İSTANBUL (AA) – KENAN IRTAK – İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yeter Demir Uslu, Türkiye'nin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecindeki başarılı yönetiminin Avrupa'daki sağlık turizmi pastasından daha fazla pay alabilmesi için fırsat sunduğunu belirtti.
Prof. Dr. Uslu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Kovid-19 ile mücadele sürecindeki hazırlıklarına ve çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.
Türkiye'nin başarılı pandemi yönetimi konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere çeşitli merciler tarafından defalarca takdir edildiğini aktaran Uslu, "Devletimiz özel uçak, ambulans uçak ve gemi gibi tüm imkanları kullanıp dünyanın her yerindeki vatandaşını ülkesine getirip kontrol ve tedavilerini yaparak büyüklüğünü göstermiştir. Salgın ile mücadelede küresel arenada bunun bir başka örneği yoktur." diye konuştu.
Uslu, ayrıca gelişmiş ülkelerin de aralarında bulunduğu birçok ülkeye yardımda bulunmasının Türkiye'nin imajına olumlu katkılar sunduğunu ifade ederek, "Tüm bu yetenekleri, coğrafi konumu ve sağlık sisteminin gücüyle Türkiye hiç kuşkusuz dışarıdan gelecek Kovid-19 hastalığı için tedavi talebinde bulunan hastalara da en iyi şekilde cevap verebilecek kapasite ve güce sahiptir." ifadelerini kullandı.
– "Türkiye'nin sağlık turizminde ciddi kazanımları olacak"
Prof. Dr. Yeter Demir Uslu, Türkiye'nin sağlık turizmi açısından son 3 yılda önemli başarılara imza attığına dikkati çekerek, ülkede geçen yıl tedavi edilen yabancı hasta sayısının 880 bini aştığını söyledi.
Türkiye'de en çok tedavi edilen hasta sayılarının sıralamasında ilk 10'da Avrupa ülkelerinden sadece Almanya ve İngiltere'nin olduğunu aktaran Uslu, şöyle devam etti:
"Avrupa'da küresel salgınla mücadelede başta İtalya, İspanya ve Fransa olmak üzere çok kötü sınavlar verdi, keza ABD de öyle ve bu ülkelerin ağır bilançoları hala devam etmekte. Öyle ki salgın dönemindeki geç alınmış önlemler Avrupa Birliği'nin var oluşunun dahi tartışılmasına sebebiyet vermiştir. Pandemi sürecinde başarılı bir salgın yönetimi yürütmemiz bu anlamda Avrupa'daki sağlık turizmi pastasından daha fazla pay alabilmemiz için bize ciddi bir fırsat sunmaktadır. Sağlık turizminde Türkiye'ye olan talep artacak, bu kaçınılmazdır. Salgının yönetiminde sağladığımız başarıyı bu noktada da gösterebilirsek uzun vadede çok ciddi kazanımlarımızın olacağı açıktır."
Uslu, sağlık hizmetlerinin sunumunda Türkiye'nin, Avrupa ülkeleri ve ABD ile karşılaştırıldığında fiyat ve bekleme süresi bakımından, Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle karşılaştırıldığında ise tıbbi teknoloji kapasitesi ve sağlık personelinin ihtisası bakımından daha avantajlı konumda olduğunu aktardı.
– "Türkiye’nin sağlık turizminde küresel rekabet gücü artıyor"
Türkiye'de, sağlık turizminde İstanbul'un birinci sırada yer aldığını dile getiren Uslu, şunları kaydetti:
"Bu doğrultuda acil durum hastanelerinin açılması ve bunların İstanbul'da olması stratejik bir planlamanın ürünü olduğunu göstermektedir. Acil durum hastanelerinin konumu, fiziki özellikleri ve donanımları düşünüldüğünde sadece olağanüstü durumlar için değil, sağlık turizmi için de stratejik bir yatırımdır. Sağlık turizmde en fazla hastanın geldiği iller ile ülkemizdeki şehir hastanelerinin bulunduğu bölgeler arasında paralellik olduğunu görüyoruz."
Prof. Dr. Uslu, sağlık hizmetlerinin üst noktaya çıkarıldığı fiziki altyapısı, nitelikli yatak kapasitesi ve sahip olduğu yüksek teknolojiyle şehir hastanelerinin sağlık turizmine büyük katkı sunduğunu vurgulayarak, "Sağlık turizminde rekabet edilebilirliğin temel olarak dayandığı nokta ülkenin sağlık sistemi ve sağlık koşullarıdır. Acil durum hastaneleri ve şehir hastaneleri ülkemiz sağlık sistemini güçlendirmektedir. Bu açıdan Türkiye’nin sağlık turizminde küresel rekabet gücü artmaktadır." ifadelerini kullandı.
Uslu, Türkiye'nin tüm bölgelerinde gerek kamu gerekse özel hastanelerden sağlık turizmi yapan kurum ve kuruluş bulunduğunu dile getirerek, sağlık turizminde en fazla tercih edilen İstanbul, Antalya, Ankara, İzmir, Trabzon, Muğla, Bursa, Aydın, Rize ve Yalova gibi illerin ilk sıralarda yer aldığını ifade etti.
Türkiye'nin, geçmişinden gelen misafirperverlik geleneğini sağlık turizmi hizmeti anlayışıyla birleştirdiğine vurgu yapan Uslu, "Türkiye yapmış olduğu planlamalar ve uygulamalar sayesinde pandemi sonrası mevcut lokasyonlarını geliştirecek ve yeni lokasyonlar ekleyerek sağlık turizminde önemli bir merkez olma kararlılığını sürdürebilecektir." dedi.
– "En fazla göz ameliyatına yönelik hasta kabul eden ülke Türkiye'dir"
Türkiye'de özellikle iç hastalıkları, ortopedi, kadın hastalıkları ve doğum bölümlerinin sınır ötesinden en sık hasta kabul eden branşlar olduğunu anlatan Uslu, şöyle devam etti:
"Bunların yanında diğer ülkelere göre yurt dışından en fazla göz ameliyatına yönelik hasta kabul eden ülke Türkiye'dir. Ayrıca başta saç ekimi olmak üzere estetik cerrahi konularında medikal turizmde diğer ülkelere göre mukayeseli üstünlüğe sahip konumda olduğu ifade edilebilir. Türkiye, medikal turizmin yanında zengin termal kaynakları ile termal turizmde de ön plana çıkmaktadır."
Uslu, sağlık turizminin dünyada 100 milyar doları aştığını, Türkiye'nin sağlık turizminde 2023 yılı gelir hedefinin 20 milyar dolar olduğu sözlerine ekledi.