o; milletin adamları." dedi.
– Usul tartışması
Genel Kurulda daha sonra CHP'li Altay, TBMM Başkanvekili Bilgiç'in 3 milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesi fezlekelerini, Genel Kurulda gereken düzen ve sessizlik bulunmadığı halde okutmasının, TBMM İçtüzüğü'ne aykırı olduğunu öne sürerek, bu tutumuna yönelik usul tartışması talep etti.
Aleyhte söz alan CHP Genel Başkan Yardımcısı, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, yürütmenin başı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gönderilmesi gereken müzekkerelerin, "atanmış" olarak nitelendirdiği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay imzasıyla gönderilmesinin kabul edilemez olduğunu savundu.
Erkek, "Milletvekilliğini düşürdünüz, yarın cezaevine girecek. Anayasa Mahkemesi yarın o dosyada hak ihlali tespit ederse, 'adil yargılanmadı', 'delil yoktu' derse ne yapacaksınız? Niye beklemiyorsunuz Anayasa Mahkemesi kararını?" diye sordu.
– "Kesinleşmiş bir mahkeme kararı varken, TBMM rutini yapmıştır"
AK Parti Kırıkkale Milletvekili Ramazan Can ise lehte konuşmasında, CHP ve HDP'li konuşmacıların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimat verdiğine yönelik sözlerini anımsatarak, "Biz, Cumhurbaşkanımızdan ve Genel Başkanımızdan seve seve talimat alırız. Bundan şeref duyuyoruz. Peki, siz talimat almıyor musunuz? Hem de tıpış tıpış! Diyor ki '15 milletvekili buraya verdim geç, 20 milletvekili buraya verdim geç.' Bırakın geçin bunları." diye konuştu.
Meclis Başkanvekili Bilgiç'in, görevinin gereğini yerine getirdiğini belirten Can, "Hiçbir milletvekilinin bu karardan, daha doğrusu mahkemenin vermiş olduğu karardan memnuniyet duyduğunu asla düşünmüyoruz ama kesinleşmiş bir mahkeme kararı varken, TBMM rutini yapmıştır." dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş'ın, AK Partili milletvekillerinin, şahsi iradeleriyle değil Erdoğan'ın talimatlarıyla hareket ettiğini söylemesi üzerine, AK Partili bazı milletvekilleri Beştaş'a, "Siz nereden talimat alıyorsunuz?" şeklinde tepki gösterdi.
Beştaş'ın konuşması sırasında AK Parti ve HDP'li milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
AK Parti Isparta Milletvekili Recep Özel, TBMM Başkanvekili Bilgiç'in tutumu lehine yaptığı konuşmasında, Meclis'in bir yargı kararınının gereğini yerine getirdiğini, Bilgiç'in tutumunun yerinde olduğunu belirtti.
Özel, "Bizi darbecilikle itham etmeye hiçbirinizin hakkı yok. Bu, tamamen anayasa ve yasalar çerçevesinde yapılmış bir işlemdir. Bu, sizin saygılı Genel Başkanınız, 'dokunulmazlığı kaldırın' diye efelenirken söylemeniz gereken bir konuydu. Şimdi efelendiğiniz konu, geldi başınıza bu çorabı ördü." diye konuştu.
– "Bilgiye sunma, görüşmeli bir işlem değil"
TBMM Başkanvekili Bilgiç ise konuşmaların ardından, bu süreçteki tutumunun içtüzüğe uygun olduğunu kaydederek, şunları kaydetti:
"Anayasanın 84. maddesinin ikinci fıkrası gereğince gönderilen tezkereler, anayasa gereğince bilgiye sunulma tezkereleridir, görüşmeye ve oylamaya tabi değildir. Zaman zaman Genel Kuruldaki görüşmelerde siyasi tansiyon yükselebilmekte, masalara vurma, gürültü yapma şeklinde hatibin konuşmasını engelleme girişimleri de olabilmektedir. Geçen oturumda yapılan bilgiye sunma işlemi, görüşmeli bir işlem değildir. Bilgiye sunma işlemi başladıktan sonra işlem bitene kadar çıkarılan gürültüler, işlemin engellenmesine yöneliktir ve içtüzüğün 68. maddesinde düzenlenen görüşme sırasında kavga çıkması şeklinde değerlendirilemez. Tezkerenin bilgiye sunulması işlemi sırasında birleşime ara vermemem, anayasa ve içtüzüğe uygundur ve tutumumda bir değişiklik yoktur."
– Genel kurulda gerginlik
CHP Aydın Milletvekil Bülent Tezcan, Meclis'in bugün yeni bir darbe girişimiyle karşı karşıya olduğunu ve Berberoğlu'na yönelik fezlekeyi okutanların, bunun utancını yaşayacağını öne sürdü.
CHP'li Altay, yerinden söz alarak bugünkü birleşimde okunan fezlekelerin, yok hükmünde olduğunu iddia ederek, geçmiş uygulamalarda bu tür kararların dönem sonuna bırakıldığının çok örneği bulunduğunu söyledi.
TBMM Başkanvekili Bilgiç de tezkereleri kendilerine gönderdiğini ifade etti.
Altay, AK Partili Ramazan Can'ın, sosyal medya hesabından, fezlekelerin okunmasına tepki gösteren CHP ve HDP'li milletvekillerinin fotoğrafı ile "HDP ve CHP el ele kol kola Genel Kurulda eylem yaparak şer ittifakını güncellediler." sözlerinin yer aldığı bir paylaşımda bulunduğunu belirterek, "Ramazan Can, Türkiye'de ticarette, siyasette, yargıda yükselmenin tek yolu Fetullah Gülen'dir, demişsiniz. Bu belge Youtube'da var." diye konuştu.
Bu sırada Genel Kurulda AK Parti, CHP ve HDP milletvekilleri arasında tartışma yaşandı.
Can, Altay'ın sözleri üzerine, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında kendisinin de aralarında yer aldığı Meclis'te toplanan milletvekillerinin fotoğrafını göstererek, "15 Temmuz gecesi biz kelle koltuk mücadele ederken birileri tankların arasından sıvışarak kahve yudumluyordu. Haddinizi bileceksiniz." diye karşılık verdi.
Genel Kurulda gerginliğin devam etmesi üzerine Bilgiç, birleşime ara verdi.
– CHP'li Altay'dan protesto çağrısı
Aranın ardından Genel Kurulda, İYİ Parti'nin, "Suriye'de ABD önderliğinde Türkiye'ye karşı oluşturulan terör ittifakı nedeniyle doğacak tehditlerin tespiti" hakkındaki grup önergesinin görüşülmesine geçildi.
Görüşmelerden önce söz alan Engin Altay, parlamentonun üç üyesinin milletvekilliklerinin düşürülmesini, "kabul edilemez" gördüklerini ifade ederek, grubunu Meclis Başkanlığını protestoya etmeye davet etti.
Alkışlı protestonun uzun sürmesi üzerine Meclis Başkanvekili Bilgiç, birleşime ara verdi.
Aradan sonra İYİ Parti'nin grup önerisinin yapılan ikinci oylamasında da toplantı yeter sayısının bulunamaması üzerine Meclis Başkanvekili Bilgiç, birleşimi 9 Haziran Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.
– Anayasa kitapçığı bıraktı
Bu arada, Genel Kurul toplantısının ardından CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile bir grup milletvekili, TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un makam binası girişine anayasa kitapçığı bıraktı.
Altay, burada yaptığı konuşmada, Berberoğlu, Güven ve Farisoğulları'nın milletvekilliklerinin düşürülmesi nedeniyle "lekeli, ayıplı bir günün" yaşandığını öne sürdü.
Alınan kararların bir karamsarlığa neden olmamasını isteyen Altay, şunları söyledi:
"Dün olduğu gibi bugün de diz çökmeyecek, baş eğmeyecek, susmayacak, yılmayacağız. Yapacağımız her şeyi, biraz önce TBMM Başkanlığının önüne koyduğum anayasaya ve TBMM İçtüzüğüne uygun olarak barışçıl bir şekilde, demokrasi çığılığımızı, Türkiye'nin gerekirse 81 il, 950 ilçe, 36 bin köyde, hane hane demokrasimizin korumasının yaşatılmasının bir zorunluluk olduğunu, 83 milyona anlatmak için yollara düşeceğiz."